TKP Genel Sekrereteri Kemal Okuyan: Savaş kapıyı çalıyor

TKP Genel Sekrereteri Kemal Okuyan: Savaş kapıyı çalıyor

TKP Genel Sekrereteri Kemal Okuyan: Savaş kapıyı çalıyor

Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan’ın soL Haber Portalı’nda “Gerçek bu: Savaş kapıyı çalıyor” başlıklı bir yazısı yayınladı. 

 

Bölgede yaşanan gelişmeleri değerlendiren Okuyan’ın, konunun Türkiye’yi ilgilendiren boyutlarını da ele aldığı yazısında “Bir yandan Filistin halkının direnişi ile dayanışmayı güçlendirirken diğer yandan gerilim ve çatışmaların sadece Filistin konusuna sıkıştırılamayacağını unutmamak gerekiyor.” vurgusu yapıyor. 

 

Yazının tamamı şöyle:

 

Bir yandan Filistin halkının direnişi ile dayanışmayı güçlendirirken diğer yandan gerilim ve çatışmaların sadece Filistin konusuna sıkıştırılamayacağını unutmamak gerekiyor.

İsrail geniş kapsamlı bir çatışma istiyor. Çıkarları ve sürekli beslediği fanatizm bunu gerektiriyor. İşgal ettiği toprakları konsolide etmek ve genişletmek için uygun fırsatı yakaladığı kanısında. 

Seçime giderken ortak bir akılla yönetilmiyor belki ama bölgede İran ve Rusya’nın artan etkinliğini kırmak için hesap yapan ABD’nin de daha geniş ölçekli bir savaş için İsrail’i cesaretlendirdiği yönünde çok fazla kanıt var. Zaten ABD’nin özel kuvvetleri ve istihbaratı Gazze’de doğrudan çatışmaların içinde, ABD hava kuvvetleri ve donanması belli aralıklarla Irak’ta Şii milisleri Yemen’de Husi mevzilerini vuruyor, ABD birlikleri İsrail’le savaş hali 1948’den beri sürmekte olan Suriye’de işgalci bir güç olarak bulunmaya devam ediyor.

Bir yandan Filistin halkının direnişi ile dayanışmayı güçlendirirken diğer yandan gerilim ve çatışmaların sadece Filistin konusuna sıkıştırılamayacağını unutmamak gerekiyor.

Ortadoğu, emperyalist sistem içindeki rekabet ve krizin yoğunlaştığı ve büyük bir kırılmanın eşiğine getirdiği bölgelerden biri. Şu anda buradaki sıkışmanın en büyük bedelini Gazzelilerin ödüyor olması dün aynı ağır bilançoyla Irak’ta ve sonrasında Suriye’de karşı karşıya olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte ABD’nin stratejik hamleleri, sosyalizmin çekildiği bölgelere yerleşmek ve iki bloklu dünyanın dengelerine sığınarak kendilerine belli bir hareket alanı sağlayan ülkeleri kendi egemenlik alanına dahil etme hedefi doğrultusunda gelişti. Irak bu yüzden işgal edildi, Yugoslavya bu amaçla parçalandı, İran bu hedeflerle kuşatıldı, Suriye bu hesaplar doğrultusunda kana bulandı, eski sosyalist ülkeler birbiri ardına bu mantıkla NATO’ya üye kaydedildi.

Aslında ABD emperyalizmi, 1990’lar ve 2000’lerde gerilemekte olan ekonomik üstünlüğünün taşıyabileceğinden daha fazlasını elde etmek için çabalıyordu. Kimi örneklerde amacına ulaştı, kimilerindeyse duvara tosladı.


 

Bir yandan sözünü ettiğim ülkelerin direnci, bir yandan yoksul halk kitlelerinde kendini farklı biçimlerde hissettiren Amerikan karşıtlığı, bir yandan ABD ile “işbirliği” yollarını denedikten sonra bunun imkansız olduğunu gören Rus kapitalizminin giderek kendisini toparlayarak Vaşington’u bazı noktalarda durdurması, bir yandan da zamanın kendisine yaradığını bilen Çin’in artan rekabet gücü ABD egemenliğini tehdit eder hale geldi.

İşte bugün ABD’nin hesabını yaptığı, karşısındaki bu direnci en zayıf noktada kırarak Rusya ve daha çok Çin’le yaklaşmakta olan hesaplaşmaya daha güçlü girmektir.

Emperyalizmin, özellikle ABD emperyalizminin tarihi hesap hataları ile doludur. Öte yandan ABD yönetimi karşısındaki bloğun Sovyetler Birliği zamanındaki gibi belli ilke ve ideallerle, ideolojik tutarlılıkla hareket etmediğinin bilincindedir. Aslında ortada bir blok da yoktur. ABD ve NATO’nun dünyanın her tarafında kesintisiz bir biçimde yeni müdahale başlıkları açmasının kendi çıkarlarını tehdit ettiğini düşünen irili ufaklı birçok kapitalist ülke birbiriyle ilişkilenmiş, farklı ideolojik yönelimlerle ABD ve müttefiklerinin saldırganlığına öfkeli yoksul halk kitlelerinden kendilerine iliştirilmiş silahlı güçler yaratmış durumdadır. Bilinmelidir ki, İslamcılık İran’dan başlayarak Hamas ve Hizbullah’ın gücü gibi gözükse de, aynı zamanda zayıf noktasıdır.


 

Peki bugün ne olacak? Ve konunun Türkiye’yi ilgilendiren boyutları neler? Sırayla gidelim.

1.Arka arkaya ağır darbeler yiyen ve kurumsal yapısında ciddi zaafiyetler ortaya çıkan İran’ın Tahran’da bulunan bir önemli konuğu koruyamamanın ortaya çıkardığı büyük prestij kaybını telafi etmeye çalışmak dışında bir seçeneği bulunmuyor. İsrail de zaten bunu istiyor.

2.Lübnan’da uzun süredir yaşanan ekonomik kriz nedeniyle sorgulanmaya başlanan Hizbullah’ın da benzer biçimde İsrail provokasyonlarını daha fazla geçiştirme şansı bulunmuyor.

3.Öte yandan İsrail, savaş makinesinin ve geniş istihbarat ağının bütün imkanlarını sahaya sürmeye karar vermiş durumda. Bunun kimi unsurlarda caydırıcı bir etki yaratacağını ve hatta bazı ülkelerde ciddi iç sorunlar yaratabileceğini hesaba katmak gerekiyor.

4.İsrail bırakın bağımsız bir Filistin Devleti’ni, artık herhangi bir Filistin otoritesine tahammül etmemeye kararlıdır. Dolayısıyla tanık olduğumuz, Gazze’den batı Şeria’ya, Golan Tepeleri’nden Güney Lübnan’a bir sınır genişletme operasyonudur. Bu operasyonun düşük yoğunluklu çatışmalarla ve sivillere dönük katliamlarla başarıya ulaşması olanaksızdır.

5.İsrail’le yakınlaşma politikasının savunucusu olan Arap ülkeleri (ve Türkiye) için bugün Filistin ateşler içindeyken bu tür bir yumuşamaya girmek iç politikada muazzam bir risk anlamına gelir. İsrail en işbirlikçi bölge ülkelerinden bile anlamlı bir destek alamayacaktır. 

6.Öte yandan bütün yeni eksen iddialarına karşın İran en az İsrail kadar yalnızlamış durumdadır. Çin ve Rusya bir İsrail-İran çatışmasına doğrudan müdahale olma niyetinde değildir. Gazze konusunda İsrail’e karşı bir tutum sergileyen Türkiye, İsrail kadar İran’la da rekabet halindedir.

7.İsrail ise ABD’nin bölgedeki askeri ve siyasi ağırlığı dışında Kıbrıs’ta İngilizlerin ve Amerikalıların istedikleri gibi kullandıkları üslere ve Irak’ta KDP ile köklü ilişkisine güvenebilir. O KDP’nin şu anda Türkiye ile yakın işbirliğini de bir kenara not etmek gerekiyor.

8.Bunun dışında Suriye’de Şam yönetimini ve İran yanlısı güçleri baskı altında tutan her kuvvet İsrail için değer taşımaktadır. Kimdir bunlar? ABD’nin desteklemeye devam ettiği PYD bunların başında gelmektedir. Ama orada bitmemektedir. İsrail, Suriye’deki bazı cihatçı gruplarla da ilişkilidir ve onlara lojistik destek vermektedir. AKP’nin gururla hamiliğini yaptığı Suriye Milli Ordusu, Suriye ordusuna ve İran yanlısı milislere karşı mücadelede İsrail’le ortaklaşmaktadır.

9.İsrail savaşın genişlemesi durumunda bölge ülkelerindeki her olanağı değerlendirmek isteyecektir.

10.İran ile Türkiye arasındaki sorun ve rekabet bu olanaklardan biridir. Bu anlamda İhvan hareketinin bir uzantısı olan Sunni Hamas’ın AKP etkisinden uzaklaşıp Şii İran’ın etkisine girmesi Yeni-Osmanlıcı politikaların en büyük başarısızlıklarından biridir.

11.Türkiye’de Reisi’nin öldüğü helikopter kazasından sonra İran’ı aşağılama yarışına giren iktidar bağlantılı bir kısım medya ve resmi bazı kurumlar, Haniye’nin öldürülmesinden sonra yine aynı tutumu sergilemiş ve İran’a karşı psikolojik bir savaş başlatmıştır. Mollalar rejimi tarafından derin sorunların içine sürüklenen İran’ın verdiği tuhaf fotoğraftan bağımsız olarak bunu bir kenara not etmek gerekiyor.

12.Bu tabloda geniş kapsamlı bir savaş olasılığını gündeme getiren, İran’ın böyle bir çatışmayı göze alması değil, İsrail’in savaşı yayma ve sınırlarını genişletme hedefidir. Bunu anlamamız gerekiyor.

13.Bilmemiz gerekiyor ki, Türkiye İsrail’in merkezinde durduğu olası bir bölgesel savaşta AKP politikalarının biriktirdiği sorunları çözebilmek için yeni ve çok daha ağır sorunların içine sürüklenme riski ile karşı karşıyadır.

14.Yeni Osmanlıcı zihniyet, savaşın kapsamının genişlemesini Suriye, Kıbrıs ve hatta Irak’ta bir fırsata çevirmek isteyebilir. Erdoğan’ın son dönemki söylemlerini bu açıdan değerlendirmekte yarar vardır.

Savaş tehlikesi bir kez daha kapımızı çalıyorken ABD emperyalizmine, İsrail saldırganlığına ve Türkiye’nin kapsamlı bir savaşa dahil olma tehlikesine karşı ne yapılması gerektiği konusunu ise bir sonraki yazıya bırakalım.

 

 



POLİTİKA 2.08.2024 08:05:00 0

50. yılını kutlayan Sütaş’tanmm Cumhuriyet Dönemi Sütçülüğüne Bakış Belgeseli

50. yılını kutlayan Sütaş’tanmm Cumhuriyet Dönemi Sütçülüğüne Bakış Belgeseli

FinFest 2025 Tamamlandı: Türkiye ve Finlandiya Eğitimde Güçlerini Birleştirdi

FinFest 2025 Tamamlandı: Türkiye ve Finlandiya Eğitimde Güçlerini Birleştirdi

Armis Yatak ile Kışın Tadını Sıcacık Uykularla Çıkarın

Armis Yatak ile Kışın Tadını Sıcacık Uykularla Çıkarın

Gazeteci Korcan Karar’ın “Anıtkabir” sergisi İzmir’de açıldı

Gazeteci Korcan Karar’ın “Anıtkabir” sergisi İzmir’de açıldı

CMP LİDERİ REŞAT ŞAHİN ÖZTÜRK’TEN 10 KASIM MESAJI: ATATÜRK’ÜN FİKİRLERİNİ ÖLDÜRMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEK

CMP LİDERİ REŞAT ŞAHİN ÖZTÜRK’TEN 10 KASIM MESAJI: ATATÜRK’ÜN FİKİRLERİNİ ÖLDÜRMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEK

KADINLARIN YENİ GELİR KAPISI GÜZELLİK SEKTÖRÜ OLDU

KADINLARIN YENİ GELİR KAPISI GÜZELLİK SEKTÖRÜ OLDU

Milas’ta Zeytin Hasadı Coşkusu Ünlü Sanatçıların Konserleriyle Taçlandı

Milas’ta Zeytin Hasadı Coşkusu Ünlü Sanatçıların Konserleriyle Taçlandı

ZAFER PARTİLİ ASLAN'DAN BAKAN KURUM'A ‘SOSYAL KONUT' TEPKİSİ: "BETON EKONOMİNİZ BATSIN!"

ZAFER PARTİLİ ASLAN'DAN BAKAN KURUM'A ‘SOSYAL KONUT' TEPKİSİ: "BETON EKONOMİNİZ BATSIN!"

Fransız lüksünü seyahat sanatıyla buluşturan DS AUTOMOBILES’DEN Kasım ayına özel avantajlı teklifler!

Fransız lüksünü seyahat sanatıyla buluşturan DS AUTOMOBILES’DEN Kasım ayına özel avantajlı teklifler!

İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda duygusal 10 Kasım anması

İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda duygusal 10 Kasım anması

Atatürk, Keçiören'de vefatının 87. yılında anıldı

Keçiören Belediyesi'nin düzenlediği törende Atatürk Anıtı'na çelenk sunuldu, saygı duruşu yapıldı ve Belediye Başkanı Mesut Özarslan konuşma yaptı.

Kepez Belediyesi'nde sezonluk işçiler kadroya alındı

Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nde çalışan 37 sezonluk işçinin kadroya alınacağını açıkladı.

Sunay Akın, Kepez Forum'da 'Aslanlı Yol' Söyleşisiyle Atatürk'ü Andı

Kepez Belediyesi'nin 10 Kasım anma etkinliğinde Sunay Akın, Anıtkabir'in bilinmeyen hikayelerini ve Kemalizm'in tarihsel kökenlerini anlattı.

Mamak'ta Atatürk 87. Ölüm Yıldönümünde Törenle Anıldı

Mamak Belediyesi, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 87. yıldönümünde düzenlediği törenle andı. Belediye Başkanı Veli Gündüz Şahin, Atatürk'ün ilkelerinin rehber olmaya devam ettiğini belirtti.

Mamak Belediye Başkanı Şahin'den 10 Kasım Mesajı

Mamak Belediye Başkanı Veli Gündüz Şahin, Atatürk'ün ebediyete intikalinin 87. yılında yayımladığı mesajda, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkarak çalışmaya devam ettiklerini belirtti.

Alanya'nın 14. Tarih ve Kültür Sempozyumu Gerçekleştirildi

İki gün süren sempozyumda 10 oturumda 39 bildiri sunuldu, Alanya'nın tarihi ve kültürel mirası akademik platformda ele alındı.

Eyüpsultan'da Turizm Zabıta Birimi kuruldu

Eyüpsultan Belediyesi Zabıta Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Turizm Zabıta Birimi, Eyüp Sultan Camii ve çevresinde yerli ve yabancı turistlere hizmet vermeye başladı.

Bolu Belediyesi 10 Kasım'da Anlamlı Anma Videosu Hazırladı

Belediyenin hazırladığı Atatürk anma videosu sosyal medyada geniş kitlelere ulaşarak büyük ilgi gördü

Bolu'da Atatürk Anısına Sonsuzluk Yürüyüşü Düzenlendi

Bolu Belediyesi'nin Atatürk'ü anma etkinlikleri kapsamında düzenlediği 'Doğada Sonsuzluk Yürüyüşü'ne yüzlerce vatandaş katıldı. 8 kilometrelik parkurda Türk bayrakları ve Atatürk tişörtleriyle yürüyen katılımcılar, sonsuzluk işare

Küresel Rekabetin Yeni Alanı: Kültür–Teknoloji İttifakı

Küresel Rekabetin Yeni Alanı: Kültür–Teknoloji İttifakı

MODOKO'DA ÇADIR GÜNLERİ BAŞLADI

MODOKO'DA ÇADIR GÜNLERİ BAŞLADI