2023 Milletvekili seçimlerinde, Ak Parti oyların yüzde 35,62’sini, CHP ise yüzde 25,25’sini aldı. Ancak CHP açısından değerlendirildinde, bu oylar yalnızca CHP’nin değil, aynı zamanda Deva, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin de oylarının toplamıdır. Çünkü bu partilerden 80 kadar milletvekili adayı CHP listelerinde yer almıştı. Yaklaşık bir hesapla CHP’nin kendi oyu yüzde 22 dolayında demektir.
Şimdi, 2025 Mayıs ve Haziran aylarında 14 anket yapıldı. Bu 14 anket ortalamasına göre; Ak Parti’nin oyları yüzde 5,34 gerileyerek yüzde 32,1’e inmiş. CHP’nin oyları ise 14,2 puan artarak yüzde 36,2’ye yükselmiş.
Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı için kurulan sandıklara da 1,7 milyon kayıtlı CHP üyesi yanı sıra 13,8 milyon kişi de dayanışma sandıklarında oy vermiş.
Özgür Özel’in düzenlediği mitinglere bakarsak, CHP’nin düşük oy aldığı illerde bile yüksek katılım var.
Özetle; rüzgar CHP’den yana dönmüş. Bu rüzgarı kesmek çok olası görünmüyor. Çünkü parti kimliğinin ötesinde bir hareket var. Ama siyasi rakipleri kesmek istiyor.
Bir eski CHP milletvekili ve Halk TV çalışanı, siyasi iktidarı destekleyen TV kanallarına transfer edildi. Zaten önce de benzer transferler ve önce CHP’de olup da şimdi muhalefet karşıtı olarak medyada konuşanlar vardı.
2. Bir takım itirafçıların şikayeti üzerine, Ekrem İmamoğlu ve Belediye başkanları tutuklu durumdadır.
3. Bazı CHP’liler kurultayı iptal davası açtılar.
Yılmaz Özkanat ve Hatip Karaaslan ve Lütfü Savaş, Kurultayın şeffaflıktan uzak, hukuka aykırı şekilde, “parti içi iradeyi gasp eden yöntemlerle” yapıldığını belirterek iptal davası açtılar.
Lütfü Savaş, hem iptal davası açtı hem de Kurultayın oy karşılığı ev, araba, telefon, iş vaatleri gibi rüşvetle şekillendiğini iddia etti.
Ancak, Kurultaya itirazın bir süresi var ve bu süre içinde itirazlar seçim kurullarına yapılır. Süre zaten geçmişti. Açılan mutlak butlan talebi davası şimdiye kadar Türkiye’nin siyasi hayatında görülmemiştir.
Rüşvet olayında halkın- kamunun zararı vardır.
Dernek ve parti toplantılarında , dünyanın her tarafında , bu tür genel kurul ve kurultaylarda, üye veya delegelerin yemek ve konaklama hizmetlerini parti veya parti mensupları yapar. Eğer arada para veya şahsi menfaat varsa, bu bir mali konudur. Rüşvetle ilgisi yoktur. Vergi açısından bakmak gerekir.
4. Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutumu CHP’ ye karşı bu yapılanlara cesaret verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, genel Başkanlığı kaybedince, ofis kiraladı ve siyasi faaliyetlerini bu ofiste devam etti. İsteseydi eski genel başkan olarak CHP genel merkezinde çalışabilirdi.
Mahkemeye verenlere karşı “bu tür asılsı şikayetler partiye zarar verir” diyebilirdi. Dahası, “Kurultayda şaibe yoktur” açıklaması yapabilirdi.
Yapmadı… Dün söyledikleri “partimin birliğini düşünen güvenilir bir kişilik sahibiyim” sözü bir gazeteye manşet oldu.
Mahkeme kurultayı iptal ederse, aynı delegelerle yeni bir kurultay yapılması gerekir. Yeni delege seçimi yapılmaz, zira mahkeme kurultay öncesi süreçle ilgili bir karar veremez. Kurultay iptal kararı verirse, yeni kurultay yapılması için eski genel başkana veya bir başkasına yetki verebilir. Diyelim ki, eski genel başkana yetki verildi. O zaman Kılıçdaroğlu’nun yukarıda söylediklerini test etmek imkanı doğacaktır.
Kılıçdaroğlu’nun yapması gereken ;
En kısa zamanda kurultayı eski delegelerle toplamak, bunun için Özgür Özel kadrosundan bir genel başkan yardımcısı tayin ederek kurultay sürecinde görev vermek olmalıdır.
Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun yürüttükleri kampanyaya onların devam etmesini sağlamak, partide değişiklik olmamış gibi önlem alması gerekir.
Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte çalışanlar içinde Maliye ve bürokrat kökenli olanların, partiye öncelik veren insanlar olduğunu biliyorum. Onların görevi de Kılıçdaroğlu’nun bu hizibin bir aracı olarak kullanılmasını önlemek olmalıdır.