2025, 2026’ya hayli karışık, yeniden biçimlenmelere açık, seçenekleri bol bir siyasal gündem devrediyor.
İktidarın sorunları “çözme” yönetimi değişmiyor: İçinden çıkılmaz bir durum mu var; hemen daha zorunu yarat, toplum onunla ilgilensin, önceki konu geride kalsın!
Yürütülmekte olan operasyonlarda bunun havasını alıyoruz. Aynı soruşturmanın içinde şunlar var:
Uyuşturucu, fuhuş, çıkar amaçlı örgüt, karapara aklama, haksız edinim...
Geçmişte buna benzer çoklu operasyonların seyrinin yolda nasıl değiştiğini gördük.
Fransa’nın yayın organı Le Monde son operasyonu şöyle yorumladı:
“İslamcı elitler içindeki iç çekişmeleri gözler önüne seren nitelikte!”
***
AKP içinde zaman zaman dışa da yansıyan Bilal Erdoğan tartışması var. Bilal Bey’in 14 Aralık günü, “İçimizdeki hainler, fitneciler, kaypaklar” diye başlayan sözleri, “Bilal Erdoğan siyasete tam ısınıyor” yorumlarına neden oldu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, ABD’nin KAAN uçaklarının motorunu vermediğini açıklamasıyla başlayan bir başka süreç de kendi içinde ilerliyor. En son AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun Hakan Fidan’ın Suriye ile ilgili tutumunu eleştirerek “Bizim başkanlık sistemimizde politika belirleyici olan irade, cumhurbaşkanının iradesidir. Cumhurbaşkanının iradesine aykırı tavır gösteren kişi ya görevi bırakır ya da görevden alınır” sözleri tartışmaya yeni boyut kattı. Ensarioğlu, açıklama yapıp “Fidan’ın kişiliğini kast etmedim” dedi ama onun sözü de Bilal Erdoğan’ınki gibi ağızdan çıkmış, gideceği yere varmıştı!
Yenilenmiş Telefonlarda 6 Taksit Fırsatı!
Yenilenmiş Telefonlarda 6 taksit fırsatı MediaMarkt’ta sizi bekliyor.
MediaMarkt
AKP’nin MHP ile kopmaz, sarsılmaz bağları terörsüz Türkiye sürecinde biraz gevşemiş görünüyor. Bugün komisyon bir kez daha toplanacak. Tablo ortak rapor çıkmayacağını gösteriyor. Güçlü olasılık, TBMM Başkanı Kurtulmuş’un partilerin ayrı ayrı hazırladığı raporları toplayıp üst yazı ile Genel Kurul’a göndermesi!
DEM Parti’nin 4 Ocak’ta Diyarbakır’da yapacağı “Öcalan’a özgürlük” mitinginin sonuçları Meclis’i de etkiler. Mitingde konuşmacılar arasında Leyla Zana var. Zana 1991’de Erdal İnönü’nün inisiyatifiyle SHP listesinden seçilen 18 milletvekili arasındaydı. Meclis’te yemini okuduktan sonra Kürtçe şöyle demişti:
“Onurlu ve kalıcı bir barış umuduyla...”
Siyasete “Kürtçe yemin” diye geçen olay sonrası Zana ve arkadaşları SHP’den koptu, HEP’e geçti. 1993’te HEP kapatıldı.
Geldik bugüne!
***
Abdülkadir Selvi 22 Aralık’ta Hürriyet’teki köşesinde ifade hürriyetini dibine kadar kullanmış. Yer yer “Zaman”ın FETÖ yayın organlarına benzer bir üslupla. AKP içindeki yukarıda aktardıklarımıza benzer gelişmeleri kaleme aldığımız yazımıza yüklenmiş.
Bizim için “karışık dönemlerin aktörü” demiş. Dönemin karışık olduğunu kabul etmiş ama bizi karıştırmış! Meslekte 45. yılımız, 15 bin köşe yazısı kaleme aldık. Hapishane dahil hiçbir yerde, hiçbir zaman kalemimizi kırmadık, satmadık. Aralıkta 64. kitabımız Şahsıma Mektuplar (Cumhuriyet Kitapları), 65. kitabımız Ya Hep Beraber Ya Hiç (Halk Kitabevi) yayımlandı.
Yazısında sürekli ANAP ve DYP vurgusu yapması, AKP’nin o partilerin akıbetine uğrama sendromuna girdiğini gösteriyor.
Üçüncü dünya savaşından söz edip Erdoğan’ın vazgeçilmezliğini vurgulaması, iktidarın Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’na verilmeyeceğini söylemesi demokrasi tarifini özetliyor. Sınırsız hürriyetin hazzıyla bir yıldır, CHP’yi parçalıyor, bölüyor, İmamoğlu’na konsey kurmaktan cumhurbaşkanlığını satın almaya kadar her türlü yakıştırmayı yapıyor.
Cumhuriyet gazetesinin çizgisi ise dünkü başyazıda çok net ifade edilmişti.
Zor günlerden geçiyoruz.
Demokrasi birikimimiz bunları da aşacak güçte!
