Murat AĞIREL


İmamoğlu’na operasyon aceleye geldi

İmamoğlu’na operasyon aceleye geldi


 

İBB soruşturmasında tutuklamalar ile ilgili sorgu evraklarını incelemeye devam ediyorum.


Şunu belirtmem gerekiyor. Halen ifade tutanaklarına ulaşamadığım onlarca kişi var. Ancak ulaştıklarım içerisindeki gördüğüm akla mantığa uymayan ve izaha muhtaç öyle çelişkiler var ki bunca yıldır dava dosyalarını okumama rağmen şaşırmadan edemiyorum.

Tutuklananlar kimlerdi? İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İmamoğlu’nun danışmanı ve İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun, İnşaat Sanayi AŞ Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık dahil olmak üzere, yolsuzluk soruşturmasında 48 kişi; terör soruşturmasında ise Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan...

Halen malum medyanın “560 milyar TL’lik yolsuzluk” ve “Terör örgütlerine 100 milyon dolar gönderilmiş” manşetlerinin kaynağını soruşturma evraklarında bulamadım. Bence onlar da bulamadı!

Çünkü aylardır bu hususları yazan, adeta halihazırdaki dosya içeriklerini satır satır yazan kişilere de sordum “kem küm” dışında bir şey duymadım.

Kumpas davalarında yargılanan biri olarak bir kez daha uyarmak istiyorum. Bizler daha yargılanmadan davaların açılacağı, kimlerin tutuklanacağı, daha polis gelmeden gözaltı haberlerini o süreçte okumuştuk.

Tam artık bu durumdan ders alındı derken şimdi yine o dönemde aktif olan, kumpas davalarının aparat tanığı, kitaplar yazdırılan ekranlara mayın eşeği gibi sürülen kişiler yine bu süreçte meydanda.

Mesela Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın ifadesini okudum. Resul Emrah Şahan’ın avukatı değerli dostum Hüseyin Ersöz’ün savunmasında bir kısım dikkatimi çekti.

Marmaris'te 1 Hafta Yaz + 1 Hafta Kış Ömürlük Devre Mülk
Marmaris'in Göz Bebeği Kızılbük'te Tapulu Devre Mülk Sinpaş'tan. Ömür Boyu Kullanım Hakkı İle Yaz-Kış 5 Yıldızlı Otel Konforu.
Sinpaş Kızılbük
Hüseyin Ersöz uyarıyor ve diyor ki:

“Soruşturmaya esas meselelerin ilk kez yerel seçimlerin hemen öncesinde spekülasyon amaçlı olarak sosyal medya hesaplarından birinde paylaşılmış olmasıdır. Bu husus o tarihte Sabah ve Takvim gazetelerinde de seçim sürecini etkilemek, müvekkilimizi terör örgütleriyle iltisaklı göstermek amacıyla kullanılmıştır. Bu husus o tarihte Sabah ve Takvim gazetelerinde de seçim sürecini etkilemek, müvekkilimizi terör örgütüyle iltisaklı göstermek amacıyla kullanılmıştır. X (Twitter) kullanıcısı ‘kuscubasıesref’ isimli sosyal medya hesabından bugün tarafımıza yöneltilen suçlamalar 29 Mart 2024 tarihinde 30 paylaşımlı seri halinde kamuoyunda müvekkilimiz hakkında olumsuz bir algı oluşturmak ve seçim sürecini provoke etmek amacıyla paylaşılmıştır.”

Baktım gerçekten böyle. Yahu tweet’teki ifadelerle soruşturma dosyasındaki ifadelerin bir virgülü mü değişmez. Aynısı yer alıyor.

Hüseyin Ersöz’ü aradım ve sordum. Bu hususta 29 Mart 2024 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuş. Ancak bu kişinin kimliği tespit edilememiş. Daimi arama kararı çıkarılmış.

Aklım daha da karıştı. Kimliği tespit edilemeyen kişi mi gizli tanık, yoksa gizli tanık 2024 yılında yazılan yazıları mı savcılığa sunmuş?

Bakın devam edelim...

Ekrem İmamoğlu’na yöneltilen sorular reklam panoları ihalesi ile ilgili. İddiaya göre bedeller piyasa rayici altında belirlenmiş ve ayrıcalık tanınarak belli firmalara verilmiş.

Bu aslında İçişleri Bakanlığı tarafından verilen 1 Şubat 2022 tarihli ve 2022/30 sayılı soruşturma iznine dayalı bir soruşturmaydı.


Halbuki Danıştay Birinci Dairesi, 29 Aralık 2022’de bu kararı bozdu.

Danıştay Birinci Dairesi’nin (20.12.2022 tarihli Esas No 2022/1622, Karar No: 2022/2221 sayılı) emsal kararında şu ifadeler yer aldı:

“...Söz konusu ihalelere ait muhammen bedellerin yeterli araştırma yapılmadan rayiç bedellerin altında bedellerle belirlendiğine dair tespitin ‘sübjektif’ olduğu, belediyenin tasarrufu altındaki alanlarda bulunan açık ve kapalı reklam ünitelerinin kiraya verilmesine ilişkin ihalelerde bu ünitelerin geçmiş yıllarda yapılan kiralama ihalelerinde oluşan kira ve/veya ecrimisil bedellerinin esas alındığı, muhammen bedelin tespitinde usule aykırılığın ‘somut olarak’ ortaya konmadığı, kaldı ki benzer kiralamalarda ilgili kurum ve kuruluşların muhammen bedel tespiti için belediyeden bilgi alarak fiyat araştırması yaptıkları, belediyenin reklam ünitelerinin reklam ajansları tarafından kısa süreli olarak reklam verenlere kiraya verilmesinde oluşan fiyatların esas alınarak uzun süreli bu kiralamanın bedelinin düşük olduğu sonucuna varılamayacağı, kaldı ki bu ünitelerin ajanslar tarafından sürekli olarak kiraya verilemediği, kimi zaman bu ünitelerin boş kaldığı, varsayımdan hareketle bu ihalelerde muhammen bedelin düşük tespit edildiği sonucuna ulaşılamayacağı...”

Fakat İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma içerisinde yukarıda yazdığım olayı Danıştay’ın kararına rağmen işleme alarak dosyaya dahil etti. Danıştay’ın kararı da “Her ne kadar...” ifadesi kullanılarak bir paragrafta yer aldı.

İnanın aklım almıyor.

Konuştuğum kaynaklar ek klasörler var göreceksin diyor.


Ben ulaşamadım, ulaşabileni de görmedim, duymadım. Çok ulaşılabileceğini de düşünmüyorum. Çünkü bu hamle neresinden bakarsanız bakın aceleye getirilmiş gibi duruyor. Belli ki CHP’nin önseçim kararı bu süreci hızlandırmış.

CHP’lilerin oyuyla cumhurbaşkanı adayı olduktan sonra İmamoğlu’na böyle bir operasyon yapmakla aday olmadan önce operasyonu gerçekleştirmek arasında görüntü açısından çok fark var.

Fakat sonuç olarak bu operasyon, siyasi tarihteki yerini, uzun ya da kısa vadede, İmamoğlu’na Cumhurbaşkanlığı yolunu açan soruşturma olarak kayıtlara geçecek.