Hem sinema perdesinde hem televziyon ekranlarında haklı bir yer edinmiş olan usta oyuncu Mehmet Aslantuğ, Antalya Film Forum kapsamında bir ustalık dersi verdi. Sinema yazarı Burak Göral’la söyleşen Aslantuğ’un, birikiminden damıttıkları, sinemaya gönül veren herkes için bir pusulaydı.
61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında bugün başlayan Antalya Film Forum (AFF), sektörel buluşmalar ve yeni projelere destek programlarının yanı sıra çok özel misafirleri de ağırlıyor. Onlardan biri, bugün sinema yazarı Burak Göral’la birlikte ustalık dersine katılan, efsane oyuncu Mehmet Aslantuğ oldu.
1985’ten itibaren sinema filmleri ve televizyon dizilerinde rol alan Aslantuğ’un unutulmaz işleri arasında “Kapıları Açmak” (Osman Sınav), “Yengeç Sepeti”, “Bir Kadının Anatomisi” (Yavuz Özkan), “Akrebin Yolculuğu” (Ömer Kavur), TRT dizileri “Belene”, “İz Peşinde”, “Kurtuluş”, özel televizyon dizileri “İz Peşinde”, “Sıcak Saatler”, “Bir İstanbul Masalı”, “Hanımın Çiftliği” gibi yapımlar var. Aslantuğ; “Kapıları Açmak”, “Yalancı” ve “Yengeç Sepeti” filmleriyle Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu ödüllerinin de sahibi oldu.
“Filmografi tek değer değildir”
Ustalık dersi, Burak Göral’ın “90’lar ve 2000’lerde çok aktif kariyeri olan biriydiniz. Sonra bu aktiflikte işler çıkmadı. Oysa ben 2009’da siz bir de film yönetince çok sevinmiştim; hem oyuncu hem yönetmen, artık bizim de bir Kevin Costner’ımız var diye, ama devamı gelmedi. Bunun sebepleri nedir?” sorusuyla başladı. Aslantuğ, bunun gerekçesini şöyle açıkladı:
“2002’de İstanbul Film Festivali’nde jüri üyesiydim. O dönem Atilla Dorsay aynı soruyu sormuştu. 90’larda sinemayla aktör olarak daha çok bir aradayken sonra özel televizyonculuk işleriyle uğraşıp sinemadan uzaklaşan bir aktör için üzülüyorum, demişti. Ama ben çok öyle düşünmüyorum aslında. Daha çok şey denebilir; Turgut Yasalar’ın da ya da başka arkadaşlarımızın da son 15 yıl içinde ‘eyvah’ dediğim filmleri var. Filmografiyi 6 film daha yukarıda tutabilirsin 3’er yıl arayla. Hatalı kararların da olabilir. Demek istiyorum ki filmografi, biricik kıymetli diye açıklamaktan imtina ederim. Hiç öyle bakmadım.
“Mutfaktan bağımsız bir aktörlük performansı düşünmek saçmalık”
Üniversitede tiyatroyla birlikte 78 kuşağı olarak biz, 68 kuşağının dertlendiği yerden, sadece siyasi olarak değil, sanatta da onların dilinden etkilendik. Aktör olarak işin mutfağıyla ilişkinin birkaç bileşeni var. Ben şahsen aktörlüğün; senaryonun, yönetmenin, başkaca kıymetlerin içinde mutlaka bir değer ifade ettiğine net inanan biriyim. Bundan bağımsız bir performansı düşünmek saçmalık. Yani yönetmenin anlam yaratma becerisi ve oradaki aralıkların tanzimi, tahkimi, o meziyetin ortaya çıkaracağı şey; aktörü yaratan bir şey. Aktör, yaşı ne olursa olsun, kendini bırakırsa o hamur tadında kıymete, oradan bir yere çıkabilir. Aynı oyuncu, aynı dönemde a birikimi yönetmeni projesiyle bir şeydir, b’de hiçbir şey olabilir. Kendi deneyiminin nöbetini tutar muhakkak fakat orada anlam yaratma derinliğindeki balansı kaybedebilir, tek başına kimse oraya yetmez.
68 kuşağı, orayı temsil eden yönetmenlerin biraz piskolojide, sosyolojide, felsefede dertlendiği teknik yanları; görüntü yönetimine ve başka meziyetlere bıraktığı ve kendilerini orada çoğaltmış yönetmenlerin dünyası, önemliydi. Orayı kademe kademe kaybediyoruz kanısındayım. Dolayısıyla bu 40 yıla yaklaşan süreçte mesela “Kapıları Açmak”, Mustafa Kutlu’nun eseriydi, o daha muhafazakâr iklimin yazarı gibi görünüyor, Osman Sınav’ın rejisiydi. Osman Sınav bence sonra televizyonda açtığı serüvenin dışında bir hassasiyette, bir sinema-tv öğrencisi olarak Lütfü Akadların, Metin Erksanların mirasını taşıyacak yetenekte, duyarlılıkta kendi kuşağının yönetmenlerinden biri. Şahsen aktörlüğün, özellikle bu coğrafyada, bir derdi üstlenebileceğini düşünürüm fakat mutfağın toplam kıymeti, ifadesi ve bereketi ne ise aktörlükle biricik ilişkinin kolay kolay tatmin etmediğine de inandım hep. Proje bazlı mümkün olabilir; Ömer Kavur’la buluşursunuz, okuldur; başka bir şey olabilir. Yavuz Özkan, Yusuf Kurçenli; kendi içinde bir şeydir. Mesela biz “Sıcak Saatler”i 1996’da Attila İlhan’ın da olduğu masada edebiyatçı Ahmet Yurdakul’la beraber hazırladık. Ülkenin mahalle dizilerine eşiklendiği bir dönemde biz derin devlete girdik mesela. Yine veranda, Kanlıca, mahalle temaslarını bir dizi öyküsü içine koyarken daha geride içerik olarak zenginlik verecek işleri bir özel televizyonda yapabiliriz, duygusunda nöbet tutmaya çalıştık.
“Yeni dönem yönetmenleri yalnız”
Aslantuğ, Göral’ın “Okul yönetmenler diye bahsettiğiniz isimlere son dönemlerde rastlayamadığınız için mi acaba daha az görünür oldunuz?” şeklindeki sorusuna “Bazıları teknik zorunluluk; yani o ara televizyona kontratın varsa o, bir takvim sorunu yaşatıyor. Söylediğin gerekçenin de bir payı var” cevabını verdi. Göral’ın “Artık o yönetmenler yok mu?” sorusunun cevabını ise şu sözlerle açıkladı:
“Şu son 3-5 yıl başkaca yoğunluklar tercih etmediğim süreçlerin içinde buldum kendimi ve dolayısıyla bir parça uzak kaldım. Adana’da jüriyken de mesela seçkinin muhataplarını, filmografilerini geri dönüp tarama ihtiyacı hissettim; yönetmenleri tek tek tanımadığım için. Şimdi oraları kapatmak gerektiğini düşünüyorum kendi adıma. Ben kıymete inanıyorum; Atilla beye onu söyleme ihtiyacı hissetmiştim. Bir dönem “Kartallar Yüksek Uçar”, “Yarın Artık Bugündür”, “Sekiz Sütuna Manşet” gibi işler yapıldı, ¡Attila İlhan senaryolarını izledi bu ülke! Kamyonların arkasında ‘kartallar yüksek uçar’ yazıyordu! Şimdi televizyonda, dramalarda bu derinlik yok. Aktör olarak konuşmuyorum sadece; mutfakta da derdi olan biri olarak. Adana’da da seçkinin bir yarısında psikolojik sorunları, cinsiyetten bağımsız önemli travmaları fona koysa da süreyi bereketli yönetmek ve anlam yaratmada geriye düşmüş işler izliyoruz. Oysa bunlar film olmuş ve seçkiye kalmışlar; onların mümkünse onunun da birbiriyle çok iyi rekabet edebilmesini çok arzu ederim. Burayı rehabilite etmek, burada herkesin birbirine adım atmasını sağlamak, usta çırak ilişkisinde de bir öğretinin, bir deneyimin işlerliğinin olduğunu hatırlatmak gerek. O bir değerdir, orayı reddetmek de bir metot haline gelmemeli. Yalnız kalıyorlar. Yalnız kalmanın etkilerini de filmin bütününde görüyorsun”
“Ülkenin iklimi enerjimizi çalıyor”
Aslantuğ’un açıklamalarına “Herkes biraz kendi içinde üretimini yapıyor. Belki o kuşaktan sonra şimdiki ustalar kuşağı biraz gönülsüz mü acaba aktarmak konusunda?” şeklinde yorum yapan Göral’ı, oyuncu şöyle tamamladı:
“Bu enerjiyi ülkenin ikliminin çaldığını biliyoruz. Ekonomik ikliminin, hak ve özgürlükler konusundaki anlamsız sınavların, güvenlik başlıklı biricik hale gelen ve başkaca da hiçbir şey yokmuş gibi gereğinden fazla büyütülerek bürokrasi ve siyaseti teslim alan dil, enerjimizi çalıyor”
“Bizim kuşak da bazen tahammül edilmez filmler yaptı”
Göral’ın “Genel olarak hikaye anlatıcılığımız mı bozuldu?” sorusuna, “O bozuldu. Hikaye anlatıcılığı kesin tetikleyen bir sebep, orada katmanlara ihtiyaç var” cevabını veren Aslantuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aktörü belirleyen, yönetmenin dünyasıdır. Ben farklı disiplinlerle çoğalmanın, sosyal bilimlerden beslenmenin, biraz fonda başka derinliklerde deneyimlenmenin, usta çırak ilişkisinin oradan da beslenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim köprü konumunda olanların geçmişinde eksiklikleri var. Bazen başka bileşenleri unuttular, bazen sadece bir derdimiz var, onu söyleyelim derken tahammül edilmez filmler de ortaya çıktı.
Tanju Çolak ve Hami Mandıralı'nın aralarında bulunduğu futbol efsaneleri, 2 Kasım Pazar günü Niğde'de özel maçta buluşacak.
Mudanya'da Cumhuriyet Bayramı, denizden başlayan kortej ve halk yürüyüşüyle kutlandı. Belediye Başkanı Dalgıç, 'Cumhuriyet emanettir' mesajı verdi.
Cumhuriyetin 102. yılı dolayısıyla Siirt'te asfalt plent tesisi, 50 iş makinesi ve 102 kilometrelik BSK asfalt yolun açılışı gerçekleştirildi.
Siirt'te Cumhuriyet Bayramı, çelenk sunma töreni, fener alayı yürüyüşü ve resmi törenlerle kutlandı. Vali Kemal Kızılkaya'nın konuşma yaptığı etkinliklere binlerce vatandaş katıldı.
Gümrükler Muhafaza ekipleri, Kapıkule ve İpsala Gümrük Kapıları'nda düzenlenen operasyonlarda 319 milyon 844 bin TL değerinde esrar yakaladı
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk tırlarının Suriye üzerinden Ürdün ve Körfez ülkelerine ulaşımını sağlayacak koridorun gelecek yıl faaliyete geçeceğini açıkladı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Halkalı-İstanbul Havalimanı Metro Hattı'nın Halkalı-Arnavutköy kesiminde incelemelerde bulundu ve test sürüşü gerçekleştirdi.
Türkiye-Irak Genel Ticaret ve Müteahhitlik Heyeti Programı Bağdat'ta gerçekleştirildi. Bakan Bolat, iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmaya kararlı olduklarını belirtti.
Ticaret Bakanlığı himayesinde 6-8 Kasım 2025 tarihlerinde düzenlenecek zirvede e-ihracatın tüm boyutları ele alınacak, 40 oturum ve 10 atölye çalışması gerçekleştirilecek.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Satranç Turnuvası'nda madalya kazanan Bozüyük Belediyesi Satranç Takımı, Belediye Başkan Vekili İsmail Özcan'ı ziyaret ederek başarılarını paylaştı.
Ali Altuntaş, Cumhuriyet'in 102. yıldönümü dolayısıyla Kaymakam Nazmi Yücel'in tebrik kabul töreninde hazır bulundu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, ekim ayı doğum yardımı ödemelerinin tamamlandığını açıkladı. Bugüne kadar 558 bin 360 anneye 5,86 milyar liralık ödeme yapıldı.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Bozüyük'te düzenlenen törenlerle kutlandı. Protokol üyeleri ve vatandaşların katılımıyla gerçekleşen etkinliklerde öğrencilerin gösterileri ve ödül töreni yer aldı.
Cumhuriyetin 102. yıl dönümü kutlamaları, Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen çelenk sunma töreniyle başladı.
Çobanlar ilçesinde Cumhuriyet'in 102. yılı, ilçe protokolü ve vatandaşların katılımıyla stadyumda düzenlenen törenle kutlandı. Çocukların sergilediği gösteriler büyük beğeni topladı.
Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla mesaj yayımlayarak Cumhuriyet'in önemini vurguladı ve emanete sahip çıkacaklarını belirtti.
Çobanlar ilçesinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında kardeşlik korteji yürüyüşü düzenlendi. Yüz metrelik al bayrak eşliğinde gerçekleştirilen etkinliğe ilçe protokolü ve tüm okullar katıldı.
Hatay Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Kurbağa Adamlar, Cumhuriyet'in 102. yılı kutlamaları kapsamında su altında Türk bayrağı dalgalandırdı.
Manavgat Belediye Başkan Vekili Av. Mehmet Çiçek, Cumhuriyet Bayramı'nın 102. yıl dönümünde düzenlenen törende Atatürk Anıtı'na çelenk sundu. Törene ilçe protokolü ve vatandaşlar katıldı.