Konuk YAZAR


TSK’yı suça ortak etmek çabası!

TSK’yı suça ortak etmek çabası!


Atatürk, “hâkimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından, hiç kimseye ilim gereğidir diye, görüşme ve tartışmayla verilemez. Hâkimiyet, saltanat, kuvvetle, kudretle, zorla alınır.” demişti. Süreci sürdürenler, bu sebeple TSK’yı da suça ortak etmeye çalışıyor!

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Milli Güvenlik Kurulu, PKK’nın artık silahlı bir örgüt olmaktan çıktığı yönünde karar alırsa, bu meselenin hukuki zemini tahkim edilmiş olur” dedi.

Sürecin en kritik aşamasının örgütün silah bırakması olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bir sonraki adım, örgütün silahları bıraktığının ve kendini tasfiye ettiğinin tespit edilmesidir. Bu tespiti TBMM değil, MİT ve Milli Savunma Bakanlığı yapacaktır” ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, bu çerçevede MGK’nın vereceği kararın belirleyici olacağını belirterek, “MGK, PKK’nın silahlı örgüt olmaktan çıktığı yönünde karar verirse, hukuki süreç başlar” diye konuştu.

***

Kurtulmuş, silah bırakmanın tescil ve tespitinde sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:

"Bunu yapacak olan biz değiliz, ilgili birimlerdir; Milli İstihbarat Teşkilatı, Milli Güvenlik Kurulu esası itibarıyla. Türkiye'nin en üst güvenlik kurulu olarak Milli Güvenlik Kurulu'nda bu konu ele alınır ve Milli Güvenlik Kurulu eğer bu tespitleri yapar ve bunu da ilan ederse burada çok önemli bir mesafe aşılmış olur. Yasa hazırlamak kolay, bütün partilerden temsilciler gelir, bir ortak alan oluşur ve inanın ki hele hele partiler anlaştıktan sonra parlamentoda 3-5 günde istediğiniz yasayı çıkarırsınız. Mesele yasa hazırlığından ziyade, yasa hazırlığından önceki sürecin iyi olgunlaştırılması, başından beri söylediğimiz kamuoyunun bu konuda hazır hale gelmesinin temin edilmesidir”

***

Bu konuşma yapılmadan önce yazdığım, “Meclis’i Öcalan’a mecbur etmek!” başlıklı yazımda, AKP iktidarının birinci çözüm sürecinde de benzer tartışmalar yaşandığını, dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in "Çözüm sürecine ilişkin yol haritasını bilmiyoruz, o çalışmanın içinde yokuz. Kırmızı çizgilerimiz aşılırsa gereğini yaparız" dediğini hatırlatmıştım.

Numan Kurtulmuş, son konuşmasıyla doğrudan TSK’yı değilse bile içinde Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının da bulunduğu Milli Güvenlik Kurulu’nu sürece ortak etmek isteğini açıklamış oluyor!

Abdullah Öcalan da zaten, “Kürt olgusunun tüm boyutlarıyla Cumhuriyetin yasallığına dâhil edilmesi ve bunun için güçlü bir geçiş süreci temel alınmalıdır. Bütünsel bir olgu olarak yasallığa geçiş, Demokratik Cumhuriyetin hukuksal temellerini sağlamlaştıracaktır.” diyor.

Öcalan bu sözle, “Türk Milleti anlayışından vazgeçilmeli. Kürtler, Anayasa’ya devletin ortağı olarak yazılmalı” demiş oluyor... “Kürt olgusunun tüm boyutlarıyla cumhuriyetin yasallığına dahil edilmesi”nin başka bir anlamı yok!

İşte pazarlığın konusu budur!

Tabii bunun için Meclis’te kurulan yasa dışı komisyonun rapor hazırlaması ve Meclis’te bu rapora uygun olarak “3-5 gün içinde yasa çıkarmak” mümkün ama yeterli görülmüyor. Sürece, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de ortak edilmesi, karşı çıkanların “çakallık”la suçlanmasını, bu da “kamuoyunun hazır hale getirilmesi”ni kolaylaştıracaktır!

***

Hilafetin kaldırılması tartışmaları sırasında, Cumhuriyetin yasal temellerinin ne olduğunu Atatürk şöyle açıklamıştı:

“...hâkimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından, hiç kimseye ilim gereğidir diye, görüşme ve tartışmayla verilemez. Hâkimiyet, saltanat, kuvvetle, kudretle, zorla alınır. Türk milleti bu saldırganlara isyan ederek ve artık dur diyerek, hâkimiyet ve saltanatını fiilen kendi eline almış bulunuyor. Bu bir oldubittidir. Söz konusu olan, millete saltanatını bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi değildir. Mesele, zaten oldubitti haline gelmiş olan bir gerçeği kanunla ifadeden ibarettir. Bu mutlaka olacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes meseleyi tabii olarak karşılarsa, sanırım ki uygun olur. Aksi takdirde yine gerçek, usulüne uygun olarak ifade edilecektir.”

***

Atatürk’ün son sözünü, buraya almadım! Çünkü şimdi, kafası kesilmekle tehdit edilenler, Türk egemenliğini ne pahasına olursa olsun korumak isteyenlerdir. Yalnız, süreçle ilgili bütün çalışmalar, Anayasa suçudur. Süreci yürütenler, bunu bildikleri için TSK’yı da suça ortak etmek istiyor.

Türk Milleti, komisyonla, yasayla veya “Yeni Anayasa” ile ve “Terörsüz Türkiye” aldatmacasıyla, hatta askerlerin de bu suça ortak edilmesiyle, egemenliğini kimseye vermeyecek veya bir terör örgütüyle paylaşmayacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arslan BULUT(Yeniçağ)