2025 Haziran ayında enflasyon oranları;
• Aylık TÜFE; 1,37
• Yıllık TÜFE;35,05
• 12 aylık ortalamalara göre TÜFE; 43,23
• Gıda enflasyonu; 30,20
• Konut; 65,54
• Çekirdek enflasyon (B ); 34,62 oldu.
Kira artışları 12 aylık ortalama TÜFE’ ye göre yapılıyor. Matematiksel olarak TÜFE artış eğiliminde iken , 12 aylık ortalama daha düşük, TÜFE düşme eğiliminde iken 12 aylık ortalama TÜFE daha yüksek çıkar.
Haziran ayında kira artışı 12 aylık ortalama TÜFE’ ye göre yüzde 43,23 olarak yapılacaktır.
Kiraların yüksek olması, konut fiyatlarındaki aşırı artıştan ileri geliyor. Haziran ayında konut fiyatlarında yıllık artış TÜFE’ nin çok üstünde, yüzde 65,54 oldu. Bunun sorumlusu mal sahibi veya sermaye değil, bu ortamı yaratan ekonomi yönetiminde ve ucuz ve alternatif sosyal konut üretemeyen hükümettedir.
İTO, İstanbul için geçim endeksi hesaplıyor. İTO haziran ayı İstanbullular için geçinme endeksi, 44,38 oldu. TÜİK’le arasında 9,33 puan gibi yüksek fark var.
Aslında 2025 öncesinde İstanbul geçinme endeksleri ile, TÜFE arasında fark daha fazla idi. Ocak 2025 ten itibaren İTO enflasyon sepetinde ve hesabında revizyon yaptı, ancak yine de 6 aylık TÜFE oranı yüzde 16,67 iken, 6 aylık İTO enflasyonu yüzde 20,63 oldu. Yine de arada 4 puan fark var.
Haziran ayında aylık Yİ-ÜFE (Yurt içi Üretici Fiyatları) TÜFE’nin üstünde yüzde 2,46 oldu. İTO toptan eşya fiyatları da yüzde 1,93, İTO geçinme endeksinden daha yüksek çıktı.
Yİ-ÜFE ve Toptan eşya fiyatları, maliyet artışını gösterir. Maliyet artışının üç temel nedeni oldu;
Birisi, Haziran ayında kurlar TÜFE’ den fazla arttı. EURO kuru yüzde 4,37 oranında, bir Euro ve bir dolardan oluşan döviz sepeti ise yüzde 3,08 oranında arttı. İthalat payı yüksek olduğu için TÜİK, Haziran da aramalı fiyatları da yüzde 1,77 oranında arttı.
Diğeri; Mayıs ve Haziran aylarında, kredi faizleri ve üstünde vergi oranları ile, kredi maliyetleri yüksek oldu.
Üçüncüsü enerji tüm üretimde girdi olduğundan, enerji fiyatlarında artış üretim maliyetlerini etkiledi. TÜİK TÜFE verisine göre Haziranda elektrik, gaz fiyatları yüzde 9,94 oranında arttı.
Kur artışı ve doğalgaz ve elektrik fiyatlarında artış, Temmuz ayı enflasyonuna da yansıyacak.
Nerden bakarsak bakalım enflasyon yüzde 20 üstünde kronikleşecek. Çünkü ortada bir istikrar programı yok. Siyasi gerginlik ve güven sorunu var. Ne dersek, ekonomi yönetimi kendi bildiğini yapıyor.
Bu şartlarda, işçi-memur, varlıklı kesim, sanayici, KOBİ olarak kronik enflasyondan nasıl korunabiliriz? Sorusu ön plana çıkıyor.
1.İşçi – Memur
Tekrar edersek, Haziran ayında TÜİK yıllık TÜFE oranı yüzde 35,05, buna karşılık İTO İstanbullular için geçinme endeksi, 44,38 oldu. TÜİK’le arasında 9,33 puan gibi yüksek fark var. Maaş ve ücretler de artış da TÜİK- TÜFE’ye göre yapılıyor.
Bu durumda işçi ve memurun reel maaş ve ücretlerinde düşme kaçınılmazdır.
Aslında Yüksek enflasyon bir istikrar sorunudur ve fakat en belirgin özelliği de , “zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar.’’
Türkiye 22,5 yılda 760 milyar dolar cari açık vererek, zaten topyekun yoksullaştı. Gelir dağılımının ne kadar bozulduğunu da yaşayarak görüyoruz.
Ayrıca ekonomide öteden beri yanlış bir anlayış var. Hükümetler enflasyonla mücadele ederken, reel maaş ve ücretleri düşürüp bu yolla maliyetleri minimize etmeye ve toplam talebi kısmaya çalışırlar. Bu politika bir ezberdir. Gerçekte ise bu politika hassas bir denge gerektirir. Çünkü Reel maaş ve ücretler düşerse, çalışanın verimliliği düşer, kapasite kullanım oranı düşer, maliyetler daha çok artar ve mal arzı düşer. Mal kıtlığı oluşur, ithalat talebi artar. Arz -talep dengesi daha çok bozulur.
İşçi ve memurun yapacağı tek yol var; o da “Hak verilmez, alınır.’’ yoludur. Bu nedenle işçi ve memur ideolojik tuzaklara düşmeden, sendikalaşmayı güçlendirerek, seçimlerde kısa vadeli popülizme kanmadan, siyasi tercihlerinde demokrasi talep etmeli, kendi orta ve uzun dönemli geleceğine yararlı yönde doğru kullanmalıdır.
2.Sanayici;
Sanayici esnek üretim sistemi uygulamalıdır.
İhracata yönelik yüksek teknoloji yatırımlarına ve üretimine ağırlık vermelidir.
Verimlilik artışı yapmalı ve maliyetleri minimize etmelidir.
3.KOBİ’ler
KOBİ’ler esnek fiyatlandırma, mal çeşitlendirmesi yapmalıdır.
E ticareti geliştirmelidir.
Ayrıca, örgütlenme ve kooperatifleşme yoluna giderlerse, hem daha kolay yatırım yapar hem de uluslar arası ve ulusal desteklerden daha kolay yararlanırlar.
4.Varlıklı kesim ;
Varlıklı kesim içinde, spekülatörlere ve kamu imkanlarından, kamu imtiyazlarından yararlananlara bizim söyleyecek sözümüz zaten olamaz. Ama sermayesi ve serveti olan yüksek gelirli kesim, kısa dönemli spekülatif yatırımlardan uzak durmalıdır. Zira spekülatif düşüşte yaşayabilirler. Orta ve Uzun dönemde, banknot yerine değerli maden ve yurt içi ve yurt dışında gayrimenkul yatırımı yapmalıdırlar.