Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Abdulkadir Uraloğlu, bu yıl içerisinde, İstanbul Kuzey Demiryolu Geçişi
Projesi'nin ihale ilanına çıkmayı hedeflediklerini kaydetti. Bakan uraloğlu,
"Proje, İstanbul'un yüksek kapasiteli ve ağır yük taşımacılığına uygun
demiryolu bağlantısının tesis edilmesini hedefleyen stratejik bir altyapı
girişimidir. Marmaray ile sağlanan demiryolu taşımacılığının kapasitesini çok
ciddi oranda artırmış olacağız" dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Abdulkadir Uraloğlu, Kazakistan'da düzenlenen 7. Uluslararası Taşımacılık ve
Lojistik Forumu'na katıldı. Bakan Uraloğlu, forum kapsamında düzenlenen "Büyük
Avrupa-Asya: Küresel değişim koşullarında uluslararası ulaştırma koridorlarını
da kapsayacak şekilde zorluk ve fırsatlar" stratejik oturumunda konuştu.
Uraloğlu, küresel ölçekte
derinleşen belirsizliklerin ve dönüşümlerin ortasında, uluslararası ulaştırma
koridorlarının sadece ekonomik kalkınmanın değil, aynı zamanda siyasi
istikrarın ve küresel barışın da en temel belirleyicilerinden biri haline
geldiğini kaydetti. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Öte yandan, jeopolitik
gerilimler mevcut koridorların da işleyişini doğrudan etkiliyor. Rusya-Ukrayna
savaşı, sadece enerji piyasalarını değil, Avrupa ile Asya arasındaki kara ve
deniz lojistiğini de yeniden şekillendirdi. Geleneksel Kuzey Koridoru'nun
kullanımı azalırken, Orta Koridor ve Güney rotaları öne çıkıyor. Ancak bu
kayış, altyapı ihtiyaçları ve koridor yönetimindeki eksiklikler nedeniyle hâlâ
istenen verimliliği sağlayamıyor."
İklim değişikliğinin bir diğer
kritik zorluk olduğunu dile getiren Uraloğlu, "Panama Kanalı'nda yaşanan
kuraklık veya Süveyş'te güvenlik riskleri, denizyolu taşımacılığının
kırılganlığını ortaya koydu. Bu durum, kara ve demiryolu ağlarının önemini
artırsa da aynı zamanda dirençli ve sürdürülebilir altyapılara duyulan ihtiyacı
daha görünür kılıyor." şeklinde konuştu.
"Avrupa–Asya Hattı Benzersiz
Fırsatların Merkezinde Yer Alıyor"
Bu noktada Avrasya coğrafyasının
kilit rol oynadığını ifade eden Bakan Uraloğlu, "Avrupa–Asya hattı aynı zamanda
benzersiz fırsatların da merkezinde yer almaktadır. Doğu ile Batı arasında
köprü konumunda bulunan bu geniş coğrafya, tarih boyunca İpek Yolu'nun
canlılığına ev sahipliği yapmıştır. Bugün, Avrasya coğrafyası, küresel
ticaretin ve lojistiğin yeniden şekillendiği, yeni fırsatların ve zorlukların
ortaya çıktığı bir dönüşüm sürecinden geçmektedir." dedi.
Uraloğlu ayrıca, Güney
Kafkasya'daki gelişmelerin Orta Asya'nın yükselen potansiyelinin ve Hazar
Denizi'nin stratejik konumunun, daha güçlü bir iş birliği için cesaretlendirdiğini
kaydetti.
Orta Koridor'un, Çin'den
Avrupa'ya en kısa bağlantıyı sunduğunu da söyleyen Bakan Uraloğlu, "Süveyş
Kanalı'ndan geçen denizyoluna kıyasla daha kısa bir transit süresi
sağlamaktadır. Bu avantaj, küresel ticarette milyarlarca dolarlık tasarruf
anlamına gelmektedir. Ayrıca, bu koridorlar sayesinde taşımacılık maliyetleri
azalmakta, teslimat süreleri kısalmakta ve karbon emisyonları azalmaktadır."
açıklamasında bulundu.
"Orta Koridor'un Geleceği,
Ülkelerimizin Birlikte Atacağı Adımlara Bağlıdır"
Bakan Uraloğlu, "Orta Koridor"un
geliştirilmesinin, sadece bir ulaştırma projesi değil; aynı zamanda ticaretin
çeşitlendirilmesi, halkların refahı ve bölgesel istikrar için stratejik bir
adım olduğunu ifade etti. Bakan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Orta Koridor'un geleceği,
ülkelerimizin birlikte atacağı adımlara bağlıdır. Gümrük süreçlerinin
hızlandırılması, dijital entegrasyon ve yatırımların koordinasyonu, bu hattı
küresel lojistikte en güçlü seçenek haline getirecektir. Türkiye olarak biz,
Asya ile Avrupa arasında doğal bir lojistik köprü konumundayız. Bu stratejik
avantajımızı, bölgesel ve küresel ticaretin geliştirilmesi, tedarik
zincirlerinin çeşitlendirilmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi
amacıyla etkin bir şekilde kullanıyoruz. Son yıllarda ulaştırma ve lojistik
altyapımıza yaptığımız yatırımlar, sadece ülkemizin değil, tüm Avrasya'nın
entegrasyonuna katkı sağlamaktadır."
"Zengezur Geçişi Demiryolu
Hattı Sayesinde Hazar İle Akdeniz Havzası Arasında Yeni Bir Demiryolu Güzergahı
Oluşturmuş Oluyoruz"
Uraloğlu, ağustos ayında Türkiye,
Azerbaycan ve Ermenistan arasında ekonomik işbirliğini güçlendirecek, bölgesel
barışı pekiştirecek, Güney Kafkasya'da ekonomik işbirliğini artıracak,
sınırların açılmasını ve diplomatik ilişkilerin normalleşmesini hızlandıracak
Zengezur Bağlantısı'nın Türkiye kesiminin temelini attıklarını hatırlattı.
Uraloğlu, "Proje büyüklüğü 2,4 milyar Avro, toplam uzunluğu 224 kilometre olan
Zengezur geçişi Demiryolu Hattı sayesinde Hazar ile Akdeniz havzası arasında
yeni bir demiryolu güzergahı oluşturmuş oluyoruz." şeklinde konuştu.
İstanbul Kuzey Demiryolu
Geçişi Projesi'nin İhale İlanı İçin Hedef 2025
Bakan Uraloğlu, bu yıl
içerisinde, İstanbul Kuzey Demiryolu Geçişi Projesi'nin ihale ilanına çıkmayı
hedeflediklerini belirterek sözlerine şu şekilde devam etti:
"Bu proje, İstanbul'un Avrupa ve
Asya yakalarını birbirine bağlayan, yüksek kapasiteli ve ağır yük
taşımacılığına uygun demiryolu bağlantısının tesis edilmesini hedefleyen
stratejik bir altyapı girişimidir. Bu proje ile hali hazırda Asya ile Avrupa
arasında İstanbul Boğazı'nın altında yer alan Marmaray ile sağlanan demiryolu
taşımacılığının kapasitesini çok ciddi oranda artırmış olacağız."
Söz konusu vizyonun başarıya
ulaşması için tek tek ülkelerin gayretlerinin kıymetli olduğunu ifade eden
Bakan Uraloğlu, "Ancak asıl sonuç, bölgesel ve çok taraflı iş birliği ile elde
edilecektir. Avrasya'daki ulaşım koridorlarının sürdürülebilir ve rekabetçi
olabilmesi için bölgesel iş birliği ve çok taraflı anlaşmalar hayati önemdedir.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi
platformlarda geliştirilen çerçeve anlaşmalar, sınır geçişlerinin kolaylaştırılması,
gümrük işlemlerinin dijitalleştirilmesi ve standartların uyumlaştırılması
açısından büyük katkı sağlamaktadır." dedi.
Uraloğlu, Türkiye'nin bu
süreçlerde aktif rol aldığını ve dijitalleşme, yeşil lojistik ve sürdürülebilir
taşımacılık konularında öncü girişimlerde bulunduğunu da söyledi. Zorluklara da
değinen Uraloğlu, "Altyapı eksiklikleri, kapasite kısıtları, uzun prosedürler
ve jeopolitik riskler, koridorların tam potansiyeline ulaşmasını
engellemektedir. Kazakistan ile ikili ulaştırma iş birliğimiz, bu anlamda çok
kıymetli bir örnektir. Gerek demiryolu gerek karayolu gerekse lojistik
merkezler konusundaki ortak çalışmalarımızı daha da ileriye taşımaya
kararlıyız." ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu, "Avrasya'nın
kalbinde atılan her adım, sadece bölgemizi değil, küresel ticareti de
etkilemektedir. Büyük Avrasya vizyonu, aslında sadece bir ulaşım meselesi
değil, halklarımızın refahını artıracak, barışı ve iş birliğini güçlendirecek
bir stratejik vizyondur. Türkiye olarak bu vizyonun güçlü bir parçası olmaya
devam edeceğiz. Siz değerli dostlarımızla birlikte, geleceğin ulaştırma
ağlarını inşa etmekten büyük onur duyacağız." şeklinde konuştu.
Uraloğlu, alternatif
güzergâhların geliştirilmesinin, sadece ekonomik değil, stratejik bir
zorunluluk olduğunu ve rekabetçi yaklaşım yerine gerçek bir sinerjiyle hareket
edilmesi gerektiğini belirtmek belirtti.