Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ
Dünyanın Çivisi Gerçekten Çıktı mı?
13 Haziran 2025 sabaha uyandığımda radyoda İsrail’in İran'a saldırdığı anlatılıyordu. Haberlerden anlıyoruz ki çok kapsamlı ve büyük bir saldırı gerçekleşmiş ve önemli mevkilerdeki kişileri ve merkezleri bombaladığı belirtiliyor.
Lübnanlı Amin Maalouf’un çok önemsediğim Çivisi Çıkmış Dünya kitabını okuduğum dönemde, sanırım dünyanın çivisi bugünkü kadar çıkmamıştı gibi gelmişti bana. Kitap, temelde dünyanın kaotik küresel sorunlarına dair derin bir analiz sunuyor. Bu analiz, esas olarak insan faaliyetlerinin sonuçlarına odaklanıyor.
Alman filozof Arthur Schopenhauer’in ifade ettiği gibi biz insanlar, “doğumdan 5 dakika sonra ismimize, dinimize, milliyetimize ve mezhebimize karar verilir. Ve sen ömrünün geri kalanını seçmediğin şeyleri savunarak geçirirsin.” Çoğumuz, sorgulamadan ve anlamaya çalışmadan bize verilen bu kimliklerin etkisiyle ya hak etmediğimiz değerleri görürüz ya da ötekileştirilmiş, dışlanmış bireyler olarak yaşamaya zorlanırız. Sanırım Schopenhauer’in bu ifadesi, binlerce yıldır yaşadığı toprakların sahibi olan Filistinliler ve bölgedeki diğer mazlum topluluklar için söylenmiş gibi. Sabah iç ve dış haberlere bakınca, Filistin'de yardım almaya giden, her şeyini kaybetmiş, evsiz barksız ama yine de topraklarında direnen, ekmeğe muhtaç kadınların üzerine ateş açılması, bombalar atılması ve yardım götürmeye çalışanların engellenmesi; insanlığın geldiği noktayı ibretle gösteriyor.
Ortadoğu’da Artık Rahat Yok Gibi
Anlaşılan başta ABD ve diğer bölgesel güçler önceden saldırı olacağı biliniyorlarmış. İran’ın cevap vereceği ABD’nin gerektiğinde İsrail’i koruyacağını belirtmesi ile ortalık kötü karışacak gibi. Bölge için yeni bir savaş ve çatışma kapıda ve bölgeye bizlere rahat yok gibi. Devletlerin ve liderlerin birbirini tehdit ettiği bir dünya nasıl insani ilişkiler gelişir. Umarım Türkiye sürecin dışındadır ve dışında kalır. Yoksa çatışma öngörülemez bir duruma evrilebilir.
Dünyanın gelişmiş ülkeleri sahip olduğu teknolojik üstünlük ile diğer ülkelerin güç olmasını istemiyorlar. Bu dünyanın bir durumu, insanın elindeki teknolojik üstünlüğü diğer insanlara üstünlük olarak kullanması durumunun olmasının yaratığı yıkıcı bir durum olacaktır.
Batsın bu ülkelerin geçmişten gelen çıkar ilişkileri ve husumetleri. Dünyanın geldiği yerde nükleer ve diğer silahların yok edilmesi artık herkes tarafından karşı çıkılması gereken bir durum haline gelmiş. İnsan insanca yaşasın. Hayvanlar kadar bile olamadık.
Yabancı Düşmanlığı Irkçılık Dünyada Artıyor mu?
ABD ve İrlanda’daki göçmen karşıtlığı, artan ırkçı söylemler ve savaşa dönen sokaklar da "çivisi çıkmış Dünya’nın artık tam anlamıyla darmadağın olduğunu düşündürüyor. İktidar sahiplerinin yaşananları ve tepkileri tarihsel süreç içinde analiz etmeden “güç bende, kolluk gücüyle bastırırım” anlayışı, insanları ve toplumları kutuplaştırıyor. Bu tutum, sebep-sonuç ilişkisi içinde yeni kaotik durumlar yaratıyor ve sorunları daha da derinleştiriyor.
Daha iyi bir yaşam umuduyla Avrupa ve ABD’ye giden milyonlarca insan, bu süreçte ırkçılığa ve dışlanmışlığa maruz kalıyor. ABD Başkanı'nın elinde olsa, ülkenin entelektüel sermayesini, iş gücünü ve tarihine yön veren beyin göçünü durduracak; hepsini ülkeden kovacak neredeyse. Söz konusu göçmenlerin sayısının 20 milyonu aştığı söyleniyor. Benzer şekilde Avrupa’da da artan ırkçı söylemler siyasete alet ediliyor ve bu durum, Avrupa'nın aydınlanmacı geleneğine ve hukuk temelli yapısına ters düşüyor.
Anlamıyorlar ki, insan insandır. Tarihsel süreçte, coğrafyanın ve doğanın sunduğu çeşitlilik, insanları farklılaştırdı. Bu farklılaşmış insan toplulukları da doğanın bir parçası olarak daha iyi bir yaşam arayışı içindedirler. Tabii, küçük çıkarları uğruna her yolu mübah gören istisnalar hariç. Ancak buna rağmen, bazı topluluklar diğerlerini istemiyor; zira işin altında yatan temel sebep, ekonomik ve doğal kaynakların paylaşılmaması meselesidir.
Dünya Farklılaştı ve Yeni Bir Toplumsal Sözleşmeye Gereksinim Var Görülüyor
Bir yanda yapay zekâ ve ileri teknoloji, diğer yanda hâlâ ilkel kabile yaşamı süren toplumlar. Farklılaşan eğitim seviyeleri, bilgi birikimi, gelişmişlik düzeyleri ve insan gücü, “insanın insan olarak görülmesi” anlayışının henüz tam olarak benimsenmediğini gösteriyor.
Hititlilere atfedilen ifa de: “Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul edebilmek için huzur, değiştirebileceğim şeyler için cesaret ve aralarındaki farkı anlayabilmek için de gereken bilgeliği bağışla.” diyor. Yaşamaları anlamak ve çözüm üretmek için bilgi, bilinç plan ve bunları yapmak için cesur olmak gerekiyor.
Yaşananlar, yeni baştan derin bir dünya analizi yapılmasını zorunlu kılıyor. Adaletin ve hukukun hâkim olduğu, ayrışmanın yapılmadığı bir dünyada barış içinde bir arada yaşamak için yeni bir toplumsal sözleşme yapmanın vakti geldi. Ancak her şeyden önce, yöneticiler, elitler ve sorumluluk sahibi eğitimli bireylerin bu konuyu samimiyetle tartışması ve ortak paydada buluşma çabası içinde olmaları gerekiyor.
Nobel ödüllü kimyager Linus Pauling’in dediği gibi:
“İyi bir fikir bulmanın en iyi yolu, bir sürü fikir bulmaktır. Bizlere düşense yaşanan savaş ortamını kökten ret etmek, ve barış sürecini savunmak ve insani değerleri yüceltecek çabalara katkıda bulunmak ve talebi güçlü biçimde dile getirmektir. Fikri olan herkes, kendi penceresinin dışına çıkarak bütünlüklü ve objektif bir analiz yapmalı; düşüncelerini paylaşmalıdır. Bölgedeki ülke liderlerinin çıkarları uğruna yaratıkları ve yaratacakları tehlikeler hepimizin hayatını yok edecek nitelikte.
Artan kaotik gelişmeler, ister istemez insanın ruh halini etkiliyor. Yine de enseyi karartmayalım diyeceğim ancak ense de kalmayacak gibi. Dünyada aklıselim ile adaletin ve insani duyguların öncelikli olarak egemen olduğu, ayrışmanın değil birliğin ön planda tutulduğu bir dünyada yaşamayı savunalım. Sen ben yok, biz olma zamanı.
50. yılını kutlayan Sütaş’tanmm Cumhuriyet Dönemi Sütçülüğüne Bakış Belgeseli
FinFest 2025 Tamamlandı: Türkiye ve Finlandiya Eğitimde Güçlerini Birleştirdi
Armis Yatak ile Kışın Tadını Sıcacık Uykularla Çıkarın
Gazeteci Korcan Karar’ın “Anıtkabir” sergisi İzmir’de açıldı
CMP LİDERİ REŞAT ŞAHİN ÖZTÜRK’TEN 10 KASIM MESAJI: ATATÜRK’ÜN FİKİRLERİNİ ÖLDÜRMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEK
KADINLARIN YENİ GELİR KAPISI GÜZELLİK SEKTÖRÜ OLDU
Milas’ta Zeytin Hasadı Coşkusu Ünlü Sanatçıların Konserleriyle Taçlandı
ZAFER PARTİLİ ASLAN'DAN BAKAN KURUM'A ‘SOSYAL KONUT' TEPKİSİ: "BETON EKONOMİNİZ BATSIN!"
Fransız lüksünü seyahat sanatıyla buluşturan DS AUTOMOBILES’DEN Kasım ayına özel avantajlı teklifler!
İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda duygusal 10 Kasım anması
Keçiören Belediyesi'nin düzenlediği törende Atatürk Anıtı'na çelenk sunuldu, saygı duruşu yapıldı ve Belediye Başkanı Mesut Özarslan konuşma yaptı.
Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nde çalışan 37 sezonluk işçinin kadroya alınacağını açıkladı.
Kepez Belediyesi'nin 10 Kasım anma etkinliğinde Sunay Akın, Anıtkabir'in bilinmeyen hikayelerini ve Kemalizm'in tarihsel kökenlerini anlattı.
Mamak Belediyesi, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 87. yıldönümünde düzenlediği törenle andı. Belediye Başkanı Veli Gündüz Şahin, Atatürk'ün ilkelerinin rehber olmaya devam ettiğini belirtti.
Mamak Belediye Başkanı Veli Gündüz Şahin, Atatürk'ün ebediyete intikalinin 87. yılında yayımladığı mesajda, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkarak çalışmaya devam ettiklerini belirtti.
İki gün süren sempozyumda 10 oturumda 39 bildiri sunuldu, Alanya'nın tarihi ve kültürel mirası akademik platformda ele alındı.
Eyüpsultan Belediyesi Zabıta Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Turizm Zabıta Birimi, Eyüp Sultan Camii ve çevresinde yerli ve yabancı turistlere hizmet vermeye başladı.
Belediyenin hazırladığı Atatürk anma videosu sosyal medyada geniş kitlelere ulaşarak büyük ilgi gördü
Bolu Belediyesi'nin Atatürk'ü anma etkinlikleri kapsamında düzenlediği 'Doğada Sonsuzluk Yürüyüşü'ne yüzlerce vatandaş katıldı. 8 kilometrelik parkurda Türk bayrakları ve Atatürk tişörtleriyle yürüyen katılımcılar, sonsuzluk işare