Murat AĞIREL


Emniyet’in uyuşturucu raporu (2)

Emniyet’in uyuşturucu raporu (2)


 

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı 2025 Uyuşturucu Raporu, Türkiye’deki uyuşturucu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu hususta çok yazı yazdım, son rapor ile ilgili de yazdım. Rapordaki belirtilen rakamlar çok korkutucu. Çevirip çevirip tekrar okuyorum. Israrla üzerinde durmamız gereken bir durum.

 

Bu yüzden ısrarla yazmaya da devam edeceğim.

 

Bugün ilgili raporun sentetik ecza/ilaç kısmının altını çizmemiz gerekiyor. Rapora göre 2024 yılında 94.753.500 tablet sentetik ilaç ele geçirildi. Bu, bir önceki yıla göre tam yüzde 227’lik artış demek! Yani her yıl daha fazla “ilaç” yasadışı ellerde, daha fazla genç uyuşturucuya bulaşıyor.

 

2018 yılında yakalanan 1.973.000 adetken 2024 yılında 94.753.000 adede çıkmış. 2018-2024 yılları arasında yakalanan toplam rakam 153 milyon adet olmuş. Bakın bu sadece yakalanabilen. Bu hapların içinde en çok öne çıkan etken madde pregabalin. Raporda açıkça yazıyor: Galara, Gerica ve Lyrica ibareli ilaçlar, Türkiye’de ele geçirilen sentetik ilaçların neredeyse tamamını oluşturuyor. Bir başka ifadeyle; bu ilaçlar artık sokakta esrarın, eroinin, kokainin yerini almaya başlamış.

 

Pregabalin etken maddesi içeren ilaçlar aynı zamanda yüksek bağımlılık riski taşıyor ve sonrasında önemli sağlık sorunlarına yol açıyor. Başta eroin olmak üzere opioid bağımlılığının yoksunluk hissini gidermek amacıyla sıklıkla tercih edildiği göz önünde bulundurulmalı. Ülkemizde yıldan yıla suiistimali artan sentetik ilaçların diğer yasadışı uyuşturucularla aynı derecede bir tehdit unsuru taşıdığı söylenebilir.

 

Pregabalin etken maddeli ilaçlar nöropatik ağrı, epilepsi ve anksiyete gibi hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Bu ilaçlar 2019 yılında yeşil reçete kapsamına alındı ve eczacılara SMS bilgilendirme zorunluluğu getirildi; böylece satış ve reçete hareketi izlenebilir hale getirildi.

 

Yıllık 1000 e-Fatura Kontörü Hediye70.000'den Fazla Mikro İşletmenin e-Fatura ve Ön Muhasebe TercihiLogo İşbaşı

 

Ne yazık ki bu ilaçlara ulaşım hem çok zor hem de çok kolay!

 

Bu kadar kontrol altındaki bir ilaç nasıl oluyor da uyuşturucu satıcılarının ve kullanıcıların eline rahatlıkla geçiyor? Bu kadar ilaç nasıl satılıyor ve nerede üretiliyor?

 

Raporda bir tespit var.

 

İstanbul’da yakalanan yasadışı sentetik ilaç, üretimde kullanılan kimyasallar ve ekipmanlarının yer aldığı yasadışı -yani merdiven altı- üretim yerleri tespit edilmiş. 2024 yılı içinde sentetik ilaçların önemli bir kısmı yasadışı tabletleme merkezlerinde ele geçirilmiş.

 

Bu kapsamda özellikle İstanbul’da 10’dan fazla tabletleme merkezi tespit edilmiş. Tespit edilen tabletleme merkezlerinde yüklü miktarlarda pregabalin etken maddesi, yasadışı üretilmiş sentetik ilaçlar ve tabletleme işleminde kullanılan ekipman ve materyaller ele geçirilmiş. Yani piyasada yakalanan ilaçların büyük kısmı merdiven altı diye tabir edilen imalathanelerde üretiliyor; sanki gerçek ilaçmış gibi paketlenip satılıyor.

 

Diğer bir yöntem ise yine bu köşede de okuduğunuz üzere, hastanelerde sahtekârlıkla sisteme girilip yazılan reçeteler veya görevini kötüye kullanarak bile isteye reçete hazırlayan çok az sayıda doktor tarafından yazılan reçeteler aracılığıyla gerçekleşiyor. Yine sayıları çok az olmasına rağmen reçetedeki ilaçları temin eden eczaneler sayesinde piyasaya sürülüyor.

 

Bu arada önceki yazımla ilgili bir şeyi düzeltmek istiyorum.

 

Son yazımdaki bir cümle yanlış anlaşılmış, bundan dolayı Türk Eczacılar Birliği Başkanı Arman Üney bana ulaştı. Alındıklarını dile getirdi. Eczacılara tabii ki torbacı benzetmesi yapmadım. Ama yazdığım cümleye bakınca neden öyle anlaşıldığını anladım. Özür diler, düzeltirim.

 

Tabii ki üzüldüm; çünkü tüm yazılarımda ve yayınlarımda Türk Eczacılar Birliği’nin ve işini düzgün yapan eczanelerin önemini altını çizerek belirtmeme rağmen yazıdaki tek bir cümlenin yanlış anlaşılacağını hiç düşünmemiştim. TEB Başkanı Arman Üney ile hem eczacıların yaşadığı sorunları hem de mevcut konularla ilgili uzun bir sohbet gerçekleştirdik. Sonraki yazılarımda değineceğim.

 

Hem yargıya intikal eden hem de Emniyet raporlarında açıkça belirtilen bir ilaç skandalı yaşanıyor.

 

Merdiven altı üretimlerin yanında sistemi kötüye kullanan kişiler de var. Bu kişilerin sayısı çok az ama var. Bu kişiler doktor, eczacı, eczacı kalfası veya ilaç şirketlerinde çalışan personel olarak karşımıza çıkıyor.

 

Raporda yine çok önemli bir duruma dikkat çekiliyor. Pregabalin gibi ülkemizde de görülmeye başlayan ve uyuşturucu madde niyetiyle kullanılan etken maddeden bahsettim.

 

Buna benzer olarak, orta ve şiddetli ağrıların tedavisinde kullanılan tramadol ile eroin ve diğer opioid bağımlılıklarının tedavisi ve bazı rahatsızlıkların ağrısını hafifletmek için kullanılan metadon diye bir madde daha var.

 

Tramadol etken maddeli ilaç 2018 yılında 71.884 adet yakalanmışken bu rakam 2024 yılında 414.000 adede çıkmış. Metadon ise 2018 yılında 50.000 adet iken 2024 yılında 119.000 adede çıkmış.

 

Ümraniye’de yasadışı ilaç üreten imalathaneye yapılan baskında ele geçirilen 5 milyon kanser ilacı vardı. Aynı zamanda bu depoda pregabalin etken maddeli ilaçlar ve yüzlerce kilo hammadde ele geçirilmişti.

 

Hammaddeye ve ilaçlara ulaşım noktasında daha keskin önlemlerin alınması gerektiği tüm çıplaklığıyla göz önünde duruyor.

 

Bu kadar kimyasal madde yakalanmışken en önemli soruyu da kaçırmayalım. Bunca ilacı, uyuşturucuyu, etken maddeyi kim, neden ve nasıl kullanmaya mecburiyetine düşüyor?

 

İlaç pazarlamak, reklamını yapmak artık normal bir hale geldi. Bu işin sermaye ve pazarını yani kapitalist tarafını da ilerleyen zamanlarda işleriz. İnsanları zehre mahkûm ettiler.