Hukuku silah olarak kullanıp başta CHP olmak üzere tüm muhaliflere yönelik ağır dava-soruşturma saldırılarıyla, DEM Parti’yle mutabakat halinde Türkiye’yi demokratikleştirme süreci birlikte yürüyor!
Türkiye bunu da gördü!
Kamuoyu araştırmalarının ortak paydası şu:
Halkın birinci gündemi, hayat pahalılığı!
İki ekonomi var; biri Mehmet Şimşek’in yönettiği piyasa-finans ekonomisi, öteki halkın yaşadığı ekonomi. Şimşek’inki iyi gidiyor. Küresel yapı memnun. Halkın ekonomisinde enflasyon iniyor, halkın tepesine iniyor!
Şimşek’in modeliyle halkın ekonomisinin düzlüğe çıkması mümkün değil. Modelin ruhu; fakirden alıp zengine vermek!
Bu durumda AKP, ekonominin ikinci plana düşmesini sağlamaktan başka çare bulamıyor.
***
Geçenlerde televizyon programına katılmadan önce kalabalık bir ortamda yarım saat kadar yürümek istedim. Az sonra üç kişilik emekli grubu yolumu çevirdi. Sohbetin devamında sordum:
- Sizin için sözünü etmemi istediğiniz bir durum var mı?
Biri hemen telaşlandı, “Sakın haa” dedi, devam etti:
“Aman bizim adımıza bir şey demeyin. Başımız belaya girer!”
Toplumun bir bölümü korku duvarını aştı, düşüncelerini açıkla dile getirmekten çekinmiyor. Önemli bir bölümü yukarıdaki gibi!
İster Webde İster Cepte Hem e-Fatura Hem Ön Muhasebe60.000'den Fazla Mikro İşletmenin e-Fatura ve Ön Muhasebe TercihiLogo İşbaşı
İktidara alternatif olma gücüne sahip tek parti var; CHP!
Öteki partileri küçümsemiyoruz. Ancak başlıca güç CHP. O nedenle başlıca hedef de CHP!
İmamoğlu’na yönelik dava aşamasına gelmiş soruşturma sayısı iki haneli rakamlara ulaşmışsa...
CHP’nin büyük kurultayından sonra İstanbul il kongresinden de suç çıkarma arayışı varsa...
Esenyurt, Beşiktaş’ın ardından Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler de tutuklanmışsa...
Hedef kişiler değil, CHP!
Hukuku araç haline getirerek atılan adımların üç nedeni var:
1- CHP’yi toplum gözünde aşağı çekmek.
2- İktidarın başarısızlıklarını örtmek.
3- CHP’yi temsil etme gücüne sahip insanları itibarsızlaştırmak.
CHP buna karşı reflekse dayalı siyaset güdüyor. Yani saldırıdan sonra yüksek tonda cevap veriyor. Bu elbette gerekli ama asıl olan sistemli bir yol haritası oluşturmak.
İktidar, tüm devlet kurumlarını bitirdi. Kurum deyince akla sadece Murat Kurum geliyor. Ondan da haber yok, kurum bağladı!
İktidar, kendisinden bağımsız siyaset üretme kanallarını tıkadı.
CHP’yi de kendi gündemine hapsetmek istiyor.
***
CHP bu “ahval ve şerait içinde” 23 Mart’ta önseçime gidiyor.
Bu adım atıldı. Eğrisi doğrusuna denk getirilmeli.
CHP, AKP’nin silkeleme girişimlerine karşı silkelenmeli. 23 Mart’tan büyük bir güçle çıkmalı.
İktidarın şu aşamada en yakın hedefi 23 Mart’ı baltalamak. 4-5 Kasım 2023 kurultayı sonrası oluşan CHP içi kırılmalardan fay hattı çıkar mı diye bakıyor.
Buna karşı CHP büyük bir iç bütünlük hedefiyle, olası fay dalını, faydalı haline getirmek zorunda!
“Getirebilir” demiyoruz, “zorunda” diyoruz!
AKP’nin muhalefetsiz iktidar bahçesine ulaşmasındaki en büyük ve tek engel olarak CHP kaldı!
Mart çıkmadan iki yol haritası öneriyoruz:
1- 23 Mart’ı milletin gündemine hâkim bir CHP görüntüsü ile başarılı geçmek, üyelerin en az yüzde 70’ini harekete geçirmek.
2- 31 Mart zaferinin birinci yılında tüm belediye başkanlarıyla zirve yapıp hem olası saldırılara karşı bilinçlendirmek hem yerel iktidarı genele taşıyacağız mesajını vermek.