Prof.Dr.Esfender KORKMAZ


Ekonomi nereyegidiyor? (II)

Ekonomi nereyegidiyor? (II)


Dün bu köşede ekonomik ve sosyal krizin boyutlarını yazmıştım. Enflasyon yüzde 40 seviyesine geriledi ve daha da düşer ama tek sorun tek başına enflasyon değildir. GSYH büyüme potansiyeli altında kaldı ve ayrıca eksi büyüme riski arttı. Reel sektörde daralma başladı. Cari açık sürdürülemez şekilde devam ediyor. Demokrasi, hukuk, devlet ve eğitimde kurumsal yapılar bozuldu. Güven sorunu yarattı. Bu nedenle yatırım ortamı yok. Gelir dağılımı aşırı bozuldu ve ikili piyasa yapısı oluştu. Bir bakıma Türkiye kronik ekonomik kriz yaşıyor. Öldürmez süründürür.

Bu krizden çıkabilir miyiz? Bu çıkış elbette hükümetlerin ve ekonomi yönetiminin niyetine ve başarısına bağlıdır.

1. Hükümet eğer çözüm bulma niyetinde ise, önce krizin neresinde olduğumuzu teşhis ve tespit etmesi gerekir. Böyle bir tespit yoktur. Mehmet Şimşek de elinden bir şey gelmeyince algı operasyonuna yöneldi.

2. Eğer bir ülkede istikrar sorunu varsa orta ve uzun vadeli krizden çıkış programları yapmak gerekir.

Önce orta vadeli bir istikrar programı yapmak gerekir. Bu program için;

  • İMF ile anlaşıp, fon sağlamak ve ülkemizi 23 yıldır devam eden sıcak para tuzağından çıkarmak gerekir.
  • Planlama yapmak ve bu planın uygulanmasında, kaynak dağılımında, hükümeti bağlayıcı, sınırlayıcı yasa çıkarmak gerekir.
  • MB tam bağımsızlık vermek gerekir.
  • Ciddi ve yetkili bir ekonomi yönetimi oluşturmak gerekir.

Hükümet İMF’ denilince uzak duruyor. MB bağımlı hale kendisi getirdi. Bu dediklerimi yapması zor görünüyor.

3. İç politikada popülizm ve partizan tutum kamu kaynaklarının etkin kullanılmasını önledi.

Piyasada rekabet düzenini bozdu. Mali disiplin sağlanamadı. Gelir dağılımı bozuldu.

İstikrar için, devlet bütçesinde, meclis ve dolayısıyla sayıştay denetimi artırılmalıdır. Hane halkına yapılan yardımların yerinde kullanılması denetlenmelidir. İhale kanunu AB standartlarına göre yeniden düzenlenmelidir.

4. En önemli sorun, içte ve dışta, piyasaya, sermayeye ve iktisadi ajanlara güven vermektir. Bu yolla yatırım ortamını yeniden oluşturmak gerekir. Yapılacaklar ise bellidir. Demokrasi ve hukukun üstünlüğünü tesis etmek, devlette ve eğitimde kurumsal yapıları yeniden oluşturmak, kayyum uygulamasını sonlandırmak gerekir.

5. Cari açığı çözmek zor değil. Aslında cari açık yoluyla Türkiye sömürüldü.

Bizde dış sömürünün iki aracı var;

  • Spekülatif sermaye ve sıcak para,
  • Milli ve yerli olmayan dış ticaret politikası.
  • Bu sömürü düzeninden kurtulmak için, üretimde ithal girdi payını düşürmek ve Çin’den ithalata sınırlama getirmek gerekir. İthal girdi yerine iç üretime yüksek teşvikler vermek gerekir.

Her ülke bunları kolaylıkla yapar. Neden yapmıyoruz? O zamanda acaba bir ithalat lobisi mi var? Sorusu akla geliyor.

6. Sıcak para girişi ekonomiyi kırılgan yaptı ve doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişini engelledi. Sıcak paraya kontrol getirmek ve Doğrudan yabancı yatırım sermayesini teşvik etmek gerekir.

7. Aşırı bozulmuş olan gelir ve servet dağılımını düzeltmek giderek daha zor görünüyor.

Zaruri tüketim mallarında KDV oranları yüzde 1’e indirilmelidir.

Maaş ve ücret artışları için ‘’geçinme endeksi‘’ hazırlamak gerekir. Maaş ve ücretler artışlarını da bu endekse göre düzeltmek gerekir.

Asgari ücret; her yıl asgari medeni geçim seviyesi tespit edilip, aynı seviyede tutulmalıdır.

Sendikalaşma teşvik edilmeli; İşçi ve memur, çalışanlar tek bir konfederasyon altında birleştirilmelidir. Sendikalar ve Grev hakkı üstündeki siyasi vesayet kaldırılmalıdır.

Asgari ücret masasında işçilerin en az yüzde 60’ının temsil edilmesi sağlanmalıdır.

Genel sağlık sigorta sistemi kaldırılmalı ve her vatandaşa sağlık hizmeti bedava olmalıdır.

Türkiye sığınmacı Handikapından çıkarılmalıdır.

Bunlar yapılmazsa ne olur. Kriz dibe vurur ve uzun süre dipte kalır.