Bir zamanlar birçok ülkeye vizesiz girilebilen Türk pasaportu, bugün dünyanın kapılarını aralayamıyor. Vatandaşlar aylarca süren vize bekleyişleri ve artan ret oranlarıyla büyük mağduriyet yaşıyor.
Son yıllarda Türk vatandaşlarının yurt dışına çıkış süreci giderek zorlaşıyor. Bir dönemler yalnızca birkaç ülke Türk vatandaşlarından vize talep ederken, bugün vizesiz seyahat edilebilen ülke sayısı adeta parmakla sayılır hâle geldi. Bu durum, binlerce vatandaşı gerek bireysel gerekse ailevi düzeyde ciddi biçimde etkiliyor.
Vize Randevuları Aylar Sonrasına Veriliyor, Ret Oranları Artıyor
Özellikle Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere, Schengen bölgesi için yapılan vize başvurularında büyük bir yığılma yaşanıyor. Konsolosluklar, randevulara aylar sonrasına gün verirken, başvuruların yaklaşık %70’i ise olumsuz sonuçlanıyor. Bu durum hem seyahat özgürlüğünü kısıtlıyor hem de vatandaşlar arasında derin bir hayal kırıklığı yaratıyor.
Yurt dışında oturma izni olan birçok Türk vatandaşı, aile birleşimi kapsamında eşini veya çocuklarını yanına alamıyor. Reddedilen vize başvuruları yalnızca turistik gezileri değil, insani ve ailevi hakları da doğrudan etkiliyor.
Saygınlığın Zedelenmesinin Nedenleri Ne?
Uzmanlar, Türk pasaportunun uluslararası saygınlığının zedelenmesinin birden fazla nedeni olduğunu belirtiyor. Son yıllarda Türkiye'de farklı ülkelerden gelen çok sayıda kişiye vatandaşlık verilmesi, bazı yabancı uyrukluların yurtdışına çıktıktan sonra iltica başvurusunda bulunmaları ve kamuoyuna yansıyan yasa dışı faaliyetlerle bağlantılı olaylar, bu süreci olumsuz etkileyen başlıca faktörler arasında gösteriliyor.
Basında sıkça yer bulan, bazı uyuşturucu baronlarının Türk vatandaşlığına geçirilmesi ve ardından Türkiye'de birbirleriyle çatışmaya girmeleri gibi olaylar, ülke imajına zarar verdiği gibi vize değerlendirme süreçlerinde de güven sorununu derinleştiriyor.
Pasaportun Gücü Nasıl Artırılabilir?
Dış politika uzmanları, Türk pasaportunun yeniden güçlü bir konuma gelebilmesi için hem iç politikada hem de dış ilişkilerde daha istikrarlı ve şeffaf adımlar atılması gerektiğini vurguluyor. Şu öneriler öne çıkıyor:
Vatandaşlık politikalarının sıkılaştırılması: Uluslararası güveni artırmak adına, yabancılara vatandaşlık verilme süreçlerinin daha denetimli ve şeffaf hale getirilmesi gerekiyor.
İltica oranlarının azaltılması: Yurt dışına çıkan yeni vatandaşların iltica başvurusunda bulunması, güvenilirlik algısını zedeliyor. Bu konuda daha dikkatli adımlar atılması önem taşıyor.
Diplomatik ilişkilerin güçlendirilmesi: Türkiye’nin vize serbestisi görüşmelerini canlandırması, AB ve diğer ülkelerle olan ilişkilerini yeniden yapılandırması vizesiz seyahatin önünü açabilir.
Yurttaş haklarının savunulması: Yurt dışındaki Türk vatandaşlarının aile birleşimi gibi temel haklarının korunması için daha etkili diplomatik girişimlerde bulunulmalı.
Vatandaşlar Umutlarını Kaybetmek Üzere
Vatandaşlar ise bu süreçte yaşadıkları mağduriyetin bir an önce sona ermesini istiyor. “Eskiden yalnızca birkaç ülke vize isterdi, şimdi ise neredeyse sadece Gürcistan’a vizesiz gidebiliyoruz” diyen yurttaşlar, Türk pasaportunun yeniden itibar kazanmasını bekliyor.
Seyahat özgürlüğünün her bireyin temel hakkı olduğu gerçeğinden yola çıkarak, bu konunun siyasi tartışmaların ötesine taşınması ve toplumsal bir mesele olarak ele alınması gerektiği artık daha açık biçimde görülüyor.