YEREL YÖNETİMLER VE EĞİTİM ÇALIŞTAYI’NDA KONUŞTU

YEREL YÖNETİMLER VE EĞİTİM ÇALIŞTAYI’NDA KONUŞTU

YEREL YÖNETİMLER VE EĞİTİM ÇALIŞTAYI’NDA KONUŞTU

TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP tarafından düzenlenen ‘Yerel Yönetimler ve Eğitim Çalıştayı’nda konuştu.

Türkiye’nin eğitim alanında dünya sıralamasındaki yerine yönelik çarpıcı rakamlar paylaşan İmamoğlu, “Bu tablo, gerçekten utanç verici. İktidar, aslında net bir tercih yapıyor. O tercih, eğitimi öncelikli bir önemde gör-me-mek-te-dir. İktidar, net olarak şöyle bakıyor meseleye, aslında meselelere: Günü kurtarmaya! Bu aslında, ‘önümüzdeki seçimi düşünüyorum, gerisi benim için teferruat’ anlayışı. Bana bir mevzu getirdiklerinde, bir sorun getirdiklerinde diyorum ki, ‘Ben, sonuç odaklı bakıyorum; onlar seçim odaklı bakıyor.’ Sonuç ve seçim. Biz, ‘Sorunun sonucunu bulmalıyız. Onu çözmeliyiz’ diye bakıyoruz. Onlar, seçim diye bakıyor. Seçim için her yol mubah! Yani o koltukta kalmak nasıl bir şeymiş? Onun sahibi olduğunu düşünmek, maddi-manevi sahibi olduğunu düşünmek, Türkiye'nin bütün gelirlerinin sahibi olduğunu düşünmek mesela… Ya da bu şehrin bütün rantın sahibi olmayı düşünmek! Bu nasıl bir duygudur yani? Bu nasıl bir anlayış? Nasıl bu zihne gelebilir bir insan! Yakın çevresiyle beraber bir avuç insan” dedi.

İBB olarak eğitim alanına yaptıkları desteklerin özet sunumunu yapan İmamoğlu, “Örneğin; bizden önce İBB'de bu yönleriyle katkı sunma kalemlerinin çok çok üstüne çıktığımız bir dönem yaşatıyoruz. Her alanda. Kız çocukları okusun diye desteğimiz var. Ne alaka? İstanbul! Öyle bir istatistik var ki, İstanbul'un nüfusuyla çarptığınızda, burada bulunan bazı ilçe belediyelerimizin nüfusu kadar yapıyor. Nasıl bırakırız biz bir kız çocuğumuzu evinde ya da sokakta, okul okumada? Çatlarım hırsımdan. Bir kızımız okuyamayacak! O kız çocuğum için deli olurum” diye konuştu.

BAKIRKÖY / İSTANBUL

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından düzenlenen “Yerel Yönetimler ve Eğitim Çalıştayı”, İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) Florya’daki yerleşkesinde gerçekleştirildi. İPA Havuz’da düzenlenen çalıştayın açılış konuşmalarını, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökan Zeybek ve Suat Özçağdaş ile CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik yaptı. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da çalıştayın “ufuk turu” bölümüne konuşmacı olarak katıldı. “Yerel yönetim”, “eğitim” ve “Cumhuriyet Halk Partisi” kavramlarının birbirine uyumlu ve çok yakışan kavramlar olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, şunları söyledi:

“BELLİ YÖNETİCİ KULVARLARINDA KASIT ARIYORUM”

“Bu ülkede; dağın başındaki bir köyden, sahildeki bir köye ya da kasabadan ilçesine varana kadar, her annenin başta ve her ailenin önceliğidir evladını okutabilmek. Bizler, sosyal adaletin sağlanmasında en önemli hattın eğitim olduğunu, eğitimde eşitlik olduğunu bilen insanlarız. Eğitimin, cumhuriyet değerlerinin yaşatılmasındaki temel rolünü de hep birlikte yaşayarak büyüdük. Elbette sorunlar vardı. Daha iyisi yapılabilirdi. Ama hiçbir zaman eğitim, bugünkü kadar, -Suat Bey'in de tek tek ifade ettiği gibi- yapısal sorunlarla karşı karşıya olmamıştı. Çünkü bu tek başına bir başarısızlık olamaz. Bu tek başına bütçeyi iyi yönetememek olamaz. Sürecin bu şekilde olması, sadece siyasi öncelikleri üzerinden de olamaz. Ben, ne yazık ki dönem dönem, belli hatlarında, belli yönetici kulvarlarında kasıt arıyorum artık. Niye kasıt aradığımı biraz sonra bir kısım örneklerle de sizinle paylaşacağım.”

“CHP’LİLER OLARAK KENDİMİZİ SORGULAMALIYIZ”

“Bugün hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun, tüm vatandaşlarımızın ortak kanaati ve kararı, Türkiye'nin en önemli ve ne yazık ki çözüme bir türlü kavuşturulamayan ve kavuşturulamayacaklarına inandıkları en büyük sorun, eğitim sorunudur. Ve hiç değişmedi bu. En az 15-16 yıldır siyasi anketlere dikkatle bakan birisiyim. Kesinlikle ve kesinlikle başka alanlarda zikzaklar olmuştur, inişler, çıkışlar olmuştur bugünkü iktidarla ilgili, ama 15-16 yılını sağlam takip eden birisi olarak, eğitimdeki başarısızlığı bu ülkenin yurttaşları büyük oranda onaylıyor ve tescilliyor. ‘Ülkemizin geleceği eğitim’ diyoruz. Ama eğitimdeki başarısızlığı da tescilliyoruz. O zaman işte biz, CHP’liler olarak, kendimizi sorgulamalıyız. Bu kadar temel bir sorunu kabul eden halkımızın oylarını alıp, bu kadar ön planda eğitimi tutan bir siyasi aklın sahibi olarak niçin iktidar olamadık? İşte onun için Türkiye'nin geleceği için, iktidar olmak ve bu konulardaki adımları atmak, aslında hep birbirini bağlayan, birbirini takip eden kuvvetli analizler ve adımlar.”

“BU AĞIR TABLOYU YARATAN ZİHNİYET…”

“Bu yönüyle eğitim sistemi ve müfredatı boyutuyla, fiziki ve maddi koşullar boyutuyla, öğretmen boyutuyla, sürekli değişen Milli Eğitim Bakanları ve bakanların zihniyetlerinde, kalitesinde görülen sorunlar boyutuyla, akla gelebilecek bütün boyutlarıyla eğitim bir sorunlar yumağı. Bütün gençlerimizi, geleceklerini yurt dışında aramaya sevk eden sebeplerin başında eğitimin kalitesinin, dünya standartlarından uzaklaşması ve kamusal hayatta eğitim ve liyakat arasındaki ilişkinin net olarak bozulması geliyor. Ağır ekonomik koşullar, çalışma hayatındaki güvencesizlik, mülakat gibi… ‘Mülakat gibi mülakat! (Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in sözlerine gönderme yapıyor.) Müthiş bir kavram. ‘Mülakat gibi mülakat!’ Evet, Suat Bey güzel bir uyanış söylüyor. Yani aslında bu laf bile, geriye dönük 22 yıl mülakat gibi mülakat olmayan mülakatların yapılması anlamına geliyor. Çok acı bir durum. Mülakat gibi mülakat!” İşte tam da bu yönüyle partizanca uygulanan yöntemlerin etkisiyle çocuklarımız, şöyle bir duyguya sahip olmaya başladı: Okuyacağım da ne olacak! En tehlikeli şey bu. ‘Ne yaparsam yapayım, benim kaderim değişmez’ diyor. ‘Çalışırsam da olmaz’ diyor. ‘Okursam da olmaz’ diyor. Sorunun temeli burada başlıyor. İşte her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının sorgulaması ve her yöneticinin kendini sorumlu hissetmesi gereken tablo bu. Bu ağır tabloyu yaratan zihniyet, maalesef eğitimi bütçe ayırmaya değecek bir alan olarak da görmüyor.”

“BU TABLO, GERÇEKTEN UTANÇ VERİCİ”

Türkiye’nin eğitim alanında dünya sıralamasındaki yerine yönelik çarpıcı rakamlar paylaşan İmamoğlu, konuşmasını özetle şu sözlerle sürdürdü:

“Bu tablo, gerçekten utanç verici. Hani bu kadar eğitimi önemsiyoruz, bu kadar eğitim için çırpınıyoruz, paralanıyoruz aileler, çoluk-çocuk, gençler ve bu durumdayız. Utanç verici yani. İktidar, aslında net bir tercih yapıyor. Bunu bilelim. O tercih, eğitimi öncelikli bir önemde gör-me-mek-te-dir. Bu tercihi yapmazsak, çözümü de aralayamayız, milletimize de bunu doğru dürüst anlatamayız. Eğitim, onlar için bir öncelik değil. Çok net. Bu siyaset aklı için bir öncelik değil. Hele hele sistem değişimine doğru gittikleri o süreçten itibaren, bu tamamen devre dışı bırakılan bir alan. İktidar, net olarak şöyle bakıyor meseleye, aslında meselelere: Günü kurtarmaya! Bakıyorum; ‘ülkenin geleceğiyle ilgili değilim kardeşim!’ Tabii bu aslında, ‘önümüzdeki seçimi düşünüyorum, gerisi benim için teferruat’ anlayışı. Bana bir mevzu getirdiklerinde, bir sorun getirdiklerinde diyorum ki, ‘Ben, sonuç odaklı bakıyorum; onlar seçim odaklı bakıyor.’ Sonuç ve seçim. ‘Bir sorunun sonucunu bulmalıyız. Onu çözmeliyiz’ diye bakıyoruz. Onlar, seçim diye bakıyor. Seçim için her yol mubah! Yani o koltukta kalmak nasıl bir şeymiş? Onun sahibi olduğunu düşünmek, maddi-manevi sahibi olduğunu düşünmek, Türkiye'nin bütün gelirlerinin sahibi olduğunu düşünmek mesela… Ya da bu şehrin bütün rantın sahibi olmayı düşünmek! Bu nasıl bir duygudur yani? Bu nasıl bir anlayış? Nasıl bu zihne gelebilir bir insan! Yakın çevresiyle beraber bir avuç insan! Düşünemiyor bile insan.”

“BU ÇÖKÜŞÜN ÇOCUKLARIMIZ ÜZERİNDEKİ TAHRİBATI ÇOK BÜYÜKTÜR”

“O bakımdan gerçekten eğitimde yaşanan çöküşü, mutlaka bu yönüyle ele almalıyız. Net olarak bilmeliyiz ki, bu çöküşün çocuklarımız üzerindeki tahribatı çok büyüktür. Pisa verilerine göre, Türkiye'de yaşamından memnun olmayan 15 yaşındaki öğrencilerin oranı, 2018’de, daha dün, yüzde 34 iken, 2022’de yüzde 44’e yükselmiş durumda. Son iki yılı da siz varın düşünün. Ve umutsuzluğu ben, çocukların gözlerinde görüyorum. Ben okulları geziyorum. Çocukların sokakta bizi gördüğünde, sorunları bizi bize ifade ediş biçimini, dertleniş biçimlerini gördüğümde, sanki karşımda 40 yaşında, 50 yaşında bir insan var. Şaşkınım. Yahu o yaştaki çocukları, ilkokul veya ortaokul yaşındaki çocukları, biz bu sorunları yumağının içine nasıl sokarız? Yazık değil mi? Okul öncesi eğitime katılım, Avrupa Birliği'nde yüzde 93’ken, ülkemizde bu oran yüzde 50’nin altında. 20-24 yaş istihdam grubunda herhangi bir eğitim programında yer almayan gençlerin ilgili yaş grubundaki toplam genç sayısına oranı, Türkiye'de yüzde 33, OECD ortalaması ise yüzde 14. Yani neredeyse üç misline denk geliyor. Gençlerimizin vay haline! Vay ülkemizin geleceğine!”

“YAŞLANAN BİR TÜRKİYE’YİZ ARTIK”

“Bir başka deyişle; 20-24 yaş grubundaki her üç gencimizden biri, ifade edildiği gibi ne eğitimde ne iş yaşamında; yolunu bilmiyor, bir kılavuzu yok. Ve en çok bu alanı hedefliyoruz şehrimizde. Onun için 29 noktada Bölgesel İstihdam Ofisleri açtık. Onun için yüzlerce elemanımızla, onlara çok profesyonel hizmetler sunuyoruz. Onun için 500 binin üzerinde CV birikiyor dönem dönem elimizde. Onun için Enstitü İstanbul İSMEK üzerinden, onlara tanımlı iş imkanı sağlayarak, gelen taleplerden insanları mesleki gruplarına göre eğiterek iş bulmalarına fırsat yaratıyoruz. Yani sertifikalı bireyler haline getirme çabası içerisindeyiz. Aksi takdirde, kesinlikle o gençlerimiz boş bakıyorlar dünyaya. Bilmiyorlar ne yapacaklarını. Ve biliniz ki, ‘genç Türkiye’ diye anlattığımız ya da nüfus yaş ortalamasına baktığımızda genç Türkiye olarak övündüğümüz o gençlikte zirveyi gördük. Artık yaşlanan bir yere doğru iniyoruz. Yaşlanan bir Türkiye’yiz artık. Bu da bir realite. Bu korkunç ifadeleri sizlerle paylaşırken, bunlar bir yanıyla Türkiye'nin gerçeği.”

“MESELENİN ÖZÜ ‘HER ŞEYİ BEN BİLİRİM’ YÖNTEMİNİN, AKLININ SONUCU”

“Eğitimin ve ülkenin geldiği bu noktada, meselenin özü de ‘her şeyi ben bilirim’ yönteminin, aklının sonucu. Yoksa burada da çok kıymetli akademisyenlerimiz var. Yani ülkemizin insanına emanet et kendini, sırtını onlara yasla ve ülkeye güler yüzle bak; başka hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Yani kuralları ve kurumları sağlıklı hale getirdiğiniz bir ülkede, vatandaşınıza yüzü dönük bir sistemi var ettiğinizde, onları işine kattığınızda her sorunu çözebileceğiniz gibi, elbette bu alandaki bütün sorunları da çözebiliriz. Tabii bu akıl için ifade ettiğim metot çok büyük rol oynuyor. İktidarda kalma, onlar için tek bakış açısı ve tek hedef. 15 yaşındaki çocuklara ve en güzel çağlarındaki gençlerimize yaşattıkları bu derin mutsuzluk ve umutsuzluk, onların umurunda değil. Onların tek bakış açısı, o partizan zihniyetlerin zehirlediği o akılların açıkçası tek bakış açısı; iyi bir şeye nasıl engel oluruz mesela? Yani ‘CHP seçim kazandı, onları nasıl zapt edebiliriz?’ Hatta nasıl alıkoyabiliriz? Nasıl çalıştırmaz hale getirebiliriz? Ya da nasıl kreşleri kapatabiliriz? Onların baktığı şey bu.”

OKUL TEMİZLEME ANISINI PAYLAŞTI

“CHP’li belediyelerin kreş açmak için gösterdiği çabadan, kreşlerde sunulan o kaliteli bakım ve eğitim faaliyetlerine, milletimizin gösterdiği o takdir ve teveccühten rahatsız oluyorlar. Yahu insan rahatsız olur mu bundan? Tam aksine; ben iyi bir sistem görsem, buradaki herhangi bir belediye başkanımız, ister belde olsun, ister ilçe olsun, ister başka bir boyutta olsun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak onu alırım, onu uygularım, daha iyisini nasıl yaparım, onun çabasını gösteririm. Yani ülke adına, millet adına, yöneticilik erdemi budur. Bunu kıskanıp, bunu kapatmak akıl alır gibi bir şey değil yani. Ben okullara çok ilgili alakalı bir insanım. Her gittiğimde, memleketimde ve okuduğum okulların içine girerim, bahçesinde dolaşırım kendimi daha güçlü hissetmek adına. Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğum yıl, hemen okulları gezdim. Çünkü seçim kampanyası da demiştim. ‘Ben anahtarlarınızı alacağım, size pırıl pırıl okullarınızı Eylül'ün başında teslim edeceğim’. Böyle söylemiştim, öyle başladım. Tabii bu büyüdükçe büyüdü. Okullar çok memnun. Müdürler memnun. Okul aile birlikleri mutlu. Bir tek devlet okulunu bile dışarıda bırakmadan bunu yaptım.”

“NE OLDU? 7-8 AY SONRA BİZ OLDUK BELEDİYE BAŞKANI İSTANBUL'DA”

“Tabii akılları 3-4 sene sonra başlarına geliyor. Bir tane partizan bir milli eğitim yöneticisi, kıyameti koparıyor. İlçe başkanları seferber. Bir ihbar. Bu ara biz başlamışız. Okullardan anahtarlarını almışız. Taşeronlarımız çalışıyor. Bir sabah bir ihbar. Hiçbir kimse, yani taşeronlarımız okullara giremiyor. Niye? Okullar kilitli. Nasıl kitli? Kapatıp gittiler anahtarı aldılar. Ayıp. Bu taşeronlar okula giremez. Neymiş? İstanbul Büyükşehir Belediyesi yapacakmış, Beylikdüzü Belediyesi yapamazmış. Bak sen! Öyle sinirlendim ki. Şoföre ‘sür’ dedim. Yakuplu'da bir ortaokula gittim. Kapıyı kilitlemiş, beni de görmüş okul müdürü, arka kapıdan kaçıyor. Kapı kilitli. Kapının kapısında bekleyen boyacılar, tesisatçılar falan filan. Okulda kimse yok. Kapıda ödemeler. Onlar da böyle bakıyorlar yani. Niye okul kilitlenir? Bunları yaşadık. Hani zannediyorlar Ekrem İmamoğlu bunları uyduruyor! Bunların yüzlercesi var. Trajikomik işler. Ne olacak yani? Ne olacak? ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi yapacak.’ Hani onların partisinden ya! Tabii okullar sefillik içinde. Okullar açıldı, hala okullarda boyacılar, bilmem neler. Ne oldu? 7-8 ay sonra, biz olduk Belediye Başkanı İstanbul'da. Ne oldu yani?”

“BURADAN SİYASİ NEMA ÇIKARTIRIM KAFASI GERÇEKTEN HASTALIKLI BİR KAFA”

“Buradan siyasi nema çıkartırım kafası, gerçekten hastalıklı bir kafa. O hastalıklı kafa yeni değil yani. Yaşıyoruz; hala yaşıyorsunuz, biliyorum. O bakımdan oy kaygısı yüzünden, çocukların, anne-babaların mutluluklarından rahatsız olmak, nasıl bir şeydir yani? İşte bu akıl, artık zamanıdır arkadaşlar, çok çalışacağız, onların koltuklarıyla vedalaşmalarını biz sağlayacağız. Bunları yollayacağız oradan. Başka yolu yok bu işin yani. Onun için işinizi önemseyin. Tek kreşi yoktu İBB’nin, şu anda 105 kreşimiz var. Kreşlerimizin her biri, yapısal olarak örnek yapılardır.  Bahçesi, içi, dizaynı, çalışma biçimi vesaire, müfredatı… İnşallah 150’ye hızlıca gelmek üzereyiz. 30’un üzerinde şu an inşaatı devam eden kreşimiz var. Bizim açtıklarımız yani Ekrem İmamoğlu'nun kreşi değil ki; kamunun kreşi, milletin kreşi, vatandaşın kreşi. Yine İBB bu hizmete devam edecek. Bunu görmüyorlar. Hatta seçimden önce, acaba milleti kandırır mıyız diye demek ki, ‘Her mahalleye bir kreş’ diyorlar. Yani biz Anne Kart verirken, onların, ‘Biz Baba Kart vereceğiz’ demesi gibi yani! 2019’da, ‘Kimin parasını kime veriyorsun’ dediler. Bak; nereden nereye veriliyor? Şimdi Baba Kart vereceğiz, diyorlar. Dedim ya her yol mubah! Ve kötülemeye çalışıyorlar. ‘Bugün saat 15.00’e kadar kreşlerin sayısını bize bildirin!’ Sanki suç deliliymiş gibi yani. Arayış bu. Yani biz de onları karartacağız yani! 105 ya, azaltacağız onları, 15 yazacağız falan yani. Kafaya bakar mısın? Zaten hepsi orada; uçmaz, kaçmaz yani.”

“PARTİZANLIĞI SÖKÜP ATACAKSINIZ KURUMLARINIZDAN SEVGİLİ BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ”

“Hep söyledim, söyleyeceğim; partizanlığı söküp atacaksınız kurumlarınızdan sevgili belediye başkanlarımız. Sevgili kurum yöneticileri, partizanlık bu ülkenin zehridir. Bu ülkeyi birbirine düşüren akıldır. Bu milleti birbirine düşüren akıldır. Partizanlığı söküp atacaksınız. Benim ruhumda yok. Nasıl olsun? Ailemde on çeşit siyasi görüş var çocukluğumdan beri. Partizanlık yaparsam, o zaman benim ailemi reddetmem lazım yani. Öyle bir şey yok. Onun için herkesin kurumundan söküp atması lazım. O nedenle şunu söyleyeyim. Şeffaf ve liyakatli alım, eğitimde olduğu gibi, her alanda da çok titizlikle yönettiğimiz bir sahadır. Ve biz, bu konuda ciddi bir şikayetle hiç karşı karşıya kalmadık. Kreşlerde, çocuklara yönelik hiçbir siyasi telkin yapılmaz, yapılamaz. Açtığımız kreş vesilesiyle, hiç kimse rant elde edemez. Milletin parasını, doğrudan milletin ihtiyaçları için kullanırız. Araya hiçbir kirli eli sokmayız. Sadece onların açamadığı kreşleri biz açıyoruz diye, ortalığı işte bu yönüyle karıştırmıyorlar. Bizim standartlarımıza sahip kreşleri açıkçası onların asla açamayacaklarını vatandaşlar hissettiği için, gördüğü için telaşlanıyorlar. Onlar da biliyor açamayacaklarını. Çünkü o partizan akıldan sıyrılamayacaklar. Objektif davranamayacaklar. Demokrat olamayacaklar. Onu görüyorlar. ‘Biz bunu yapamayız’ diyorlar; onun için en iyisi kapatalım! Kısa yol! Onun için telaştalar.”

“BÜYÜK FİYAT ARTIŞLARI, DAR GELİRLİ VATANDAŞLARIMIZIN HAYATA DAİR UMUTSUZLUKLARININ EN BÜYÜK SEBEBİ”

“Kreşlerle uğraşanların ekonomiyi iyi yönetme, vatandaşın refahını sağlama görevleri olduğunun onlara hatırlatılması lazım. Bu görevlerini de yerine getirmedikleri için, eğitim maliyetleri ne yazık ki ailelerin üzerine daha büyük yük olarak geldikçe geliyor. Örneğin; İstanbul'da ilkokula başlayacak bir öğrencinin, İPA'nın raporlarına göre, kırtasiye alışverişlerinin maliyeti, önceki seneye göre yüzde 71,9 artmış. Yani bu senenin kırtasiye çantası, bir çocuğun geçen seneya göre yüzde 71,9 daha pahalı. Ve kırtasiye sepetinde bulunması gereken 16 temel ürünün dördünde -özellikle dikkat çeksin diye arkadaşlarımız koymuş- yıllık fiyat artışı ise yüzde 100’ün üzerinde. Eğitim ihtiyaçları ve kırtasiye, kıyafetle de bitmiyor. Aynı zamanda hep konuştuğumuz okul beslenmesi, ulaşım masrafları da bel büken diğer öncelikler. Bütün bu yaşanan büyük fiyat artışları, dar gelirli vatandaşlarımızın hayata dair umutsuzluklarının en büyük sebebi.”

“ÖYLE HİKAYELERİ DİNLİYORUM Kİ”

“Örneğin; bizden önce İBB'de bu yönleriyle katkı sunma kalemlerinin çok çok üstüne çıktığımız bir dönem yaşatıyoruz. Her alanda. Kız çocukları okusun diye desteğimiz var. Ne alaka? İstanbul! Öyle bir istatistik var ki, İstanbul'un nüfusuyla çarptığınızda, burada bulunan bazı ilçe belediyelerimizin nüfusu kadar yapıyor. Nasıl bırakırız biz bir kız çocuğumuzu evinde ya da sokakta, okul okumada? Çatlarım hırsımdan. Bir kızımız okuyamayacak! O kız çocuğum için deli olurum. Öyle bir şey yok. Okutacağız yani. Onun için bu konuda etkin çalışıyoruz. Bizden önce İBB'nin bir kreşi yoktu, sıfırdı. Birçok sıfırı devraldık, onu söyleyeyim. Bir öğrenciyi yatıracak yurdu yoktu. Bugün; 8’i kız, 6’sı erkek, 14 öğrenci yurdumuz var. Şehrin göbeğinde inşaatları devam eden de yurtlarımız var. Bugün itibariyle 5 bin 819 üniversite öğrencimiz bizim yurtlarımızda. Öyle hikayeleri dinliyorum ki yurtlara gittiğimde. ‘Bu yurt olmasaydı, beni ailem okula yollamayacaktı!’ Ve bunu söyleyenlerin tamamı kızlar. 2023 yılında arttırdığımız sayıyla, 100 bin üniversite öğrencisine üniversite desteği veriyoruz. Tam 1,5 milyar lira biz bu sene üniversite öğrencilerine destek veriyoruz. 83 bin ilk ve ortaöğretim öğrencisine maddi eğitim desteği veriyor. Bunların hepsi sosyal incelemeden geçen öğrencilerimiz. 43 bin öğrenciye, uzun süre, bir yılını destekleyecek seviyede, eğitim seti desteği veriyoruz.”

“BU PARAGRAF, BU HÜKÜMETLE UYUMLU BİR PARAGRAF DEĞİL”

“Eğitim alanında merkezi yönetimle iş birliğini güçlendirmeyi, böylece kaynakların etkin kullanımını ve eğitim sisteminin demokratikleşmesini amaçlıyoruz. Bu paragraf, bu hükümetle uyumlu bir paragraf değil. Ama olmasını istiyoruz. Ben hep hatırlatıyorum onlara. Senin bakanlığın senin değil, benim de bakanlığım. Milletin bakanlığı. Belediye senin, benim değil; milletin belediyesi. Onun için bazen diyorum, ‘Çağır geleyim kardeşim.’ Hangi bakan olursa olsun, giderim. Kim olursa olsun, koşa koşa giderim. Çünkü, ben oraya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, 16 milyon insanın temsilci olarak gidiyorum. Ama onların bir kısmı çağıramaz. Onlar, bir kişinin temsilcisi. Benden farkı bu. Ben zengin adamım. Ben, 16 milyon insanın temsilcisiyim. Bazıları çağıramıyor. Çağıranlara da minnet duygularımı iletiyorum. Görevlerini yapıyorlar, ama minnet duygularımı iletiyorum. Görevlerini yapıyorlar. Teşekkür ederim yani. Doğru olanın bu olduğunu hatırlatmak lazım.”

“TÜRKİYE'NİN BU ZİHNİYETTEN KURTULMASI LAZIM”

“Okulların temizliği meselesinde, sanki yerel yönetimle merkezi yönetim arasında bir rekabet varmış gibi bir algı! Ne alakası var? Yani Cumhuriyet Halk Partisi’ni engelleme! Yahu daha çok zarar görüyorsun siyaseten. Onu görmüyor mu oradaki okul aile birliğindeki yöneticiler veya veliler, şunlar, bunlar. Ne alakası var? Belediye de senin kardeşim. Gel destek iste. Bak ne oldu? Gittin okulların kapılarını kapattın, ‘büyükşehir yapacak’ falan filan dedi. Ne oldu? Kıyıda köşede bir ilçenin belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Yani bunu yaparsan, daha kötüsü olur. Uyarıyorum yani. Gerçekten Türkiye'nin bu zihniyetten kurtulması lazım. Eğitimde sorunların ortak akılla, demokratik katılım süreçleriyle, partiler üstü bir yaklaşımla çözülebileceğinin kabul edilmesi lazım. Zihniyetin değişimine ihtiyaç var. Biz CHP’liler olarak, eğitim meselesine azami düzeyde önem göstereceğiz. Eğitimcilere sahip çıkacağız. Ve hiçbir zaman bu kararlılığımızdan bir adım bile geri adım atmayacağız. Bu bizim temel meselemizdir.”

“MEMLEKETİN HER BİREYİNİN KENDİNE GÜVENDİĞİ BİR PSİKOLOJİK ORTAM, BU MİLLETİ AYAĞA KALDIRIR”

“Cumhuriyetin ilk dönemi, gerçekten eğitim anlamında muazzam bir devrim dönemidir. Bu devrimin özü, cumhuriyetin kuruluş ilkelerinin de karakterini gösteren tek şey, muazzam bir aslında dönemi başlattı ve yurttaşların eşit bir biçimde eğitimden yararlanmasını ve temel hak haline getirilmesi mücadelesini başlatmıştır. Bunun için fiziki koşullar ve kültürel atmosfer oluşturulmuştur o dönemde. Tam da işte o Cumhuriyet aydınlanmasını, o aydınlanmanın taşıdığı o evrensel değerleri içselleştirilmiş, eşit ve özgür bireylerden oluşan, öz güvenli bir toplum olabilmek. O yolda öğretmenler ve eğitimcilerin varlığı çok önemli. Öz güvenli bir eğitim. Asla aldatılmayacak insanlar. Ne aldanacak ne aldatacak. Nasıl olur? Öz güvenle olur. Ben bazen dinliyorum. ‘Bizi kurtarın!’ Millet, kendini kurtaracak. Nasıl? Kendine güvenecek. Ben güveniyorum kardeşim. Pazarcıya gidiyorum. O tezgahtan kazanıyor, 10 tane nüfusa bakıyor. ‘Senden daha büyük ekonomist var mı’ diyorum? Bakma öyle kendine ekonomist diyenlere! Ekonomist sensin; emeğinle, alın terinle. Onun için bu memleketin her bireyinin kendine güvendiği bir psikolojik ortam, bu milleti ayağa kaldırır.”

“İŞİMİZ; TOPLUM, MİLLET”

“Biz, Cumhuriyet eğitimi almış bir milletiz. Başka milletlere benzemeyiz. Cumhuriyet, bizim okulumuzdur. Bizler, o okulda eşit ve onurlu olmayı öğrendik. ‘Allah razı olsun cumhuriyetten’ derim. ‘Allah razı olsun öğretmenimden’ derim. İşte biz, bugünün eğitiminde topluma, bütün bireylerine, doğusuna, batısına, Hakkari'sine, İstanbul'una, Artvin'ine, Muğla'sına, Diyarbakır'ına, Trabzon'una, Sinop'undan Kastamonu'suna, Ankara'sına, İstanbul'da Bağcılar'dan Şişli'ye, Silivri'den Şile'ye Tuzla'dan Üsküdar'a her bir ilçesinde, her bir ilçesinde çocuklarımızın kendisini diğer çocuklarla eşit hissetmesini sağladığımız an, ben cumhuriyete layık bir belediye başkanı olabilirim. İşte bunu, bütün ülkede yapmalıyız. Niye yapmalıyız? Mustafa Kemal Atatürk'ten öğrendiğimiz gibi; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bireyler olmak için ve toplumun öyle bireyleri yetiştirmesi için yapmalıyız. Kendimize ve birbirimize ve milletimize lütfen güvenelim. İş birliğimizi yüksek tutalım. Boş konuların zihnimize girmesini sağlamayalım. İşimiz bu. İşimiz; toplum, millet.”

 

VİDEO LİNK: https://we.tl/t-GQJthEjgtb

FOTOĞRAF LİNK: https://we.tl/t-KH5DUPuHrG

 


İstanbul,İstanbul Belediyesi
belediye365.com

GENEL 5.12.2024 14:20:39 0

Kocasinan'da Kentsel Dönüşüm Çalışmaları Hızla Devam Ediyor

Kocasinan Belediyesi'nin Uğurevler Mahallesi'ndeki kentsel dönüşüm projesi kapsamında 129 daire için 4 Kasım'da kat karşılığı ihale düzenlenecek.

Bitlis'te Polis Hatıra Ormanı İçin Fidan Dikim Etkinliği Düzenlendi

Bitlis Emniyet Müdürlüğü ve Orman İşletme Müdürlüğü iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, çocuklarla birlikte gelecek nesillere yeşil bir miras bırakmak amacıyla fidanlar toprakla buluşturuldu.

Kocasinan'da Kırsal Mahallelere 10 Ayda 21 Kilometre Yol ve 116 Bin m² Parke

Kocasinan Belediyesi, kırsal mahallelerde 2025 yılının ilk 10 ayında 21 kilometre yol ve 116 bin 400 metrekare kilit parke çalışması gerçekleştirdi.

Ayakkabıcılar Sitesi Parkı Hizmete Hazırlanıyor

Eyyübiye Belediyesi'nin Ayakkabıcılar Sanayi Sitesi'nde dönüştürdüğü parkta çalışmalar tamamlanma aşamasına geldi. Zemin düzenlemesi, yürüyüş yolları ve oturma alanları tamamlanan park, çimlendirme işleminin ardından hizmete açıla

Tepebaşı Belediyesi Çocuk Korosu'ndan 29 Ekim Konseri

İki Elin Sesi Var Çocuk Korosu, Cumhuriyet Bayramı'nda 70 çocukla sahne aldı. Vecihi Hürkuş Havacılık ve Teknoloji Parkı'ndaki konsere Eskişehirliler yoğun ilgi gösterdi.

Tepebaşı'nda Atatürk ve Tarım Söyleşisi Yoğun Katılımla Gerçekleşti

Tepebaşı Belediyesi'nin düzenlediği 'Atatürk ve Tarım' konulu söyleşide, tarım politikaları ve kırsal kalkınma masaya yatırıldı. Etkinliğe belediye başkanı, milletvekilleri ve akademisyenler konuşmacı olarak katıldı.

Kâğıthane'de 2025-2026 Kültür Sanat Sezonu Başladı

Kâğıthane Belediyesi, haziran ayına kadar sürecek kültür sanat sezonunu zengin bir programla başlattı. Tiyatrodan sinemaya, konserlerden söyleşilere kadar çeşitli etkinlikler ilçedeki kültür merkezlerinde gerçekleştirilecek.

Nilüfer Belediyesi NİLTİM'de temizlik çalışması gerçekleştirdi

Nilüfer Belediyesi ekipleri, 34 personel ve 6 araçla Nilüfer Ticaret Merkezi'nde kapsamlı temizlik operasyonu düzenledi. Pazar günü erken saatlerde başlayan çalışmalarda bölge çöp ve atıklardan arındırıldı.

Nilüfer'de çocukların ekolojik sanat eserleri sergileniyor

Nilüfer Belediyesi'nin Müfredat Dışı Çocuk Sanat Programı kapsamında hazırlanan 'Bir Tohumla Başlar' sergisi, çocukların doğayla kurduğu bağı yansıtan eserlere ev sahipliği yapıyor.

Nilüfer'de 7'nci giyim pazarı hizmete girdi

Altınşehir Mahallesi'nde açılan yeni giyim pazarı, her pazar günü vatandaşlara ekonomik alışveriş imkanı sunacak.

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Spor Kış Okulları'nda çocuklarla buluştu

Hasan Doğan Spor Tesisleri'nde futbol antrenmanına katılan Başkan Kurt, 43 minik sporcuya krampon hediye etti ve sporu yaşam kültürü haline getirme sözü verdi.

Sinop Belediyesi Memur Alımı Mülakat Duyurusu

Belediye, memur alımı için mülakat sürecini başlattığını duyurdu. Detaylı bilgiye belediyenin internet sitesinden ulaşılabiliyor.

Pamukova Mekece Sosyal Tesisleri'nin temeli 3 Kasım'da atılıyor

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Pamukova Mekece'de 700 metrekarelik sosyal tesisin temel atma törenine tüm vatandaşları davet etti.

Kayseri'de Depremzede Öğrenciler İçin Anlamlı Koşu Düzenlendi

TED'in Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi'nde düzenlediği koşuya Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç katıldı. Etkinlikte 6 Şubat depreminde ailelerini kaybeden burslu öğrenciler için dayanışma mesajları verildi.

SGM'de 300 Öğrenci Eğlenerek Öğrendi

Geyve Karaçam ve Kemaliye İlkokulu öğrencileri, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Gelişim Merkezi'nde düzenlenen atölye çalışmalarına katılarak keyifli bir gün geçirdi.

4. Uluslararası Tarsus Festivali 7-9 Kasım'da Başlıyor

Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği festivalde sanat, kültür ve gastronomi etkinlikleri yer alacak. Haluk Levent ve Fatma Turgut konserleri festivalin öne çıkan etkinlikleri arasında bulunuyor.

Mersin'de 2. Mercan Bilim Şenliği Gerçekleştirildi

17 okuldan öğrencilerin katıldığı şenlikte 28 atölye, planetaryum gösterileri ve bilim şovları düzenlendi

MSK Basketbol Akademi'nin Lansmanı Gerçekleştirildi

Mersin Spor Kulübü, geleceğin basketbolcularını yetiştirmek amacıyla MSK Basketbol Akademi'nin basın lansmanını düzenledi. Lansmanda kulüp yetkilileri ve spor camiasından isimler projenin detaylarını paylaştı.

Büyükkılıç ve Çiçek, Aşık Veysel Oyununu Kayseri'de İzledi

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç ve Vali Gökmen Çiçek, Ankara Devlet Tiyatrosu'nun 'Aşık Veysel' oyununu Kayseri Devlet Tiyatrosu'nda izledi.

Sakarya'da 19 Aylık Hizmet Dönemi Değerlendirildi

AK Parti İl Danışma Meclisi'nde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, ulaşımdan altyapıya, spordan kültüre kadar birçok alanda hayata geçirilen projeleri anlattı.

Kayseri İtfaiyesi Uçurumda Mahsur Kalan Keçiyi Kurtardı

Talas viyadük bölgesinde uçuruma düşen keçi, itfaiye ekiplerinin titiz operasyonuyla kurtarılarak sahibine teslim edildi.