İsrail'in Gazze'ye yönelik süregelen saldırıları ve abluka politikaları, dünya genelinde artan tepkilere yol açıyor. Özellikle son aylarda, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık 65 bin Filistinlinin hayatını kaybettiği, milyonlarcasının ise göçe zorlandığı bildiriliyor.
İsrail'in bu politikalarının ABD'nin sınırsız desteğiyle sürdürüldüğü vurgulanırken, bazı Arap ülkelerinin sessizliği de eleştiriliyor. Uzmanlar, İsrail'in uluslararası hukuku hiçe sayan uygulamalarının bölge barışını tehdit ettiğini belirtiyor.
Bu gelişmelerin ardından 44 gemilik Küresel Sumud Filosu, Gazze'ye insani yardım ulaştırmak amacıyla denize açıldı. Ancak filo, İsrail ordusunun uluslararası sularda gerçekleştirdiği müdahaleye maruz kaldı. Yardım taşıyan gemilere el konulurken, yolcular gözaltına alındı.
İsrail'in bu tutumu, 2010 yılında Mavi Marmara gemisine yönelik saldırıyı hatırlattı. O dönem olduğu gibi şimdi de uluslararası kamuoyunda sert tepkiler yükseliyor.
Uzmanlar, Filistin meselesinin artık sadece siyasi değil, vicdani bir mesele haline geldiğini vurgularken; İsrail ve ABD yönetimlerine karşı siyasi ve ekonomik yaptırımların gündeme gelmesi gerektiğini savunuyor.
"Zulme sessizlik, suça ortaklıktır" çağrısıyla yükselen küresel dayanışma sesleri, dünya vicdanının artık daha net bir tutum talep ettiğini ortaya koyuyor.