Murat AĞIREL


İBB’deki 1.8 milyarlık kamu zararı

İBB’deki 1.8 milyarlık kamu zararı


 

Türkiye AKP iktidarıyla birlikte girdiği adaletsizlik tünelinden bir türlü çıkamıyor. Çıkamadığı gibi karanlık tünelin ucu da gözükmüyor. Evet belki protestolar Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyonla birlikte başladı ancak sokağa çıkan gençler geleceğine dair bir umut görmediği için yoksulluk içerisinde yüzdüğü için sokaktaydı.

 

 

Gençler üstüne bir de adaletsizlikle yüz yüze gelince “Dört sene okuyup mezun olduktan sonra markette raflara şampuan dizeceğime hapse girerim daha iyi” fikrine ulaştı.

 

Bu tabii ki memleket için çok acı bir durum.

 

Bugünkü konumuza geleyim. Çabuk unutuyoruz. Bugün İmamoğlu’nun içi boş bırakılan soruşturma dosyasının yanında AKP’nin İstanbul’u yönettiği döneme dair öyle yolsuzluklar olduğu iddia ediliyor ki ağzınız açık kalır. Ha bu arada yolsuzluğu kim yapıyorsa o, bu demeden şu parti, bu parti demeden o kişi, bu kişi demeden üzerine gidelim.

 

Bakın daha önce hepsini İnkılap Kitabevi’nden çıkan ilk kitabım Şaki’de sayfalarca yazmıştım. Arnavutköy Belediyesi yapılmamış organizasyonları yapılmış gibi gösterdi. Ne oldu koca bir hiç.

 

Üstelik hepsi Sayıştay raporlarında yer alıyordu. Neredeyse hiçbirine soruşturma açılmadı. Açılanlar da sümen altı edildi.

 

Anlatayım.

 

Mesela KİPTAŞ’ta yaşananlar. İlgili arazi: İstanbul Başakşehir 1. Kısım 659 ada 1 parsel.

 

78 bin 775 metrekarelik bir yer var. Bu arazinin yarı hissesi Nurol İnşaat adına kayıtlı iken 7 Ocak 2016 tarihinde yarı hisseyi 49.5 milyon TL bedel ile Atmaca Gayrimenkul adlı firma alıyor. Aynı arazinin diğer yarı hissesi de Mesa Mesken AŞ’ye ait iken MFA tarafından satın alınıyor.

 

DS 4, Lüks ve Tarz bir arada.

DS 4’ün yenilikçi teknolojileriyle kusursuz bir sürüş deneyimine hazır olun.

DS Automobiles

Yani bir parselin iki hissesini Atmaca Gayrimenkul ve MFA alıyor.

 

İlginçtir, Atmaca Gayrimenkul parselin yarısını 49.5 milyon TL’ye alırken araziyi aldıktan sadece 4 gün sonra KİPTAŞ’a 130 milyon 500 bin TL’ye satıyor.

 

MFA’ya ek olarak MFA Gayrimenkul adında bir firma daha var.

 

Bu firma da -ne tesadüf ki- diğer arazinin hemen yanında olan arsayı Nurol’dan, diğer kalan hisselerini de üç ay içerisinde Mesa AŞ’den alıyor.

 

Bu aldığı arsaları yine KİPTAŞ’a 39 milyon TL bedelle satıyor. Yani KİPTAŞ yan yana olan arsaları toplamda 300 milyon TL bedel ödeyerek alıyor.

 

Bakın yan yana iki arsa var. Bir arsa 78 bin 775 metrekare diğer arsa ise 30 bin 516 metrekare. Büyük olan arazi hemen yanındaki diğer arazinin metrekare fiyatından alınmış olsaydı tam tamına 122 milyon TL daha az bedel ödenecek ve kamu zarara uğramayacaktı.

 

Yani toplamda 139 milyon TL kamu zararı oluşuyor.

 

O günkü kur 2.94 TL yani dolar kuruna çevirirsek 47.2 milyon dolar.

 

Bugünkü kurla kamu zararı 1.8 milyar TL yapıyor!

 

İmamoğlu’na bugün böyle bir tane suçlama yöneltemiyorlar. İmamoğlu’nu geçtim belediye çalışanları ve diğer başkanlara bile yöneltemiyorlar.

 

***

 

Tam 6 yıl önce 2019 yılında “Medya AŞ çiftliği” diye bir yazı daha kaleme almıştım. Hatta ihale numaralarına kadar aktarmıştım. Yine yazayım:

 

 

(2018/459917 ihale kayıt no ile) 26.5 milyon TL

 

(2017/159692 ihale kayıt no ile) 29.9 milyon TL

 

(2016/595226 ihale kayıt no ile) 26.5 milyon TL

 

(2015/170886 ihale kayıt no ile) 11 milyon TL

 

Bakın bu fiyatlandırmaların 2019 yılına ait olduğuna dikkat çekerim. Dolar yaklaşık 6 liraydı. O dönemin kuruyla 15.65 milyon dolara denk geliyor. Bugünkü kurla çarptığımızda karşımıza çıkan rakam sadece 4 ihalede 593 milyon TL oluyor.

 

Mesela AKP döneminde (2018/459917 ihale numarası) 26.5 milyon TL bedel ile İstanbul Dijital Medya AŞ işi aldı. İçeriğinde web sitesi yapım işi, video hazırlanma, web TV video işi, bakım onarım vs. toplam 15 kalem iş var. Ben demiyorum işin sözleşmesi diyor. Girip EKAP’tan kontrol edebilirsiniz.

 

Peki, bu işi İstanbul Dijital Medya AŞ kendisi mi yapıyor? Hayır. Alt taşeronlar kullanıyor.

 

O dönem Medya AŞYönetim Kurulu Başkanı Çağatay Kalkancı.

 

Kadir Topbaş’ın oğlu Hüseyin Topbaş’ın İTÜ’den sınıf arkadaşıydı. İsmi daha önce birçok davada geçti. İSFALT davasında yargılama devam ederken dosya Adalet Bakanlığı’ndan gelen talimat ile kapatıldı. Florya’da Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Vakfı’na 25 yıllığına bedelsiz bağışlanan 10 bin metrekare arazi gibi birçok olayda ismi var. Genel müdürü Abdurrahman Tığ ise AKP’den Bursa Milletvekili aday adayı oldu.

 

 

İşi yapan firmalardan biri ise şahıs şirketi; Mahmut Samet Özdemir ve Mes Creative.

 

İki firmanın da sahibi Mahmut Samet Özdemir. Üstelik bu kişi hakkında ihaleyi düzenleyen kurum, İBB Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’nın iletişim koordinatörüydü.

 

Yani İBB çalışanı bir kişi iki şirket kurup düzenledikleri ihalelere girip iş alıyor ya da alınan ihalelerin alt taşeronluğunu yapıyordu.

 

Daha çok böyle alt taşeron vardı. Kendileri çalıp kendileri söylüyorlardı. Şimdi İmamoğlu’nun dosyasında böyle ilişkiler olduğunu düşünsenize. Yandaş kanallar ortalığı ayağa kaldırıyordu.

 

Peki ya uçuk fiyata verilen diğer ihaleler?

 

29.9 milyon TL’lik ihalede İstanbul Büyükşehir Belediyesi Digital medya, tanıtım ve web hizmetleri bakım geliştirme ve yayıncılık işi.

 

26.5 milyon TL’lik ihalede İBB ve iştiraklerinde bulunan tüm bilgisayarların bakım ve onarım işi,

 

11 Milyon TL’lik ihalede idarenin kurumsal web sitesi ile alt web sitelerinin içeriklerinin güncellenmesi, özgün içerik hazırlanması ve hazırlanan bu içeriklerin yayınlanması işi vb.

 

Bütün iş konuları aynı neredeyse. Birinin süresi bitmeden diğeri ihale edilmiş. Her yıl bakım, onarım ve web site yapım güncellenme işi var. İstihdam ettikleri personel bile yoktu neredeyse.

 

Böyle onlarcasını yazdım. Fakat AKP döneminde çark kurulmuş herkes ölü taklidi yapıyordu. Bizlerin de ölü taklidi yapılması isteniyordu. Milyonlarca liralık ihaleler “sen, ben, bizim oğlan” dedikleri isimlere peşkeş çekiliyordu.

 

O zaman bir tane cesur delikanlı çıkıp da “Ya siz hayırdır” diyemiyordu.

 

Milletin parası çarçur ediliyor kimsenin gıkı çıkmıyordu. Hem yalan söylendi hem de bu düzenin sürmesi için adalet çiğnendi.

 

Sadece dün değil bugün bile dönüp o dönemdeki ihaleleri, ihaleleri alanlarla belediye personelleri arasındaki ilişkileri incelemeye kimsenin cesareti yok.

 

 

 

Devrimci, cumhuriyetçi, Atatürkçü, bu toprakların evladı Volkan Konak’ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyorum. Türkiye büyük bir değerini kaybetti. Eserleri, şarkıları, memleketin zor süreçlerinde sergilediği dimdik tavrıyla unutulmayacak isimler arasındadır kendisi. Ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.