Murat AĞIREL


İmamoğlu soruşturmasındaki mağduriyetler

İmamoğlu soruşturmasındaki mağduriyetler


 

Her gün İmamoğlu soruşturmasındaki gelişmelerle yatıp kalkıyoruz.

 

 

Bugün ne oldu, yarın ne olacak, kim gözaltına alınacak, başka hangi muhalif belediyeye operasyon düzenlenecek, bunları takip ediyoruz.

 

Öyle ya, savcılık yaptığı soruşturma neticesinde elde ettiği verilerle soruşturmasını genişletebilir veya bitirebilir. Ancak geçmiş kumpas dönemlerinde olduğu gibi soruşturma ile ilgili bilgi ve gelişmeleri bizler resmi ağızlardan değil, sosyal medyada daha önce yine kumpas dönemlerinde aktör olmuş renklendirilmiş kişilerden öğreniyoruz. Operasyon yapılacak bürokratı, kurumu, kişiyi, iş insanını bu kişilerin sosyal medyada yazdıklarından öğreniyoruz. Ne acı tesadüftür ki yazdıklarının büyük çoğunluğu da soruşturma sürecinde yaşanıyor.

 

Tesadüftür mutlaka...

 

Soruşturma kapsamında tutuklanan zabıta memurlarının ifadelerini ve tutuklanma gerekçelerini okudum: Nazan Başelli, Engin Ulusoy, Ramazan Gülten, Hakan Aplak...

 

Tutuklanan kişilerden Nazan Başelli’yi iki defa gördüm. Birisi Üsküdar Belediyesi tarafından Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı’na tahsis edilen park içerisindeki kültür merkezi inşaatında, diğeri ise yine Üsküdar sahilinde yıllardır kaçak hizmet veren yerlerin yıkımı esnasında.

 

“Ne alaka?” demiş ve ifadelerine ulaşmaya çalışmıştım.

 

Nazan Başelli, 1982 yılında İBB’de göreve başlayan Bedrettin Dalan, Nurettin Sözen, Recep Tayyip Erdoğan, Kadir Topbaş ve Ekrem İmamoğlu ile çalışan, ayrıca belediye başkanlığına vekâlet eden Ali Müfit Gürtuna, Mevlüt Uysal ve Ali Yerlikaya dönemlerinde de görevine devam eden biriydi.

 

Natro ile Tüm SSL'lerde Otomatik Kurulum ve Anında Aktivasyon Avantajı.

Arama Motorlarında Yükselin Web Site Güvenliğinizi Garanti Altına Alın.

Natro

Engin Ulusoy, 37 yıl Emniyet teşkilatında çalışan ve sonrasında 2019 yılında İBB Zabıta Daire başkanı olan bir isim.

 

Tutuklanma kararını okudum:

 

“Liderliğini Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı suç örgütü yöneticisi Murat Ongun’a ve örgüt liderine bağlı hareket eden örgüt üyesi şüphelinin...”

 

O gün tutuklamaya sevk edilen onlarca kişinin gerekçesinde bu yazıyor.

 

Devam edelim:

 

“Şüphelinin söz konusu usulsüz ihalelerin yapıldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Anadolu Yakası zabıta müdürü olarak görev yaptığı, diğer şüphelilere ait firmaların usulsüz işgal ettiği reklam mecralarına göz yumduğu ve cezai yaptırım uygulamadığı, milyarlarca Türk Lirası kamu zararında ve örgütün haksız kazanç elde etmesinde sorumluluğunun bulunduğu…”

 

Aynen böyle yazıyor. Yani usulsüz işgal edilen reklam mecralarına göz yummuş Nazan Hanım ve Engin Bey. Konunun aslı nedir, hangi alanlar acaba diye merak edip araştırdım.

 

Soruşturmada bir şikâyetçi var zaten, neredeyse her şüpheliye onun ifadesi sorulmuş. Bu kişinin şikâyeti Danıştay tarafından karara bağlanmış ve “sübjektif” değerlendirmesi ile soruşturma izni verilmemiş. Ancak tutuklama gerekçesinde “milyarlık” bir kamu zararından bahsedilmiş. Şikâyetçi, “Benim panolarımı indirdiniz, diğerlerine neden göz yumuyorsunuz” demiş.

 

İfadeleri okudum.

 

 

Engin Ulusoy ifadesinde şunları söylüyor: “Biz kısıtlı personel ile mümkün olduğunca bakıyoruz. Her kırmızı ışıkta geçen veya usulsüz park edenleri tespit etmemiz mümkün değildir. Emlak Daire Başkanlığı’nın kesmiş olduğu ecrimisilleri, Reklam Daire Müdürlüğü’nün vermiş olduğu izinleri kontrol ederiz. Kanunen indirme görevimiz yoktur. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile bunlara ecrimisil kesilebilir. Eksik kalan yer var ise eksik personel nedeniyledir. Bu nedenle personel talebinde bulunmuştum.”

 

Nazan Başelli ise ifadesinde şunları aktarıyor:

 

“Şikâyetçi kişinin vermiş olduğu dilekçe reklam unsurlarıyla alakalı olup konusu Anadolu Adliyesi’nde devam etmektedir. Dilekçe sonrası biz denetimlerimizi sıklaştırdık. Bahse konu Fenerbahçe Stadı’nın yanındaki panoya biz müdahalede bulunduk. Bu izin kaymakamlıktan istenir, biz de kolluk kuvveti olarak orada bulunuruz. Bu yere 1608 sayılı kanun gereğince defalarca işlem uyguladık.”

 

Sorulan sorularda ve cevaplarda rüşvet yok ama tutuklanma gerekçelerinden birisi “rüşvet”, diğeri “örgüt üyeliği”.

 

37 yıllık polis teşkilatında çalışan Engin Bey’in mal varlığına baktım: Kuşadası’nda 3 oda bir ev, babadan kalma 5/1 hisseli arsa, 1 tane 2012 model Renault Clio araç.

 

Nazan Başelli’nin de mal varlığı aynı.

 

Mülkiye Müfettişliği’nin Engin Ulusoy ve Nazan Başelli hakkında yazdığı rapora da ulaştım. Mülkiye Müfettişliği önce 18 Temmuz 2023 tarihinde S.K’nin şikâyetine istinaden panoları kaldıran kişilerin isimlerinin tespitini istemiş.

 

 

Belediye yazdığı yazıda kaldırılan panonun izinsiz olduğunu, ihtarnameleri ve tutanakları bildirmiş ve isim listesini de vermiş. Müfettişlik isim tespiti sonrasında valiliğe ön inceleme ve disiplin soruşturması için yazı yazmış.

 

Yani idari yargının gündeminde olan konu bugün yürütülen yolsuzluk soruşturmasına dahil edilmiş.

 

Doğru ve gerçek ne ise eninde sonunda ortaya çıkacaktır ancak yaşanan haksızlık ve mağduriyetler ne yazık ki geri dönüşü olmayan zararlar bırakıyor.

 

Önce Devlet Bahçeli’nin “Bir an önce yargılayın” mesajı, daha sonra AKP’li vekil ve yandaş isimlerden gelen “tutukluluğun uzamasının iktidara zarar vereceği” yorumları ve önceki gün Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Geciken adalet adalet değildir” mesajı hep tek bir yere işaret ediyor.

 

CHP bas bas bağırıyor “Hemen yargılayın, yargılarken canlı yayınlayın” diye.

 

Yukarıda yazdığım gibi isimlerin soruşturma kapsamında tutuklanması ciddi soru işaretlerini beraberinde getiriyor. İddianame düzenlendiği zaman sanırım bütün tabloyu görebileceğiz