ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in İran'a yönelik başlattığı saldırıların ardından, "İran'a anlaşma yapması için şans verdim. Onlara 'sadece yapmalarını' söyledim ama ne kadar çabalasalar da ne kadar yaklaşsalar da bunu başaramadılar." dedi. Trump, ABD'nin en gelişmiş ve ölümcül silahları ürettiğine, İsrail'in bunların çoğuna sahip olduğuna ve kullandığına dair bilgileri İran'a ilettiğini kaydetti.
Trump, Washington ile Tahran arasındaki nükleer anlaşma müzakerelerine atıfta bulunarak, “İran, geriye hiçbir şey kalmadan önce bir anlaşma yapmalı ve bir zamanlar İran İmparatorluğu olarak bilinen şeyi kurtarmalıdır. Bazı İranlı şahinler, çok cesur konuştular ama olacaklardan habersizlerdi. Şimdi hepsi öldü. Durum daha da kötüleşecek.” dedi.
Son saldırılarla İran'da ciddi ölçüde yıkım ve ölümün yaşandığına dikkati çeken Trump, “Ancak bu katliamın sona ermesi için hâlâ zaman var, bir sonraki planlanan saldırılar daha da acımasız olacak.” ifadesini kullandı.
***
ABD, İngiltere ve İsrail, İran’ın nükleer silah sahibi olmasını istemiyor. İsrail’in öldürdüğü İranlılar arasında komutanlar dışında altı nükleer fizikçi de var. Bombalanan yerler arasında nükleer araştırma tesisleri de var.
İsrail'in nükleer kapasitesini ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2023 yılında Almanya dönüşünde gündemine almış ve İsrail'in Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na taraf olmadığına dikkati çekerek, şunları söylemişti:
"Taraf olmadığı için ilk etapta kurallarına da tabi olmuyor. Ama üye ülkelerin nükleer güvenlik adına Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuna başvurup bir denetleme mekanizması isteme durumu var, onu harekete geçireceğiz. Bu süreç biraz zaman alacak. Kurul kararını Atom Enerjisi Kurumunun üst organı olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine göndermeleri gerekiyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin İsrail'in yanında durup bu konuyu veto etmesi mümkün... Ancak bu konunun, o zeminde tartışılır hâle gelmesi bile muazzam bir durum. Vakit çok geç olmadan İsrail'in nükleer silahları şüpheye yer bırakmayacak biçimde denetlenmelidir. Biz bunun takipçisi olacağız. Tüm dünya kamuoyuna da bunun peşini bırakmama çağrısı yapıyorum."
Erdoğan, bu çağrıyı yaptı ama dünyada İsrail’in nükleer kapasitesini tartışan bile yok...
***
“İsrail’in nükleer kapasitesi” sorulduğunda Grok, şu değerlendirmeyi yapıyor.
“İsrail'in nükleer kapasitesi hakkında resmi bir bilgi bulunmamaktadır, çünkü İsrail, nükleer silah programına sahip olduğunu ne doğrulamış ne de yalanlamıştır. Bu, İsrail'in ‘nükleer belirsizlik politikası’ olarak bilinir.
* Uluslararası analizlere göre, İsrail'in 80 ila 200 arasında nükleer savaş başlığına sahip olduğu tahmin edilmektedir. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü gibi kaynaklar, bu sayıyı genellikle 90 civarında tahmin eder.
* İsrail'in nükleer programının 1950'lerde başladığı ve Dimona'daki Negev Nükleer Araştırma Merkezi'nin bu programın merkezi olduğu düşünülmektedir. 1986'da Mordechai Vanunu adlı eski bir teknisyen, İsrail'in Dimona tesisinde nükleer silah üretimiyle ilgili detaylar ve fotoğraflar sızdırmış, bu da İsrail'in nükleer kapasitesine dair en somut kanıtlardan biri olmuştur.
İsrail, nükleer silahlara sahip olduğunu resmi olarak doğrulamadığı için kesin rakamlar ve detaylar spekülatif kalmaktadır. Ancak, uzmanlar İsrail'in Orta Doğu'daki en gelişmiş nükleer cephaneliğe sahip ülke olduğunu varsaymaktadır.”
***
Trump’ın “Saldırıdan haberim vardı. Gerekirse İsrail’i koruruz” demesi de gösteriyor ki bu bir Amerikan-İsrail ortak saldırısıdır.
İran, ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi’ndeki parçalanacak ülkeler arasında... Büyük İsrail’in kurulması için Irak ve Suriye’nin parçalanmasından sonra sıra İran’a geldi. Erdoğan, saldırıyı kınıyor ama Türkiye, “Terörsüz Türkiye” diye rejim değişikliğine zorlanırkan, Kürecik’teki radar üssü, İran’ın askeri hareketlerini takip ediyor ve İsrail’e bildiriyor!
ABD de İran’a saldırırsa, Türkiye coğrafyasını, aktif olarak kullanmak isteyecektir.
Saldırının zamanlaması konusunda ise ABD’nin iç politikasına bakmak gerekir. İsrail’in Gazze’de giriştiği soykırıma destek veren ABD yönetimi, bu sebeple içerde zor durumdaydı... Elon Musk, sonradan ileri gittiğini kabul etse de Jeffrey Epstein skandalında Trump’ın adının da geçtiğini, bu sebeple konunun kapatılmak istendiğini söylemişti. Musk’ı affedebileceğini söyleyen Trump, pedofili, yani sübyancılık suçlaması altındayken ve göçmenlere yönelik politikasıyla ülkeyi kaosa sürüklemişken, İsrail’in İran’a saldırmasına vize verdi!
İran, İsrail’e cevap verirse, ABD de doğrudan savaşa girecek ve Trump, kendi iktidarını bu yolla kurtarmaya çalışacak.
Arslan BULUT(Yeniçağ)