Konuk YAZAR


SELVİ’YE, ERKEN SEÇİMİN İŞARET FİŞEĞİ ATTIRILMIŞ…

SELVİ’YE, ERKEN SEÇİMİN İŞARET FİŞEĞİ ATTIRILMIŞ…


Saray yandaşı Abdulkadir Selvi, evvelki gün (Pazartesi) Hürriyet gazetesinde ”AK Parti’ye kurulan yeni tuzak yeni oyun planı” başlıklı yazısında ne döktürmüş değil mi?..

 

Selvi, 27 Nisan e-Muhtırası’ndan girmiş, Cumhuriyet Gazetesi, Mustafa Balbay’ın ‘Genç Subaylar Tedirgin’ manşetiyle devam etmiş, 1971 Muhtırası’nda Demirel’in şapkasını alıp gitmek zorunda kaldığını hatırlatmış, siyasi krizlerde Tayyip Erdoğan’ın “liderliğini konuşturduğu”ndan dem vurarak, lider kutsaması yapmış.

 

Bir çoğununuz bu yazıyı, sarayda kıyasıya taht kavgalarının yaşandığı günlere denk düştüğü için bir saray güzellemesi olarak görmüş olabilirsiniz. Bir yanıyla hak veririm ama “satır aralarında saklanan esas duyuruyu, ana gündemi kaçırmışsınız” derim…

 

Doğru!.. Abdulkadir Selvi’nin yazısında ayrı ayrı müstakil paragraflarda, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a, MİT Başkanı İbrahim Kalın’a, Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a, Selçuk Bayraktar’a pek yaldızlı övgüler sıralanıyor. Kıyasıya birbirleri ile Tayyip Erdoğan sonrası taht kavgası için kapıştıklarını çok net bildiğimiz o isimlerin nasıl kardeş oldukları ve nasıl Tayyip Erdoğan’a sımsıkı bağlı oldukları anlatıyor Saray’ın Selvi’si…

 

“Oyun aynı oyun” diyen Abdulkadir Selvi gölge boksu da yapmış;

 

“ANAP’ı bitiren Özal sonrası ANAP’ın başına kim geçecek kavgası oldu. 18 Türk büyüğü diye bir şey ortaya çıktı. ANAP, Özal’cılar ve Mesut’çular diye ikiye bölündü. Sonra bir de baktık ki ortada ANAP diye bir parti kalmamış. DYP’yi Demirel’ciler-Çiller’ciler diye böldüler. Sonra ortada DYP kalmadı. Benzer bir oyunu AK Parti için oynamaya çalışıyorlar.

 

Oyun aynı oyun. Aktörler aynı aktörler. Bu kez de AK Parti’nin değerlerini birbirleriyle çarpıştırmak istiyorlar. AK Parti’nin bu tuzağa düşmemesi lazım. Bu oyuna gelmemesi gerekiyor. Çünkü sonuç ortada. ANAP ve DYP’nin kaderi AK Parti için ibretlik bir dersi oluşturuyor.”

 

Abdulkadir Selvi’nin o yazısını, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yazısı, açıklaması olarak okumanızı öneririm. Yazar kısmından da Selvi’nin adını kaldırın Burhanettin Duran’ın imzasını atın…

 

***

 

Şimdii… Herkese, satır aralarından verilen esas mesaja gelince… Ne yazdırılmış Abdulkadir Selvi’ye;

 

“Bu oyunu Özal sonrası diye ANAP’ta, Demirel sonrası diye DYP’de oynadılar ve başarılı oldular. Şimdi de Erdoğan sonrası adı altında AK Parti’ye oynuyorlar. Erdoğan sonrası yine Erdoğan. AK Parti kurulduğu günden bu yana kendisini iktidara taşıyan bir lideri varken başka bir arayışa girer mi? AK Parti, 23 yıldır iktidarda. İçinden iki cumhurbaşkanı, 4 başbakan çıkardı. Darbeyi savuşturdu. Erdoğan inşallah önünüzdeki seçimi de kazanıp Cumhurbaşkanı olarak ülkeyi yönetmeye devam edecek. Üçüncü dünya savaşının konuşulduğu bir dönemde Erdoğan gibi deneyimli siyaset ve devlet adamına sahip olmak Türkiye için bir şanstır. Ülkemizi Batılılara şikâyet eden Özgür Özel’e mi, yerli Zelenski olan Ekrem İmamoğlu’na mı teslim edeceğiz?”

 

Eveet, “Erdoğan sonrası yine Erdoğan” diyerek herkese erken seçim tehdidi savrulmuş. Bir bakıma, “erken seçimin işaret fişeği atılmış” da diyebiliriz. Saray koridorlarında son zamanlarda kabine değişiklikleri ile birlikte erken seçim tarihi de konuşuluyor. Sağlam kaynaklarının ifadelerine göre; “erken seçimin 2027 Mayıs veya Haziran ayında yapılması için hazırlıklar yapılıyor”. Erken seçime yönelik herkesi memnun edecek paketlerin hazırlanması için Tayyip Erdoğan ile Ali Babacan arasındaki kanallarda- ekonomi yönetimini teslim etmek için- harıl harıl çalışıyormuş.

 

Akla hemen şu soru da geliyor;

 

Formatlanmış “çözüm süreci”nde DEM Parti ve hareketin lideri Devlet Bahçeli’nin taleplerini ağırdan alan saray, Suriye’de PKK/YPG/SDG’ye yönelik mini bir askeri operasyon yapar mı?..

 

“Muhalefet partileri”nin bu kadar dağınık ve halka güven vermediği bir siyasi ortamda oyları eriyen iktidar partisi “kahramanlık destanı” ve pansuman ekonomik tedbirlerle durumu toparlayabilir mi?..

 

Ee, her cevabı da benden beklemeyin!..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ahmet TAKAN(Yeniçağ)