EY, her yıl hazırladığı 'Teknoloji şirketleri için en büyük 10 fırsat' araştırmasının en güncel versiyonunu yayımladı. Araştırmaya göre; 2023 yılında küresel ekonomik olumsuzlukları ve artan jeopolitik gerilimleri başarılı bir şekilde yöneten teknoloji sektörü, 2024'te de rekabetten kopmamak ve hatta üstünlük sağlamak adına, üretken yapay zekâ (GenAI) dahil olmak üzere yeni nesil teknolojilere ve dijital altyapıya yatırım yapmalı.
Uluslararası danışmanlık hizmetleri şirketi EY’ın (Ernst & Young) ‘Teknoloji şirketleri için en büyük 10 fırsat’ araştırmasının 2024 versiyonu, teknoloji şirketlerinin faydalanabileceği en önemli fırsat alanlarına vurgu yapıyor. EY araştırmasına göre satışları olumsuz etkileyen ekonomik dalgalanmalar, çeşitli pazarlara, teknolojilere, ham maddelere erişimi tehdit eden jeopolitik gelişmeler ve ticari anlaşmazlıklar gibi risklere rağmen, teknoloji şirketlerinin büyümeye devam etmesi için odaklanması gereken en önemli 10 fırsat alanı şöyle sıralanıyor;
Üretken yapay zekâ (GenAI), yeni bir dijital dönüşüm çağını başlattı. GenAI ortaya çıkmadan önce tasarlanan ve uygulanan dijital dönüşüm çabaları hızla geçerliliğini yitiriyor. Bu noktada dijital dönüşümde geride kalan teknoloji şirketleri, yapay zekâyı stratejilerinin merkezine yerleştirerek rakiplerinin önüne geçebilir. Yapay zekâ; yalnızca dönüşüm yolculuklarının hızlandırılmasına değil, aynı zamanda hızla gelişen teknoloji ve iş modelleri ile operasyonların yeniden şekillendirilmesine de olanak tanıyacak. Dijital dönüşüm yolculuklarında zaten oldukça yol kat eden şirketlerin ise yapay zekânın merkezi bir rol üstlenmesini sağlamak için dijital stratejilerini yeniden değerlendirerek yönlendirmeleri gerekecek. Bu risk ve fırsat dengesiyle karşı karşıya kalan teknoloji şirketlerinin, özel bir yapay zekâ kontrol merkezi kurması, dijital dönüşümde liderliğini korumak veya elde etmek için önemli olacak. GenAI'ı teknoloji dönüşümlerine entegre eden şirketler, sürdürülebilir değer yaratmak için de daha iyi bir konuma sahip olacak.
GenAI etkili bir şekilde uygulandığında, şirketlerin hem ürün ve hizmetlerini geliştirmelerine hem de operasyonlarını daha verimli bir şekilde yürütmelerine yardımcı oluyor. Ancak tüm potansiyel kullanım alanları için GenAI'dan yararlanmak cazip gelse de GenAI araçları, yüksek maliyet ve kaynak gibi bazı zorlukları da beraberinde getirebiliyor. Bu nedenle, şirketler özellikle katma değerli kullanım alanlarını ve dönüşüm fırsatlarını göz önünde bulundurarak kaynaklarını nereye yönlendireceklerini dikkatlice belirlemeli. Bu teknolojiden yararlanmak için potansiyel fırsatlardan oluşan bir portföy geliştirmek, başlangıç için iyi bir yol olabilir. GenAI yatırımlarını başlatmak veya artırmak isteyen teknoloji şirketleri, kârlı büyümeyi destekleyebilecek ön büro (front office) kullanım senaryosunu hedefleyebilir. Örneğin, yazılım kodlamada GenAI'dan yararlanmak ve doğrudan kârlılığa giden bir hatla içerik üretimini hızlandırmak için insan-makine arayüzleri kullanılabilir. Bununla birlikte, arka büro (back office) kullanım örnekleri de verimliliğin artırılmasına ve maliyetlerin azaltılmasına da yardımcı olabilir.
Yeni nesil teknolojiler geliştikçe, kuruluşların robotik cihazlar, akıllı ev sensörleri ve sürücüsüz araçlar gibi kaynaklardan gelen ve sürekli artan büyük miktardaki verileri işlemesi gerekiyor. Yapay zekânın hızla ilerlemesi, uç bilgi işlem (edge) alanında ultra hızlı işlem gerektiren kullanım senaryolarının çoğalması ve düzenlemelerdeki sürekli değişimler göz önünde bulundurulduğunda, teknoloji şirketleri 2024 yılında operasyonlarını ve deneyimlerini iyileştirmek için dijital altyapı yatırımlarını optimize etmeli. Uç bilgi işlem sistemi hız ve ölçek kazandıkça, yeni nesil dijital altyapıyı etkinleştirme ve giderek sıkılaşan sermaye kısıtlamaları içinde kalma gibi birbiriyle rekabet eden hedefleri dengelemeyi başaran şirketler, kazanan konumda olmaya devam edecek.
Jeopolitik olaylar ve tedarik zincirindeki aksamalar, şirketlerin yönetim kurullarının gündemindeki öne çıkan üç riskten ikisi olarak belirleniyor. Küresel alanda hizmet veren şirketler için ikincil bir tedarik zinciri hattı oluşturmak, gelecekteki olası ticari aksaklık risklerini azaltmanın etkin bir yolu olarak görülüyor.
Yapay zekâ (AI) ve büyük dil modellerinin (LLM) kullanımı hızla artıyor, ancak buna ayak uydurmak kolay olmayabilir. Çünkü donanım talebinin arzı geride bırakması yüksek fiyatlara ve sınırlı bulunabilirliğe yol açıyor. Dahası, bu hizmetlerin özelleştirilmesi ve uygulanması beceri ve yetenek gerektiriyor. Geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, satın alma işlemlerinin ve anlaşmaların bu alandaki gelişimi hızlandırabileceğini söyleyebiliriz. Öte yandan, sektördeki anlaşmaların daha titiz bir incelemeye tabi tutulmasına ek olarak, jeopolitik gerilimler ve uluslararası ticaret anlaşmazlıkları, özellikle yapay zekâ alanında anlaşmaların yapılmasına engel teşkil ediyor. Bu nedenle, bu alanda büyümenin en uygun yolu küçük ve orta ölçekli satın almalar, kurumsal yatırımlar ve ortaklıklardan geçiyor. Satın almalar, bugün mümkün görünmeyen gelecekteki uygulamalar için farklı yol haritaları geliştirebilecek. Ortaklıklar ise yeni fırsatları takip etmek için gereken veri setlerine, hizmetlere ve pazarlara anında erişim sağlayabilecek.
Teknoloji sektörü bir dönüşüm ve yeniden şekillenme döneminden geçiyor. Platform iş modelleri, teknoloji sektöründe standart çalışma prosedürü haline geldi ve GenAI devriminin de merkezinde yer alıyor. Bu süreçte, veri stratejileri de dahil olmak üzere platform iş modellerinin uygulanmasını veya geliştirilmesini hızlandırmak için hedef odaklı bir yaklaşım benimseyen şirketler değer elde edecek. Yapay zekâ; sektörde yeni fırsatları tetikledikçe, şirketler pazar payı için rekabet ederken, sağlam ve çeşitlendirilmiş bir platform kurma becerisi kazananları farklılaştıran temel bir özellik olacak.
Küresel vergi sisteminin 2024 yılında eskisinden karmaşık süreçlere girmesiyle, bunun etkileri teknoloji şirketleri için de vergi departmanlarını aşan bir konu haline gelmeye başladı. Bugün vergi yüklerini optimize etmek için proaktif düşünen, kapsamlı ve bütünsel bir şekilde hareket eden şirketler, daha yavaş yanıt veren rakiplerine göre avantajlı bir başlangıç yapacak. 2024'ten itibaren %15 oranlı Küresel Asgari Kurumlar Vergisi uygulamasına geçilmeye başlanmasıyla birlikte büyük ölçekli teknoloji şirketleri, küresel tedarik zincirlerini yapılandırma ve faaliyet gösterdikleri ülkelerde operasyonlarını %15 vergi oranını karşılayacak şekilde düzenleme fırsatına sahip, bu da şirketlerin sermayesinin daha esnek olmasına katkı sağlayacak.
Net sıfıra giden yol uzun ve zorlu, ancak bu yolculuğu tamamlamak teknoloji sektörü için büyük önem taşıyor. Birçok teknoloji şirketi karbon hedefini taahhüt etmiş durumda. Ancak bütçelerin kısıtlı olduğu bir ortamda şirketlerin nereden başlayıp hangi konulara öncelik vereceğini düşünmesi önemli. Teknoloji şirketlerinin bu yıl özellikle veri merkeziyle ilişkili olarak enerji verimliliğini artırmaya odaklanması gerekiyor. Veri merkezleri giderek artan miktarda elektrik tüketiyor. 2027 yılına gelindiğinde yapay zekâ, Hollanda büyüklüğünde bir ülke kadar elektrik tüketebilir. Teknoloji şirketlerinin, veri merkezlerini daha enerji verimli hale getirmesi, gelecekte yaşanabilecek enerji krizlerinin etkisini azaltacak ve kısa vadede dijital hizmetlerin üretim maliyetlerini düşürecektir.
Pandemi süreci, yıkıcı olayların başka olayları tetikleyerek hem riskler hem de bazı fırsatlar yarattığını gösterdi. Bu tarz risklere hazırlıklı olup uygun şekilde yanıt vermenin şirketler için fark yaratabileceğini söyleyebiliriz. Bu nedenle teknoloji şirketleri de; ticari yaptırımlar, jeopolitik gerilimler, vergilendirme ve yasal değişiklikler, iklim olayları ve tedarik zinciri krizi gibi risk kategorilerine ilişkin durumlarını yeniden değerlendirmeli; maliyetler, riskler, esneklik ve çeviklik arasındaki karmaşık dengeleri de nasıl yönettiklerini tekrar gözden geçirmelidir. Bugün gelişmiş risk araçlarına yatırım yapan şirketler, bir sonraki risk ile karşı karşıya kaldıklarında, bunun etkilerini minimize etme fırsatına sahip olacaklar.
GenAI ve kuantum teknolojileri gibi gelişmekte olan teknolojiler işletmelere birçok fayda sunarken, aynı zamanda siber tehditlerin doğasını kökten değiştiriyor ve oluşturdukları riskleri de artırıyor. Teknoloji şirketlerinin veri açısından zengin ancak karmaşık bir teknik sisteme sahip olma eğilimi, onları siber tehditlere özellikle açık hale getiriyor. Bu alana yatırım yapan teknoloji şirketleri, siber tehditleri daha iyi yönetmeyi başarıyor. Günümüzde teknoloji şirketleri, iş süreçlerini netleştirmek, operasyonlarını daha iyi anlamak, verilerini ve sistemlerini doğru bir şekilde sınıflandırıp etiketlemek için GenAI teknolojisinden faydalanabilir. Ayrıca siber risk faktörleri, GenAI aracılığıyla otomatik bir şekilde ele alınarak siber riskler daha hızlı, daha kapsamlı ve daha düşük maliyetle azaltılabilir.
EY Türkiye Telekomünikasyon, Medya ve Teknoloji Sektör Lideri ve Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Emre Beşli, ilgili araştırmaya yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:
“EY olarak, teknoloji sektöründe yaptığımız araştırmalar sonucunda belirlediğimiz fırsat alanları hem bu sektördeki şirketlerin hem de alt sektörlerin 2024 yılında ve ilerisinde başarılı olmaları için önemli bakış açıları sunuyor. Fırsatlar içerisinde GenAI’ın birkaç farklı persektifle öne çıkması, beklentilerin oldukça yüksek olduğu bu dönem için sürpriz değil. Bununla birlikte, tedarik zinciri yedekliliği, enerji verimliliği ile etkin siber güvenlik ve risk yönetimi gibi şirketlerin uzun süredir gündeminde olan fırsat konularının da geçerliliğini koruduğunu gözlemliyoruz. Vergi mevzuatındaki değişiklikler ve diğer regülatif konular da fırsatları şekillendiren diğer kritik faktörler arasında yer almaya devam ediyor.”
Talas viyadük bölgesinde uçuruma düşen keçi, itfaiye ekiplerinin titiz operasyonuyla kurtarılarak sahibine teslim edildi.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi, bütçesinin yüzde 50'sini yatırımlara ayırarak 30 büyükşehir arasında Türkiye ikinciliğini elde etti. Son 5 yılda 3 kez birinci, 2 kez ikinci olan belediye, yatırım performansıyla dikkat çekti.
Büyükşehir Belediyesi, kent merkezi ve kırsal mahallelerde yürüttüğü koruyucu sağlık hizmetlerine hepatit testini dahil etti. Ekim 2024'ten bu yana 42 mahallede 10 bin kişiye sağlık taraması yapıldı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Kızılay Zafer Meydanı'nda açtığı 6. Genç Akademi, 3 bin metrekare alanda 500 kişi kapasiteli modern çalışma ortamı sunuyor.
Konya Büyükşehir Belediyesi, kuraklığa dayanıklı 49 bin kilogram sertifikalı mercimek tohumunu çiftçilere dağıtarak 3 bin 270 dekar alanda üretim başlattı.
Konya Büyükşehir Belediyesi'nin Beyşehir Yaka Manastır Tabiat Parkı'nda yürüttüğü çevre düzenleme çalışmaları son aşamaya geldi. Restoran ve bungalov evlerin bahar ayında hizmete girmesi planlanıyor.
Konya Büyükşehir Belediyespor judocusu Sinem Oruç, Moldova'nın Kişinev kentinde düzenlenen U23 Avrupa Judo Şampiyonası'nda bronz madalya elde ederek üst üste dördüncü kez Avrupa ve dünya şampiyonalarında madalya kazandı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Kestel ilçesi Serme Mahallesi'ne mevsimlik tarım işçileri için konukevi ve 40 ton kapasiteli taşıt kantarı kazandırdı.
AKOM'da düzenlenen masa başı tatbikatında, şiddetli yağış senaryosu üzerinden müdahale süreçleri ve ekipler arası koordinasyon test edildi
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ve Kısas Kültürünü Yaşatma Derneği iş birliğinde gerçekleştirilen 17. Aşure Şenliği'nde yüzlerce kişi bir araya geldi.
Fransa'da düzenlenen Gençler Bocce Dünya Şampiyonası'nda mücadele eden Nazmiye Ak, raffa disiplininde dünya üçüncüsü olarak kürsüye çıktı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin Kültür Fabrikası etkinlikleri kapsamında düzenlediği sanat söyleşileri, Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün'ün katılımıyla Mehmet Akif Ersoy Kültürevi'nde başladı.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, iklim değişikliğinin artık insanlığın ortak sınavı olduğunu belirterek, kentteki su kullanımının 525 bin metreküpten 450 bin metreküpe düştüğünü açıkladı.
Başkan Bozbey Burada projesi kapsamında Kestel'de gerçekleştirilen ziyaretlerde tarımdan ulaşıma, kentsel dönüşümden restorasyon çalışmalarına kadar birçok konu ele alındı.
Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, William Shakespeare'in ölümsüz eseri 'Romeo ve Juliet'i sanatseverlerle buluşturdu. Belediye Başkanı Besim Dutlulu, oyunu eşi ve protokol üyeleriyle birlikte izledi.
Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin 'Destek Bizden Hasat Sizden' projesi kapsamında 17 ilçede yüzde 75 hibe destekli tohum dağıtımı tamamlandı.
Manisa Büyükşehir Belediyesi, 2025 yılı için belirlediği 700 kilometrelik sathi kaplama hedefine yıl bitmeden ulaştı. Çalışmalar kapsamında 5 milyon metrekare alanda yol yenileme işlemi gerçekleştirildi.
Eski nikah sarayının modern sosyal hizmet merkezine dönüştürülmesiyle Sevgi Eli artık kendi binasında hizmet veriyor