Mustafa BALBAY


Akdeniz’de ABD kuşatması!

Akdeniz’de ABD kuşatması!


 

Güney yelpazemizde birbirinden farklıymış gibi seyreden gelişmeleri birleştirince ortaya Türkiye’nin etrafını saran bir yay çıkıyor.

 

Kuzeydoğumuzdan aşağı inip güneybatımıza doğru kuş-ku bakışı şöyle görünüyor:

 

Azerbaycan, İsrail’le ilişkilerini stratejik düzeye çıkardı, alçalmadan ilerliyor. Trump’ın geçen ağustos ayında devreye girmesiyle ABD’de gerçekleşen Aliyev-Paşinyan zirvesinde Kafkasların en kritik geçiş noktası Zengezur’a da yeni ad kondu:

 

Trump rotası!

 

Azerbaycan-Ermenistan barışı her iki ülke, bölge ve elbette Türkiye için de iyidir. Ancak ABD ve İsrail’in devrede olmasının anlamı açık. Rusya’nın tarihsel akış içinde bunu normal karşılaması zor. Azerbaycan’dan dönen C-130 tipi nakliye uçağımızın düşme nedeni araştırılıyor. İlk bulgular motor arızası ve devamında seyreden terslikler üzerine. Aynı günlerde Rusya’nın Kiev’de Azerbaycan büyükelçiliğini vurması insanın içinde olmadık kuşkular doğuruyor!

 

***

Suriye’de Trump etkisi farklı yankılarla devam ediyor. Şara’nın ABD ziyareti sonrasında kimi gelişmeler hızlandı.

 

Şara, Trump’la çok iyi anlaştı. Hemen her konuda birlikte hareket etme kararı aldılar. İsrail’le iyi olmak istediğini ilanen duyurdu. Bütün bu iyilikler içinde olan Şara, Erdoğan’la da iyi anlaşıyor!

 

Tarzını Ortaya Çıkar

Yeni PEUGEOT 2008’i Keşfedin

Peugeot

 

Çok basit bir mantık sorusu:

 

Bu durumda Türkiye-İsrail ilişkileri nereye oturuyor?

 

Karaya oturmadığı belli!

 

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın açıklamaları Suriye’de ABD etkisinin adım adım artacağını, Şam yakınlarına bir ABD üssünün de buna çok yakışacağını gösteriyor.

 

Şara, Suriye’nin kuzeyinde nasıl bir yol izleyecek?

 

Bu konuda da Barrack son derece “kolaylaştırıcı” rol oynuyor. Suriye medyasında yayımlanan haberlere göre, ABD yönetimi SDG’nin varlığını erozyona uğratacak bir adım atmayacak, atılmasına da izin vermeyecek. SDG adına konuşanları bundan hayli emin görünüyor.

 

Suriye’nin Lazkiye limanından 125 mil ilerlediğinizde Kıbrıs adasının burnuna ulaşıyorsunuz! Önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kuruluşunun 42. yılını kutlayalım. Sonra soralım:

 

Adanın Rum kesiminde iki İngiliz üssü varken ABD niçin yeni bir üs kurmaya karar verdi?

 

Yazının başında vurguladığımız bütünün Kıbrıs parçası da boş görünmüyor. Üstelik buradaki Amerikan askerleri hayli tanıdık. 2020 sonrasında Türkiye’ye giriş yapan Afganların 40 bin kadarı Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesindeki ABD üslerinde eğitilip “Amerikan askeri” yapıldı. 10 bin kadarı Kıbrıs’taki üsse gönderildi.

 

ABD son yıllarda art arda Yunanistan’da kaç üs kurdu?

 

 

 

Açık kaynaklarda bilinen kara, deniz, hava üsleri olmak üzere beş!

 

Bunların amacı ne olabilir?

 

Olasılık çeşitli. Öteki parçalarla birleştirilince ortaya şu tanım çıkıyor:

 

Akdeniz’de ABD kuşatması!

 

***

Türkiye NATO zemininde ABD ile ortak. Dünyaya en azından güvenlik olarak aynı pencereden bakıyorlar.

 

O zaman neden böyle bir kuşatma var!

 

İlk akla gelen yanıt Rusya! Ancak sadece Rusya yeterli karşılık değil.

 

ABD’nin bölgeye genel bakışını özetlemek ipucu olabilir:

 

İki kaygı ile siyaset üretiyor, enerji kaynakları ve hatları ile İsrail’in güvenliği!

 

ABD yeni dönemde bölgede terör örgütlerinin dönüştürülmesini ve ulusüniter devletlerin bitirilmesini istiyor!

 

Bu politika ışığında Türkiye’deki iktidarla şöyle bir yazılı olmayan, güçlü anlaşma tarifi yapılabilir:

 

İçeride istediğini yap.

 

 

 

Dışarıda istediğimi yap!