Karabağ Savaşı’ndan sonra iki ülke arasında, dolayısıyla bölgede de dengeler değişmiş, iki ülke, Rusya’nın arabuluculuğunda “Moskova mutabakatı” olarak anılan ateş kes anlaşması imzalamıştır.
Anlaşmanın 9. maddesinde, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasında ulaşım yollarının, bölgedeki tüm ekonomik ve ulaşım bağlantılarının açılmasının öngörüldüğü, Ermenistan vatandaş, araç ve mallarının her iki yönde engelsiz hareketini organize etmek için Azerbaycan Cumhuriyeti'nin batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantılarının güvenliğinin garanti altına alınacağı belirtilmiştir. Anlaşmada ayrıca, tarafların mutabakatı ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ni Azerbaycan'ın Batı bölgelerine bağlayan yeni ulaşım bağlantılarının inşasının gerçekleştirileceği de yer almıştır.
Dağlık Karabağ'daki Ermeni ayrılıkçılar da, silah bırakmayı ve Bakü yönetimiyle "bölgenin Azerbaycan'la yeniden entegre olması" için görüşmeler yapmayı kabul etmiştir.
İki ülkenin koridor konusunda Zengezur adını kullanmadan tam olarak olmasa da mutabakat sağladığı söylenebilir.
Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’a birçok sahada destek veren Türkiye de yakın zamana kadar yapılan bu ateşkes anlaşmasının, nihai barış anlaşmasına ulaşması için iki ülkenin bir araya gelmesi hususunda aktif diplomatik rol oynamıştır. İki ülkenin bir araya gelmesinde Rusya’nın da olumlu yaklaştığı söylenebilir.
Trump da barış için yolunda giden bu gelişmeyi bölgede söz sahibi olmanın ve çıkar sağlamanın bir yolu olarak görmüş, çıkan bu fırsatı değerlendirmek için 6 ay kadar önce bu iki ülkeyle, nihai barışın sağlanmasında aktif rol almayı amaçlayan görüşmelere başlamıştır. Rusya’nın Ukrayna’ya angaje olması da ABD’ye bu fırsatı vermiş, bir noktada kurnazlık ve uyanıklık yapmış, rol çalmıştır.
ABD’nin de bu iki ülkeye bazı avantajlar sağlamayı taahhüt etmesi, iki ülkenin de ABD’nin bölgeye gelmesinden memnun olması, görüşmelerin ABD arabuluculuğunda resmi bir barış mutabakatıyla sonuçlanmasını beraberinde getirmiştir.
Trump da iki ülkenin uzun senelerdir savaştığını, kendi yönetiminin de bu çatışmayı bitirmek için aylardır çaba harcadığını belirterek “savaşı kendisinin sonlandırdığını" iddia etmiş, bir noktada uyanık davranarak hem hazıra konmuş hem de bölgede etkinlik sağlayabilecek bir konum elde etmiştir.
Yapılan mutabakatla Türkiye ve Azerbaycan’ın 'Zengezur' olarak adlandırdığı, Nahçıvan ve Azerbaycan'ı birbirine bağlayan koridora, bir gecede, “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Yolu” (TRIPP) adı verilmiştir.
Trump anlaşma (resmi barış mutabakatı) için de "Ermenistan ve Azerbaycan'ın yüce halkları için doğru olanı yapan bu yürekli liderlerle gurur duyuyorum. Bu, Ermenistan, Azerbaycan, ABD ve dünya için tarihi bir gün olacaktır." demiş ve bunu çok arzu ettiği, “Nobel Barış Ödülü” için fırsat olarak görmüştür. Ancak özellikle Gazze’deki soykırımı teşvik etmesi ve birçok bölgedeki emperyal amaçlı katliamlarından dolayı ödül bir tarafa, suçlu olması gerekirken, iki ülke bu Nobel teklifini ortak olarak vereceklerini açıklamıştır.
İmzalanan resmi barış mutabakatında neler var?
Girişim, Hazar Denizi'ni Akdeniz'e ve Basra Körfezi'ne bağlayarak Ermenistan, Türkiye, Azerbaycan, İran ve Gürcistan arasında ticaret, enerji ve insan akışını kolaylaştırmak için önemli ulaşım ve iletişim altyapısı yatırımları öngörmektedir.
Ermenistan topraklarından geçerek Azerbaycan'ı Nahçıvan'a bağlayacak olan yaklaşık 45 kilometrelik bu transit koridor, anlaşmanın merkezinde yer almakta ve Rusya’yı devre dışı bırakacak bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Karabağ Savaşı sonrası, Moskova Mutabakatına göre, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında Ermenistan üzerinden bir ulaşım bağlantısı kurulması öngörülen bağlantının güvenliği ve işleyişi, Rusya’nın gözetiminde olacakken ABD’ye geçmektedir. Bu durum yalnızca ekonomik ve diplomatik açıdan değil, aynı zamanda bölgedeki güç dengelerinde de ABD lehine değişimi işaret etmektedir.
Azerbaycan ve Ermenistan, bu koridorun geliştirilmesi için ABD’ye münhasır hak tanıma taahhüdü, Ermenistan da ayrıca 99 yıllık bir kira hakkı vermektedir.
Anlaşmada koridorun, demiryolu, petrol ve gaz boru hatları fiber hatlar içererek çok işlevli bir transit alan oluşturacağı ve bu alanın, Ermenistan’ın egemenliğini de gözeterek kesintisiz bağlantı sağlayacağı ve özel bir şirket tarafından da işletileceği öngörülmektedir.
Anlaşma, iki ülkenin, çatışmayı çözmeye çalışan ancak başarısız olan Rusya-Fransa-ABD arabuluculuk formatı olan AGİT Minsk Grubu’nun feshedilmesi için ortak talepte bulunmasını da içermektedir.
Anlaşma içinde olmayan, ancak ABD tarafından Azerbaycan’a bağımsızlığını kazandıktan sonra getirdiği ve 33 yıldır devam eden kısıtlamalar da bu vesileyle kaldırılmaktadır.
Dikkat çeken hususlar
- Bu anlaşmada Türkiye’nin ve Rusya’nın devre dışı kaldığı bir gerçektir.
- Nihai barış anlaşmasının yapılabilmesinin, Ermenistan anayasasından Azerbaycan’a yönelik toprak iddialarının çıkarılmasıyla mümkün olabileceği, bunun da ancak 2026 yılında yapılacak olan parlamento seçimlerinden sonra yapılacak referandumla gerçekleşebileceği, bu nedenle de nihai barış anlaşmasının 2027’ye kalmasının ihtimal dahilinde olduğu değerlendirilmektedir.
- Anlaşmanın, bölgedeki güç dengelerini ABD lehine, Rusya aleyhine değiştireceği, ABD/NATO stratejisindeki, Rusya’nın Avrupa’dan ve Karadeniz’den sıkıştırılmasına, Pasifikten çevrelenmesine, Kafkasya’dan da sıkıştırılmasının eklenebileceği, ayrıca ABD’ye İran’ı da yakından kontrol etme imkânı verebileceği düşünülmektedir.
- İran başından beri Kafkaslarda jeopolitik değişiklikler istememesi ve koridorun Ermenistan'a kara erişimini kesebileceği endişeleriyle projenin gerçekleşmesine sıcak bakmamaktadır. Ayrıca koridorun Azerbaycan’la Nahcivan’ı birleştirmesinden ve Türkiye’nin Türk Dünyasıyla iletişimini güçlenmesinden rahatsızdır.
Resmi ağızdan ise Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış için ortak deklarasyon imzalanmasını bölgede kalıcı barışın sağlanması için önemli bir adım, ancak istikrarı bozabilecek dış müdahale yönünden endişe verici olarak nitelendirmiştir. Fakat asıl tepki Hameney’in danışmanı Ali Ekber Velayeti’den gelmiş ve Zengezur Koridorunun 99 yıllığına ABD’ye kiralanmasını sert bir şekilde eleştirmiştir
- Rusya’nın halen Ermenistan’da bir Tümen kuvvetinde gücünün ve bazı tesislerinin bulunmaya devam ettiği de dikkate alınmalıdır. Ayrıca Rusya’nın ABD’nin bu girişimine belirgin bir tepkide bulunmaması ve genelde sessiz kalması, Ukrayna’ya angaje olmasına bağlanabilir. Ancak, halen üzerinde çalışılan Ukrayna ateşkes anlaşmasında arabuluculuk yapmaya çalışan Trump’ın, bu konuda her ne kadar “toprak takası olabilir” şeklinde bir beyanı olmuşsa da bu takasın, Rusya’ya kontrol altında tuttuğu alanlardan çıkmaması üzerine bir taahhütte bulunmuş olabileceği de düşünülmelidir.
- Koridorun Türkiye ve Azerbaycan’a avantaj sağlaması ve koridorun ABD özel askeri şirketleri tarafından işletilecek olması, ilk bakışta cazip gelebilir. Bu cazibenin Kazakistan ve Özbekistan’ın Azerbaycan’ı tebrik etmesiyle gün yüzüne de çıkmıştır. Ancak ABD’nin bölgeye gelmesinin tamamen kendi çıkarı için olduğu ve her gittiği yerde de istikrarsızlığın kaynağını teşkil ettiği, Türk dünyasıyla irtibatı denetim altında tutabileceği, bu nedenle Türkiye başta, Azerbaycan’ın son derece dikkatli ve birbiriyle dayanışma içinde olması gerektiği bilinmelidir.