TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi 31. Türkiye Çalışma Grubu Toplantısı’nda konuştu. Geleneksel siyasal kurumların, dünyanın yaşadığı çoklu kriz döneminde oluşan yeni ihtiyaçlara cevap veremediğini vurgulayan İmamoğlu, “Bundan sadece 20 yıl önce, yüzde 80’i AB üyeliğini destekleyen Türk halkının AB’ye inancına darbe vuran dört temel konu olduğunu düşünüyorum” dedi. Bu konuları; Türk vatandaşlarına AB konsoloslukları önünde eziyet çektiren vize meselesi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs’ın tek temsilcisi olarak AB’ye kabul edilmesi, AB’nin Filistin meselesindeki sessizliği ve mülteci sorunu olarak sıralayan İmamoğlu, “Dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkelerin başında gelen Türkiye’nin, bu ağır yükü tek başına taşımaya devam etmesi ne sürdürülebilir ne de adil. Yalnızca İstanbul'da, sayılarını tam olarak bilmediğimiz yüzbinlerce Suriyeliye ev sahipliği yapıyoruz, ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yoğun çaba sarf ediyoruz. İklim krizleri ve küresel yoksulluğun keskinleşmesiyle daha da artmasını beklediğimiz göç krizi, kısa vadeli ‘al-ver politikaları’ ile çözülemeyecek, birkaç ülkenin sırtına yüklenemeyecek kadar büyük ve önemli. Bu konuda geniş kapsamlı uluslararası iş birliği ve dayanışma şart” dedi.
AB BÖLGELER KOMİTESİ 31. TÜRKİYE ÇALIŞMA GRUBU TOPLANTISI’NDA KONUŞTU
İMAMOĞLU, TÜRK HALKININ AB’YE İNANCINA DARBE VURAN DÖRT TEMEL KONUYU SIRALADI: VİZE EZİYETİ, GÜNEY KIBRIS KARARI, FİLİSTİN SESSİZLİĞİ, SIĞINMACI VE MÜLTECİ SORUNLARI
TÜRKİYE’NİN, BU AĞIR YÜKÜ TEK BAŞINA TAŞIMAYA DEVAM ETMESİ NE SÜRDÜRÜLEBİLİR NE DE ADİL
GELENEKSEL SİYASAL KURUMLAR YENİ İHTİYAÇLARA CEVAP VEREMİYOR
ŞİŞLİ / İSTANBUL
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu; TBB, Şişli Belediyesi ve Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi’nin (COR) ortaklaşa düzenlediği, “31. Türkiye Çalışma Grubu Toplantısı”na katıldı. Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın da bir konuşma yaptığı toplantı öncesinde, COR Türkiye Çalışma Grubu Başkanı Antje Grotheer ile ikili bir görüşme gerçekleştiren İmamoğlu, “Hep birlikte daha adil, daha katılımcı ve daha demokratik bir Avrupa oluşturmak için önemli bir güç oluşturuyoruz” dedi.
“DÜNYAMIZ, ‘ÇOKLU KRİZ’ DÖNEMİ YAŞIYOR”
“Dünyamız, Ukrayna’dan Gazze’ye krizler ve savaşlar, önüne geçemediğimiz iklim krizi, düzensiz göç dalgaları, gittikçe keskinleşen yoksulluk ve eşitsizlik gibi sorunların süreklilik arz ettiği bir ‘çoklu kriz’ dönemi yaşıyor” saptamasında bulunan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Her gün yeni bir çatışma ve istikrarsızlıkla uyanıyoruz. Lübnan’da ateşkes sağlandı derken, şimdi de Suriye’de çatışmalar yeniden başladı. Bu şartlarda, maalesef geleneksel siyasal kurumlar yeni ihtiyaçlara cevap veremiyor. Türkiye dahil birçok ülkede siyasal rejimler kabuk değiştirirken, evrensel demokratik değerleri tehdit eden otoriter anlayışlar güçleniyor. Halkların memnuniyetsizliği ve öfkesinden faydalanarak yükselen otoriter ve popülist dalga, bu çoklu krizlere çare bulmaktan çok uzak. Tam tersine; bu siyasi dalga, öfkeyi körükleyen bölücü politikalarla, yeni düşmanlar yaratarak ya da kırılgan grupları hedef göstererek, çözümsüzlüğü kemikleştiriyor. Popülist otoriter liderler, sadece kendi ülkelerindeki demokratik kurumları değil, dünya barış ve istikrarını da tehdit ediyorlar. Çözüm ise, tüm paydaşların dahil olduğu, iş birliğine dayalı çoğulcu bir yaklaşımda yatıyor.”
“SİYASİ ÇIKARLARINI HER ŞEYİN ÜSTÜNDE GÖRENLER,
TOPLUMSAL ORTAK FAYDAYA ZARAR VERMEKTEN ÇEKİNMİYORLAR”
“Bu çözüm arayışında yerel siyaset, hayati önem taşıyor. Zira vatandaş, demokrasi ve etkin yönetişim arasındaki bağı, onlar kuruyor. Yerel siyaset, ulusal siyasetin altında, hiyerarşide ikinci sınıf bir siyaset alanı asla değil. Yerel yönetimler, halka en yakın yönetim birimleri olarak, onların beklentilerini, ihtiyaçlarını, kaygılarını ve kızgınlıklarını biliyor; sadece bugünün değil, geleceğin sorunlarına da somut ve pratik çözümler üretiyor. Örneğin; 16 milyonluk İstanbul’da, çocuğunu bırakacak yer bulamadığı için iş hayatına katılamayan annenin ihtiyacı olan kreşler de gelecek kuşaklar için hayati önem taşıyan yeşil alanlar ve sürdürülebilir ulaşım da bu hayati çözümler arasında. Bu sorumlulukları yerine getirmek için, ulusal ve yerel yönetimler arasında sağlıklı bir diyalog ve etkileşim olması gerekirken, üzülerek görüyorum ki, siyasi çıkarlarını her şeyin üstünde görenler, toplumsal ortak faydaya zarar vermekten çekinmiyorlar.”
“KAYYIM’ TEPKİSİ: “DEMOKRASİYE VE HUKUKA AYKIRI BU
UYGULAMALARLA, HALKIN İRADESİ AYAKLAR ALTINA ALINIYOR”
“Türkiye’nin politik haritasını yeniden çizen ve ana muhalefet partisi CHP’yi birinci parti yapan Mart 2024 yerel seçimlerinden bu yana, sekiz belediye başkanı görevinden alındı ve yerlerine kayyum atandı. Hepsi muhalefetten olan bu başkanlar arasında, Türkiye’nin en büyük ilçe belediyesi olan Esenyurt’un başkanı Profesör Ahmet Özer ve kadim kent Mardin’in belediye başkanı, tecrübeli ve barışsever politikacı Ahmet Türk de var. Demokrasiye ve hukuka aykırı bu uygulamalarla, halkın iradesi ayaklar altına alınıyor; yerel demokrasi çiğneniyor, en kötüsü de halkın demokrasiye olan inancı ve temsil gücü büyük zarar görüyor. Seçilmiş bir belediye başkanının, daha hakkında sonuçlanmış bir yargı kararı bile yokken, görevden alınıp, yerine İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir vali ya da başka bir görevlinin atanması hangi hukuk ve demokrasi anlayışına sığar? Oysa ulusal yönetimler, yerel yönetimlere çelme takmak yerine, onlarla iş birliği yaparak, ulusal kalkınmayı, iyi yönetişimi ve demokratik katılımı yerelden beslemelidir.”
“ŞEHİR DİPLOMASİSİ PLATFORMLARINA UZANAN ARAÇLAR GELİŞTİRMELİ”
“Uluslararası seviyede de yerel yönetimler arasındaki iş birliği ve koordinasyon için çalışma gruplarından şehir diplomasisi platformlarına uzanan araçlar geliştirmeli, var olan yapıları da daha etkin kılmalıyız. İstanbul olarak, 2021’de Balkan Şehirleri Ağı’nı kurduk, 2023’te ise mega şehirlerin ortak sorunlarını tartışmak ve çözüm önerileri paylaşmak üzere, tarihte ilk defa gerçekleştirilen ‘Megaşehirler Zirvesi’ne ev sahipliği yaptık. 10 gün sonra da Ortadoğu ve Kuzey Afrika belediye başkanlarına ev sahipliği yapacak, Gazze’deki ve bölgedeki insani trajediyi hafifletmek, barışın tesisi için yerel yönetimler olarak neler yapabileceğimizi tartışacağız.”
“URSULA VAN DER LEYEN’İN TÜRKİYE’NİN ADINI TELAFFUZ ETMEMESİ BÜYÜK BİR TALİHSİZLİKTİR”
“Bu çok krizli dünyada, Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki iş birliği ihtiyacı, hiçbir zaman olmadığı kadar acil; ancak ilişkiler, belki de tarihindeki en düşük seviyede. Son 20 yıldır adım adım gerileyen Türkiye-AB ilişkileri, stratejik bir ortaklık olmaktan çıkıp; gerginliklerle dolu, düzensiz göç ve mülteciler konusuna indirgenmiş, bir ‘al-ver’ yaklaşımına kilitlendi. AB’nin genişleme politikaları konuşulurken, Batı Balkanlardaki pek çok ülkeden bahsedilirken, Türkiye’nin aday ülke olarak adı zikredilmiyor bile. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula van der Leyen’in, geçtiğimiz hafta, yeni komisyonun ilk çalışma gününde yaptığı konuşmada, genişlemeden bahsederken, Türkiye’nin adını telaffuz etmemesi büyük bir talihsizliktir. 60 yılı aşkın politik diyalog ve 20 yıllık adaylık süreci, tam anlamıyla derin dondurucuda. Bırakın üyelik müzakereleri ve vize serbestisini, ortak çıkarlarımızı ilgilendiren Gümrük Birliği’nin modernizasyonu konusunda adım atılması dahi, siyasi nedenlerle mümkün olamıyor.”
“MART 2024 YEREL SEÇİM SONUÇLARININ AB İLE İLİŞKİLERİMİZE DE ‘TAZE KAN’ GETİRMESİNİ UMUT EDİYORUZ”
“Bu noktaya gelmemizde, Türkiye’nin de sorumluluğu bulunduğunun ve bunun önemli bir sebebinin, AK Parti hükümetinin ülkeyi Kopenhag kriterlerinden uzaklaştıran politikaları olduğunun farkındayız elbette. Ancak, halkımızın büyük bölümü, ülkemizin geleceğini demokratik, çoğulcu, insan hak ve özgürlüklerine, hukukun üstünlüğüne saygılı ülkelerin arasında görüyor. Mart 2024 yerel seçiminin sonuçlarını, halkımızın bu yöndeki iradesinin somut bir göstergesi olarak kabul ediyoruz. 24 Nisan’da Brüksel’de yaptığımız son toplantıda da ifade ettiğimiz gibi, bu seçim sonuçlarının AB ile ilişkilerimize de ‘taze kan’ getirmesini umut ediyoruz. Ancak biz, demokratik kurumların güçlendirilmesi ve hukukun üstünlüğü alanlarında kendi eksiklerimizi tamamladıkça, AB’nin de Türkiye’yi güvenilir bir ortak ve gelecekte AB üyesi olarak görmesini istiyoruz. AB, Türkiye ile ilişkilerini, ulusal gündemi ve kamuoyu nedeniyle, Türkiye’ye sürekli hasmane tavır alan üye ülkelerin insafına bırakmamalı. Türkiye ve AB arasındaki pozitif gündeme katkıda bulunmak amacıyla kaleme alınan ve aslında AB üye ülkelerinin, Türkiye konusundaki asgari müştereklerini yansıtmaktan öteye geçemeyen ‘Borrell Raporu’nun bile, Avrupa Konseyi tarafından resmi olarak onaylanmamış olması üzücüdür.”
“20 YIL ÖNCE, YÜZDE 80’İ AB ÜYELİĞİNİ DESTEKLEYEN TÜRK HALKININ AB’YE İNANCINA DARBE VURAN DÖRT TEMEL KONU”
“Bundan sadece 20 yıl önce, yüzde 80’i AB üyeliğini destekleyen Türk halkının AB’ye inancına darbe vuran dört temel konu olduğunu düşünüyorum: Bunlardan birincisi; vatandaşlarımıza AB konsoloslukları önünde eziyet çektiren vize meselesidir. Bu sorunun çözülememesinden zarar görenlerin başında, AB ülkelerindeki okullara kabul edildikleri halde okullarına gidemeyen başarılı gençlerimiz geliyor. Avrupa ve Türkiye arasında köprü kuracak güce sahip bu gençler, vize duvarına toslamamalıdır. İkinci konu ise, Kıbrıs. Türk kamuoyu, Kıbrıslı Türklerin, BM çerçevesindeki barış planlarına ‘evet’ demişken, bu planları elinin tersiyle kenara iten Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs’ın tek temsilcisi olarak AB’ye kabul edilmesini haksız buluyor. Kıbrıslı Türklerin diplomatik izolasyonun sürmesini, Güney Kıbrıs’ın AB’nin sadece adanın kuzeyi ile ilişkilere değil, Türkiye ile ilişkilere de ipotek koymasını adil bulmuyoruz.”
FİLİSTİN VE MÜLTECİ TEPKİSİ: “GENİŞ KAPSAMLI ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİ VE DAYANIŞMA ŞART”
“Türk kamuoyunu üzen diğer bir konu ise, AB’nin Filistin meselesindeki sessizliğidir. Eğer barışa ve insan haklarına inanıyorsak, tüm dünyanın gözü önünde, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu on binlerce masum Filistinlinin katledilmesini daha yüksek sesle ve net bir şekilde eleştirmemiz, kınamamız gerekmez mi? Dördüncü konu ise göç ve sığınmacılar meselesi. Dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkelerin başında gelen Türkiye’nin, bu ağır yükü tek başına taşımaya devam etmesi ne sürdürülebilir ne de adil. Yalnızca İstanbul'da, sayılarını tam olarak bilmediğimiz yüzbinlerce Suriyeliye ev sahipliği yapıyoruz, ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yoğun çaba sarf ediyoruz. İklim krizleri ve küresel yoksulluğun keskinleşmesiyle daha da artmasını beklediğimiz göç krizi, kısa vadeli ‘al-ver politikaları’ ile çözülemeyecek, birkaç ülkenin sırtına yüklenemeyecek kadar büyük ve önemli. Bu konuda geniş kapsamlı uluslararası iş birliği ve dayanışma şart.”
“TÜM TOPLANTILARA TÜRKİYE’NİN DE DAHİL EDİLMESİ OLUMLU BİR ADIM OLACAKTIR”
“Önümüzdeki dönemde, Türkiye ile AB arasında askıya alınmış iş birliği ve istişare mekanizmalarının yeniden hayata geçirilmesi, genişleme ülkelerine yönelik tüm toplantılara Türkiye’nin de dahil edilmesi olumlu bir adım olacaktır. Türkiye-AB ilişkilerinin, ortak hedefler doğrultusunda yeniden güçlendirilmesi, jeopolitik risklerden yerel politikalara, yalnızca mevcut sorunların çözümüne değil, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir geleceğin inşasına da hizmet edecektir. Bu çerçevede, diyalog ve iş birliği konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurgulamak isterim.”
İmamoğlu, Şahan ve Grotheer’in konuşmalarının ardından, “Türkiye ile Avrupa Birliği Arasındaki Güncel Gelişmeler” konulu bir panel düzenlendi. Grootheer’in modere ettiği panelde, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Ossowski, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın ve Melikgazi Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu fikir paylaşımlarında bulundu.
02.11.24
Video Linki: https://we.tl/t-It1jwudY9n
Fotoğraf Linki: https://we.tl/t-bQrL3K70f3
Haliliye Belediyesi'nin Sıfır Atık Projesi kapsamında 2025 yılında 402 ton dönüştürülebilir atık toplandı. Proje, çevresel sürdürülebilirliğe önemli katkılar sağladı.
Başkan Mehmet Gürel, Regaib Kandili'nin İslam alemi ve Türkiye için hayırlara vesile olmasını diledi. Kandillerin toplumsal dayanışmayı artırdığını vurguladı.
Mustafa Kavuş, Regaib Gecesi'nin rahmet, mağfiret ve merhamet iklimine sığınma fırsatı olduğunu belirterek, üç ayların birlik ve beraberliği güçlendirdiğini ifade etti.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİ Genel Müdürlüğü, Eğil ilçesine bağlı Baysu Mahallesi'nde 20 haneye ulaşan 2 bin 300 metrelik yeni içme suyu hattını 10 günde tamamlayarak, yaklaşık 10 yıllık su sorununu çözdü.
Şahinbey Ampute Futbol Takımı, evinde oynadığı zorlu mücadelede Başkent Ampute Futbol Gücü'nü 2-1 yenerek şampiyonluk yarışında kritik bir galibiyet aldı.
Haliliye Belediyesi, ilçe genelinde merkez ve kırsal mahallelerde eş zamanlı olarak yol yenileme çalışmaları yürütüyor. Fen İşleri Müdürlüğü koordinesindeki ekipler, vatandaşların ulaşım konforunu artırmayı hedefliyor.
Belediye, denge egzersizleri, fiziksel güçlendirme ve ergoterapi temelli programla hastaların fiziksel ve psikososyal gelişimini destekliyor. Üç aylık programın ardından yeni bir grup ile çalışmalar devam edecek.
Pozitif Teknoloji’den Üniversite Öğrencilerine Marka Elçiliği Programı
Trabzon Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Kardelen Anaokulu öğrencilerine trafik kuralları ve güvenlik konularını eğlenceli bir etkinlikle anlattı. Eğitimin ardından çocuklara boyama kitabı ve Polis Trafik Kartı hediye edildi.
Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, planlanan yeni Adalet Sarayı'nın zemin hazırlık ve çevre düzenleme çalışmalarını yerinde inceledi.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Caz ve Oda Müziği Günleri kapsamında konser veren Bulut Gülen Quartet, sanatseverlere unutulmaz bir müzik deneyimi yaşattı.
Konya'nın Meram ilçesinde, üç ayların başlangıcı dolayısıyla düzenlenen geleneksel Fener Alayı etkinliğinde binlerce çocuk ve aile unutulmaz bir gece geçirdi.
İpekyolu Belediyesi'ne bağlı Kadın Spor Merkezleri'nde yeni dönem kayıtları başladı. Ücretsiz hizmet veren merkezlerde kontenjan önceliği ilk kez başvuran kadınlara verilecek.
Eğitim Sen Van Şubesi'nden Psikolojik Danışman Mehmet Şirin Zorkol, belediye personeline halkla ilişkilerde doğru yaklaşım ve duygusal sağlığı koruma yöntemlerini anlattı.
Başkan Mehmet Canpolat, Regaib Kandili'nin iyilik, dua ve gönül arınması için önemli bir fırsat olduğunu belirterek, tüm hemşerilerinin ve İslam dünyasının kandilini tebrik etti.
Karatay Belediyesi, üç ayların başlangıcı ve Regaip Kandili dolayısıyla Konya'ya özgü şivlilik geleneğini çeşitli etkinliklerle kutlamaya hazırlanıyor. Çocuklar için hazırlanan programda gösteriler, atölyeler ve ikramlar yer alaca
Mardin İl Emniyet Müdürlüğü trafik ekipleri, il genelindeki otogarlarda sefere çıkan otobüs sürücüleri ve yolculara yönelik emniyet kemeri kullanımı ve trafik kuralları hakkında bilgilendirme çalışması yürütüyor.
Başkan Kuş, Regaip Kandili'nin birlik ve kardeşlik duygularını pekiştiren müstesna bir gece olduğunu belirterek, bu gecenin bir dönüm noktası olması gerektiğini ifade etti.
SASKİ'nin Kaynarca'da devreye aldığı ileri biyolojik arıtma tesisi ve atık su hattı, bölgenin su kaynaklarını ve Acarlar Longozu'nu korumaya başladı.