Konuk YAZAR


Çırpındıkça batıyorlar ama...

Çırpındıkça batıyorlar ama...


 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan davalar kamu vicdanında karşılık bulmayınca bu defa casusluk suçlamasına gidildi. İlk bilgilere göre seçimden önce “seçmen analizi yapmak”, “seçim stratejisi kurgulamak” gibi hazırlıklar, “İmamoğlu Suç Örgütü”ne üye olmak sayılıyor! Oysa bu tür çalışmalar yapmak, siyasi partilerin temel görevidir ve suç değildir. Ortada gizli bir bilgi de yoktur ki paylaşılsın! Herkes biliyor ki 85 milyon vatandaşın kimlik bilgileri çalınmış ve satılmıştır. Bu bilgiler, bugün dünya İnternet ortamında, isteyen herkese satılmaktadır.

 

İmamoğlu’nun seçim kampanyalarını yöneten Necati Özkan, 2019 İBB seçmen verilerini, Hüseyin Gün adlı kişi üzerinden yabancı istihbarat örgütleriyle paylaşmakla, gazeteci Merdan Yanardağ ise 2019 seçimleri sırasında örgütün medya ayağını yönetmekle suçlanıyor. Böylece, İmamoğlu’nun 2019 seçimlerini bu şekilde kazandığı öne sürülüyor.

 

Binali Yıldırım’ın veya sonradan Murat Kurum’un İBB seçimlerini kaybetmesinin faturası çıkarılıyor...

 

***

 

Türkiye, yakın geçmişte Ergenekon ve Balyoz davalarıyla birlikte, Askeri Casusluk davaları ile çalkalandı. Avukat Erhan Tokatlı'nın verdiği bilgilere göre 310’u asker olmak üzere toplam 357 sanıklı “İzmir Casusluk Davası”nda, 26 Şubat 2016 tarihinde açıklanan kararla tüm sanıklar beraat etti.

 

Bu kumpas davasının sorumluları hakkında da yasal işlemlere başlandı. Bu kapsamda, davanın özel yetkili savcısı ve sorgu hâkimleri HSYK tarafından görevden alındı. Özel yetkili savcılık talimatıyla hareket eden kolluk personelinin bir kısmı tutuklandı, bir kısmı açığa alındı, bir kısmının da görev yerleri değiştirildi.

 

Yaklaşık 1500 klasörden oluşan dava, ABD’den gönderilen ihbar e-postaları ile başlamıştı.

 

Tokatlı'ya göre “TSK’nin itibarsızlaştırılması, halkın TSK’ya güvenin sarsılması, TSK’nin gelecekteki komuta kademesinin şekillendirilmesi, bazı kriterlere göre tasfiyelerinin yapılması şeklinde sıralayabileceğimiz bir kısım hedefin gerçekleştirilmesi amacıyla kurgulanan bu davada; askeri personel ile eskort tabir edilen (kadın-travesti-eşcinsel ...) kişiler irtibatlandırılmak istenmiştir. Davada, çok iğrenç, çok acımasızca planlar yapılıp insanlar karalanmış, böylece davanın arkasında hiç kimsenin duramaması, toplumsal desteğin engellenmesi sağlanmıştır."

 

Kumpası kuranlar hakkında 2016 yılında açılan davada, FETÖ mensubu 18'i albay 41 eski asker ve 20 sivile çeşitli cezalar verildi.

 

***

 

Yine İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan askeri casusluk ve şantaj davasının karar duruşması 29 Ocak 2016 günü Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinde yapıldı. Mahkeme Heyeti Başkanı Selçuk Kaya, tüm sanıkların beraatine karar verildiğini açıkladı.

 

İzmir Askeri Casusluk soruşturmasında yargılananlardan emekli tuğgeneral Erdal Şener, 2012'de tutuklandı. 2 yıl cezaevinde kaldı, 2014 yılında tahliye edildi. Şener, 2016 yılında, “haksız gözaltı ve tutuklama” iddiasıyla tazminat davası açtı ve kazandı. Şener hakkında tutuklama kararı veren hâkimlerinden Serdar Ergül, "haksız tutuklamayla kamuyu zarara uğratma" suçlamasıyla Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından meslekten atıldı ve hakkında tutuklama kararı verildi. Ergül, karardan önce yurt dışına kaçtı...

 

***

 

Görüldüğü gibi bu davalar, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni çökertme operasyonunun eseriydi ve FETÖ üzerinden Amerikan kaynaklıydı... Bu davalarla, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne büyük darbe vurulmuş oldu.

 

Şimdiki davalar ise yapılacak ilk Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağından korkulan Ekrem İmamoğlu ve yükselen CHP üzerinde yoğunlaştırılmıştır. Öyle ki İmamoğlu’nun yasal diploması bile hukuka tamamen aykırı yöntemlerle iptal edilebilmiştir.

 

Bu davalar, kamu vicdanında daha başlamadan haksız bulunmuştur. Bu sebeple, İmamoğlu’na ve CHP’ye halk desteği gittikçe artmaktadır.

 

KKTC seçimleri de göstermiştir ki AKP’nin siyasal operasyonları, umdukları sonucu vermiyor. KKTC seçmeni, AKP baskısına boyun eğmediği gibi ağır bir tepki de gösterdi.

 

***

 

Türkiye’de de AKP artık ne yaparsa yapsın, halktan destek bulamıyor. Saldırdıkça CHP ve İmamoğlu’nun arkasındaki halk desteğinin büyümesine yol açıyorlar. AKP’yi destekleyenler de elbette var ama 23 yılda edindikleri serveti elde tutmak isteyenler, yurt dışına yatırım yapıyor. Bu da ekonominin daha kötüye gitmesine sebep oluyor. Kendi bataklıklarında çırpındıkça batıyorlar ama ülkeyi de batırıyorlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arslan BULUT(Yeniçağ)