Mustafa BALBAY


Çöp bidonu sofra olmuşsa...

Çöp bidonu sofra olmuşsa...


 

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın 9 Aralık’ta TBMM’de mülakat eleştirileri yöneltip “Utanmıyor musunuz” sorusuna AKP’li mevkidaşının yanıtı şu olmuştu:

 

 

 

“Utanmıyoruz. Gurur duyuyoruz yaptığımız işten!”

 

20 Aralık’ta bu köşenin başlığını şöyle koymuştuk:

 

Utanmazlar!

 

O gün emeklilerin maaşlarındaki gerçek erimeyi konu etmiş, “Bundan utanmazlar mı? Elbette utanmazlar” demiştik.

 

Bu haftanın başında asgari ücret açıklandı. İlk kez asgari ücret açıklanırken açlık sınırının altında kaldı! Önceki yıllarda şu soruya yanıt aranırdı:

 

Bakalım asgari ücret kaç ayda açlık sınırının altına inecek?

 

Örneğin 2025’te üçüncü ayda bu düzeye inmişti.

 

2026 için bu soru anlamsız. Çünkü daha açıklanırken açlık sınırının altında kaldı. Asgari ücret 28 bin 75 TL, açlık sınırı 29 bin 697 TL.

 

Bu AKP için utanılacak bir şey mi?

 

Elbette değil!

 

Utanmazlar!

 

***

 

Asgari ücret bir bakıma yoksullukla mücadelenin bir parçasıdır. Bir kişinin gıdadan kültüre temel gereksinimlerini karşılayabileceği ücret! AKP bunu ortalama ücretin saptanması noktasına getirdi.

 

%0 Faizli Taksitli Avans

25.000 TL'ye Varan Taksitli Avans Fırsatından Yararlanmak İçin Kredi Kartına Başvur.

Akbank

 

Avrupa’dan Asya’ya küresel ekonominin içinde yer alan tüm ülkelerde asgari ücret alanların oranı genele göre iki haneli rakamların başındadır, yüzde 10-20 bandını geçmez. Son açıklanan verilere göre Avrupa’da bize en yakın ülke yarımız kadar! Türkiye’de resmi verilere göre asgari ücretle çalışanlar yüzde 55’in üstünde. Bize en yakın Romanya’da yüzde 22!

 

Bundan utanırlar mı?

 

Utanmazlar!

 

Klasik bir anlatım vardır; ceylan, aslan, tavşan, zürafa aynı anda ormanının dışına doğru koşmaya başlamışsa ormanda büyük bir yangın ya da felaket var demektir!

 

İşverenin en az işçi kadar yakındığı günlerdeyiz!

 

Asgari ücretten çıkalım... 9 milyar dolarlık varlığı yönettiğini söyleyen Ali Sabancı bir konferansta aynen şöyle dedi: “Ben de geçinemiyorum. Arzu ettiğime kıyasla geçinemiyorum!”

 

Ali Sabancı’nın yaşam biçimi belki topluma biraz yabancı ama o da bu noktaya geldiyse gerisini emekli düşünsün!

 

En zenginle en fakirin arasındaki kesimler ne durumda?

 

Onlar da aşağı doğru sıkışan bir mengenenin içinde. Geçen gün devletin kamuoyu tarafından da bilinen bir kurumunda çalışan kişi daire başkanlığı önerildiğini ama reddettiğini söyledi. Nedenini sorduk, şöyle açıkladı:

 

“Maaş farkı sadece 4 bin lira. O kadar ciddi sorumlulukları var ki! Üstelik mesai belki iki kat artacak. Eskiden bu sorumlulukların belli bir maddi karşılığı olurdu, bunu da kaldırdılar!”

 

 

 

Bu tablodan utanırlar mı?

 

Elbette utanmazlar!

 

***

 

Değişik zamanlarda karşılaştığım kimi kâğıt toplayıcılarının telefonunu almıştım. Dün onlardan Sıddık’ı aradım. Dertli. Hangi apartmandan ne kadar geri dönüşüme uygun ambalaj, kâğıt, şişe, mukavva çıkacağını biliyor. İş saatini belirlemede ustalaşmış. Apartman görevlileri attıktan hemen sonra, belediyenin temizlik aracı gelmeden hemen önce işi bitirmek gerekiyor. Eskiden 10 parça topluyorsa 2’ye inmiş.

 

Çarşamba günü İstanbul’da Meltem TV’de canlı yayına gitmeden önce o semtte genişçe tur atarken çöp bidonunda 60 yaş üstü bir yurttaş gördüm. Peynir ambalajını almış, parmaklarıyla dibinde kalanı yiyordu.

 

Çöpten yiyecek toplayanla çok karşılaştık ama böylesi çok çarpıcıydı.

 

Çöp bidonunun açlık sofrası olduğu bir ülke!

 

Utanırlar mı?