Mustafa BALBAY


‘İmamoğlu’nu unut benim yolumu tut!

‘İmamoğlu’nu unut benim yolumu tut!


Terör örgütü PKK 12. kongresinin sonuçlarını açıkladı ve Pandora’nın kutusu açıldı. Dört sayfalık bildiri bir yanıyla terör örgütünün silah bırakmasını diğer yanıyla yeni mücadele yöntemlerini sahneye koymasını içeriyor.

 

Konu çok manşet, çok yorum kaldıracak. Biz “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesini şiar edinmeyi sürdüreceğiz. Barış, savaştan zordur. Barış akıllı insanların işidir. Barış yeryüzünde insanların en güzel isteğidir.

 

Barışın yaşaması için de öncelikle ilk adımların sağlam ve güvenli atılması, devamında da bütün tarafların ortak özlemler içinde olması gerekir.

 

PKK bildirisinin ardından Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin yaptığı açıklamalar yoğun bir müzakere döneminin geçtiğini, bir o kadarının da önümüzdeki günlerde yaşanacağını gösteriyor.

 

***

 

Geçen hafta, bir Anadolu gözlemini paylaşmıştık. Orta büyüklükteki yerleşim yerinin CHP’li belediye başkanı bize nisan sonunda şunu söylemişti:

 

“İktidar partilerinin temsilcileri son günlerde bize sıcak davranmaya başladılar. Nedenini kısa sürede anladık. Bana, ‘Başkan, seni seviyoruz. Çalışmaların da halk katında takdir topluyor. Merak etme başına bir şey gelmez. Ama senden bir ricamız var. Ekrem İmamoğlu’nu unutun’ dedi. Gerekli cevabı verdim ama durum bana hayli ürkütücü geldi.”

 

Belediye başkanının bizimle paylaştığı bu diyaloğun ardından Murat Kurum’un İstanbul’daki 39 ilçe başkanı ve CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekili Nuri Aslan’la yaptığı toplantı gündeme geldi. Elbette güzel bir şey, özellikle depreme karşı sağlıklı kentler için yerelgenel iktidar diyaloğu şart. Ancak perde gerisinde başka hesapların da olduğu anlaşılıyor. Zaten AKP çok hesaplıdır, iki kere ikiden üç dört farklı sonuç çıkarır.

 

Bütün bunların üstüne Erdoğan’ın hafta sonundaki konuşması geldi. Erdoğan, Özgür Özel’e normalleşmesini öneriyor, “Artık Türkiye gündemine dönün” diyordu.

 

Bu sözün de anlamı açık:

 

- İmamoğlu’nun yasını tuttuğun yeter. Onu Silivri’ye gömdük, daha ne istiyorsun? Sen yürü. Güzel güzel siyaset yapalım.

 

Bugün PKK bildirisinin sorgusuz sualsiz alkışlanmasını isteyenler İmamoğlu tutuklandığında üç gün içinde unutulacağını söylemişlerdi. Baktılar “turpun büyüğü” öyle değil, lütfedip vade uzattılar. En çok 1 ay dediler.

 

İmamoğlu’nun tutukluluğu ikinci aya yaklaşıyor. Ne yapsalar gündemden düşüremiyorlar. Sosyal medyasını bile önce yurtiçinde yasakladılar, baktılar olmuyor dünyada da yasakladılar. Durum Sabahattin Ali’lerin Marko Paşa’sına benziyor.

 

İmamoğlu gibi liderler, bir bakıma tohum gibidir. Yok olsun diye toprağa gömersiniz bir bakmışsınız yeşermiş!

 

***

 

Erdoğan’ın yol haritasını artık daha net ifade edebiliriz:

 

- Terör örgütünün silah bırakmasını köpürtmek.

 

- DEM Parti’yi kapsama alanı içinde tutmak.

 

- Toplumun farklı kesimlerinin beklentilerinin arasına DEM Parti’yi Cumhur İttifakı’na yaklaştıracak maddeler koymak.

 

- Finali kendisinin yeniden seçilme maddesiyle yapmak.

 

Tablo aklımıza 1982 Anayasası’nı getirdi. Kenan Evren, demokrasiye geçiş hazırlıklarını da içeren yeni bir anayasa yaptı. Anayasa, yasaklarla doluydu. Ancak 1983’te parlamento seçimlerinin yapılacağı, cunta yönetiminin biteceği maddesini de koydu. Finale, anayasa geçerse demokrasinin geleceğini devamında da kendisinin yedinci cumhurbaşkanı olacağını yerleştirdi. O dönem milyonlarca kişi, parlamentoya kavuşmak uğruna Evren’in cumhurbaşkanlığına da evet dedi.

 

Evren, kendi cumhurbaşkanlığını garanti ederken 1983 seçimlerinden de kendi istediği partinin birinci çıkması için her şeyi yaptı.

 

Ama bu hesap tutmadı.

 

Siyaset böyledir. Zorlama hesap milletten döner!