Prof.Dr.Esfender KORKMAZ


ALTIN VE ENFLASYON

ALTIN VE ENFLASYON


Merkez Bankası başkanı Fatih Karahan, ’’Türkiye’deki yastık altı altınların değeri yaklaşık 400 - 500 milyar dolardır. Altın talebi enflasyonla mücadelemizi zayıflatıyor.” dedi. Bazı yanlış anlamaları önlemek için de konuşmasına açıklık getirdi ve “Fiyat istikrarı sağlanmadıkça talep baskısı devam eder. Fiyat istikrarının altın talebini frenleyici olacağını” söyledi.

1. Bu analiz doğru mudur?

Karahan’ın yaklaşımını prensip olarak, “Büyük fiziksel altın talepleri (özellikle nakdi olarak tutulup piyasaya sokulmayanlar) para politikasının etkinliğini sınırlandırıyor; para politikasındaki sıkılığı ya da faiz aracını kullanmayı zorlaştırıyor’’ şeklinde açıklayabiliriz.

Bu analizin doğru olup olmadığı, Türkiye de şartlara göre değişir.

Nakit para ile altın alınıp ve yastık altına konulması halinde, Merkez Bankasının likidite araçları, faiz araçları veya açık piyasa işlemleriyle para arzını yönlendirme gücü azalır.

Ancak, yastık altındaki altın her zaman “pasif” durumda değildir. Yüksek reel faiz varsa TL tasarruf artar. Ya da acil ihtiyaç varsa, altın piyasaya çıkar. Yani bu stoklar tamamen piyasadan izole değildir.

Asıl sorun altının yastık altına girişini önlemektir.

2. Dünyada altının yastık altında tutulduğu ülkeler içinde Türkiye ikinci sıradadır.

Hindistan
Hindistan’daki hane halkı, dünya altını özel mülkiyette tutanların önemli bir kısmını oluşturur. Altın hediye, düğünlerde, törenlerde hediye olarak yaygındır; geleneksel olarak evlerde saklanır.

Türkiye
Türkiye’de geçmişten gelen bir “yastık altı altın” kültürü vardır. Ne var ki artık halkın altın alma gücü düştü. Şimdi son 10 yılda Ekonomik istikrar ve güven sorunu yastık altı eğilimini artırdı.
 

İran
İran’da da ailelerin altın tutma geleneği vardır. Ancak şimdi yüksek enflasyon, finansal belirsizlik gibi nedenlerle İran’da insanlar tasarruflarını altın (ve döviz) olarak evlerinde daha fazla saklamaya başladılar.

Pakistan, Bangladeş, Sri Lanka gibi Güney Asya ülkeleri
Bu bölgelerde de geleneksel değerler, düşük finansal okuryazarlık ve bankacılık sistemine güvensizlik gibi faktörler nedeniyle altın evlerde tutulabiliyor.Bu yerlerde altın alım oranları yüksektir.

Aslında Türkiye de son on yılda tasarruf aracı olarak altın tutulma oranı arttı. Bunun nedeni;

· Demokrasi ve hukukta gerileme ve güven sorununun artması, Tasarrufların altına yönelmesine neden oldu. Demokrasi ve hukuk reformu yapmak zorundayız.

· Kronik yüksek enflasyon ve belirsizlik, altına talebi artırdı. Yalnızca MB ile olmuyor, hükümetinde istikrar programı hazırlaması gerekir.

· Bir yıl öncesine kadar yüzde 30’lara varan reel faiz TL’ den kaçışa neden oldu. MB’nın aşırı müdahalesi, kurlarda belirsizlik yarattı. Tasarruflar gayrimenkul ve altına yöneldi. Bugün siyasiler yeniden faizler düşsün diyor. 2021 sonundan 4 yıla yakın zaman geçti. Enflasyonun neden arttığı unutuldu.

Aslında, faizi de eksi faizde MB tuttu. Kurlara da MB müdahale etti. Altına talebin artmasında en büyük günah MB’nındır.

3. Çözüm yok mu?

Önce MB başkanının kendi yanlışlarını düzeltmesi gerekir.

· 2006’dan beri açık enflasyon hedeflemesi yapıyor. Bir defa tutturamadı.

· Kur politikasını değiştirmesi veya kura müdahale etmemesi gerekir.

· Yüzde 5 dolayında istikrarlı bir reel faiz politikası uygulaması gerekir.

MB‘da ekonomi yönetimi içinde yer alıyor. Kendine düşen önlemleri alamıyorsa, şikayet etmesinin tek nedeni, hükümet, MB politikalarına engel oluyor, şeklinde şikayet olarak algılanır.