Konuk YAZAR


İğneden F-16’ya

İğneden F-16’ya


                                   

 

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle dedi:

 

“Sizleri 20-25 yıl geriye götürmek istiyorum. Ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk? Toplu iğne! Silahtan bahsetmiyorum. Hayır.”

 

Peki gerçekten Türkiye, Erdoğan’ın utanç duyduğunu ima ettiği bir ülke miydi?

 

Türkiye 20-25 yıl önce bir toplu iğne bile üretemiyor muydu?

 

Bilmemesi gayet doğal.

 

Çünkü Erdoğan henüz doğmamıştı.

 

Türkiye’nin ilk toplu iğne fabrikası Atlı Zincir, İğne ve Makina Sanayi A.Ş 1951 yılında kuruldu.

 

Erdoğan’ın kundak bezleri o dikiş iğneleriyle dikildi.

 

Atatürk önderliğinde Cumhuriyet, Osmanlı’nın küllerinden sadece bir devlet değil, bir sanayi medeniyeti kurdu.

 

Erdoğan’ın “iğne üretemiyorduk” dediği Türkiye merhum Turgut Özal’ın, 1993’te kurduğu TAİ / TUSAŞ tesislerinde Türk mühendis, işçi ve yan sanayi katkıları ile tam 240 adet F-16 Savaş uçağı üretti.

 

Refah Partisi İstanbul İl Başkanıydın hatırlamıyor musun Erdoğan?

 

“Toplu iğne” diyorsun da neden F 16 demiyor merhum Özal’ı anmıyorsun?

 

2002’den düne kadar tek bir savaş uçağı alamaman, F35 kurucularından Türkiye’nin çıkarılması senin karnenin sıfır notlarındır Erdoğan.

 

Eksilerinden bazıları da şunlar:

 

1985’te kurulan PETKİM 2008’de Azerbaycan devletinin SOCAR şirketine satıldı.

 

1934’te kurulan SEKA 2005’te kapatıldı ki Osmanlı’da matbaa yaklaşık 250 yıl yasaklıydı.

 

1925’te kurulan TEKEL, 2008–2010 döneminde parçalara ayrılıp satıldı. Alanlar 100 kat fazlası ile devrettiler.

 

1935’te kurulan ETİBANK 2004 maden işletmeleri rantçılara devredildi.

 

Türk Telekom özelleştirmesi skandalla sonuçlandı.

 

Gerçek şudur: Türkiye’nin son döneminde laik cumhuriyetin dev sanayi yatırımlarını küçümseyen, özelleştirme adı altında devlet yatırımlarını peşkeş çeken iktidar anlayışı var.

 

Aslında soru da şudur:

 

Sanayileşme mi, silahlanma mı?

 

Bir ülkenin büyüklüğü, tank, uçak sayısıyla mı ölçülür, fabrika bacalarıyla mı?

 

Japonya savunma sanayiye değil, teknolojiye yatırım yaptı.

 

Almanya savaş sanayi ile değil, ağır sanayi ile dünyayı fethetti,

 

Dünya “4.0 teknoloji devrimini” konuşuyor,

 

Cumhuriyetin attığı 4 dev adım olmasaydı, bugün “savunma sanayi” vitrinlerinde tek bir üretim olmazdı:

 

TÜPRAŞ Rafinerileri – 1955 Batman’dan 1986 Kırıkkale’ye uzanan zincir.

ERDEMİR – 1965’te üretime geçti; Türkiye’nin yassı çelik merkezi.

İSDEMİR – 1970’te devreye girdi; demir-çelikte ikinci büyük dev.

PETKİM – 1985’te Aliağa’da açıldı; petrokimya sanayisinin kalbi.

Erdoğan’ın tek başına iktidar olduğu 2002’den bugüne yeni kaç dev fabrika kuruldu?

 

Cevap ortada: Sıfır.

 

Atatürk Barajı ve GAP 1980 öncesi başladı, 1990’da barajlar tamamlandı. Elektriğin ve sulamanın omurgası oldu.

 

Merhumlar; Özal ve Demirel dönemlerinde “GAP’ı gaptırmam” yarışı vardı.

 

Güneydoğu’yu tarım Cenneti yapacak güçteydi.

 

Peki 2002–2025 arasında sulama kanallarını tamamladın mı Erdoğan?

 

Resmî verilere göre 2002’den önce GAP’ın sadece %62’si bitmiş.

 

Yani barajlar var ama su hâlâ tarlaya, çiftçiye ulaşmamış.

 

Sayende ithal etmediğimiz tek bir tarım ürünü yok.

 

Tarımı dışa bağımlı hale getirdiniz Erdoğan.

 

Bir ülkenin büyüklüğü, kaç uçak ürettiğiyle değil, kaç fabrika kurabildiğiyle ölçülür.

 

1951’de iğne üreten,

 

1965’te çelik döken,

 

1985’te petrokimya kuran,

 

1993’te F-16 montajlayan Türkiye’ye

 

“İğne bile yapamıyorduk” demek, kendi halkını da Cumhuriyetini de küçümsemektir.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Orhan UĞUROĞLU(Yeniçağ)