BM KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN KALDIRILMASI SÖZLEŞMESİNİN KABULÜNÜN 46. YILI
18 Aralık 1979 tarihinde kabul edilen Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) kapsamında açıklamalarda bulunan Avukatlar Vakfı Başkan Yardımcısı ve Türkiye'nin ilk kadın hukuku uzmanı Av. Nazan Moroğlu, uluslararası hukuktan doğan taahhütlerin yerine getirilmesini ve yaşamın her alanında eşit hak-eşit temsilin ve gerçek demokrasinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
18 Aralık vesilesiyle açıklamalarda bulunan Avukatlar Vakfı Başkan Yardımcısı ve Türkiye'nin ilk kadın hukuku uzmanı Av. Nazan Moroğlu, kadınların eşitlik ve demokrasi mücadelesinin kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri durdurulana kadar süreceğini ifade etti.
Moroğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) 18 Aralık 1979 tarihinde kabul edildi. Türkiye, Sözleşmeyi 1985 yılında onayladı ve yasalardan ve yaşamın her alanından kadınlara karşı ayrımcılıkları kaldırmayı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini yaşama geçirmeyi taahhüt etti.
Cumhuriyet'in "çağdaş medeniyetler seviyesine çıkma" hedefi bu yönde benimsediği ve uyguladığı kararlı politikalar, Türkiye'de kadın-erkek eşitliği alanında ilerleme kaydedilmesinde etken olmuştur. Laik devlet yapısı ve Cumhuriyet'le benimsenen hukuk birliği sistemi, günümüze kadar gelen kadın-erkek eşitliğine yönelik olumlu yasal çerçeveyi çizmiştir. Ancak, devrim sürecinden sonra kadın erkek eşitliğine yönelik çalışmalar iktidarlar tarafından uzun yıllar ihmal edilmiştir.
Son yıllarda, kadını BİREY olarak görmeyen bir anlayışla yönetildikçe, yasalarda eşit haklar yer alsa da, yaşama geçirilemiyor. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri artıyor. Kadın Hakları, Çocuk Hakları, Anayasa ve Medeni Kanun yok sayılıyor.
Günümüzde kadınlara karşı ayrımcılığın söylemde ve eylemde giderek arttığına; yasa değişikliğiyle eşit hakların kaldırılmaya çalışıldığına kamuoyunun dikkatini çekiyoruz.
"KAZANIMLARIMIZA SAHİP ÇIKMAYA KARARLIYIZ"
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi'nden ve uluslararası hukuktan doğan taahhütlerin yerine getirilmesini ve yaşamın her alanında eşit hak – eşit temsilin ve gerçek demokrasinin hayata geçirilmesini istiyoruz.
"Kadın Erkek Eşitliği, Bir Demokrasi Meselesi" diyoruz. Bu geri gidişe dur demek için tüm kişi, kurum ve kuruluşları elele vermeye davet ediyoruz.
Eğitimde, yönetimde, ailede, siyasette devletin temelini oluşturan laiklik, demokrasi, hukuk devleti ilkelerinin, kadın erkek eşitliğinin yok sayılmasından kaygılıyız.
Ancak kazanımlarımıza sahip çıkmaya kararlıyız. Kadınların eşitlik ve demokrasi mücadelesi; kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri durdurulana kadar sürecek.