102 yıl önce bir milletin kaderi değişti.
Bir imparatorluğun çöküşünden sonra Anadolu’nun 7 düvel tarafından işgaline canları ile kanları ile savaşarak “hayır” dedi Türk halkı.
19 Mayıs 1919; Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya ilk adımı atıldı.
23 Nisan 1920: Türkiye Büyük Millet Meclisi Kuruldu
30 Ağustos 1922: Büyük Taarruz ile düşman yenildi, işgal bitti.
29 Ekim 2023: Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilelebet yaşayacağı ilan edildi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, o büyük devrimin özünü tek bir cümleyle özetlemişti:
“Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.”
Cumhuriyet yalnızca bir yönetim biçimi değil, bir karakterdir.
Bir halkın özgürlüğe, bağımsızlığa, akla ve bilime inancının adıdır.
Saltanatın “kulları” değil, Cumhuriyet’in “yurttaşları” olduğumuzun ilanıdır.
Bugün o büyük devrimin 102 yaşında,
Cumhuriyet’in bize kazandırdıklarını yeniden hatırlamak zorundayız.
Çünkü Cumhuriyet; yalnızca bir takvimdeki tarih değil.
Her sabah özgürce nefes alabilmemizin, konuşabilmemizin, yazabilmemizin adıdır.
Atatürk’ün demokrasi anlayışı bir seçim sandığına sığmazdı.
O, demokrasiyi “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller” olan bizlerin omuzlarında yükselteceğimiz bir rejim olarak tanımladı.
Cumhuriyet, yalnız çoğunluğun değil, azınlığın da sesini duyan yönetimdir.
Ve Atatürk bu gerçeği bilerek kurdu Türkiye Cumhuriyeti’ni.
Halkın sesini susturan değil, halkın sesine kulak veren bir rejim olarak.
Bugün, 29 Ekim 2025,
Cumhuriyet hâlâ dimdik ayaktaysa, bu milletin kalbinde yanan özgürlük ateşindendir.
O ateş ne darbelerle ne sansürle ne tehditlerle ne kumpaslarla söndü.
Çünkü cumhuriyet ve demokrasi ateşi; Türk milletinin vicdanında hiç sönmeyecek, güçlü bir şekilde yanıyor.
Atatürk demişti ki:
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır.
Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Bu söz, 102 yıldır her neslin kulağında yankılanıyor.
Yüreğindeki Cumhuriyet ve Demokrasi ateşi söndürülemez.
Büyük Türk Millet Cumhuriyeti yıktırmaz!
Çünkü; Cumhuriyet ve demokrasi bir miras değil, bir emanettir.
Bu kutsal Emanetler, korunmakla kalmaz; yaşatılır, büyütülür ve gelecek nesillere taşınır.
Bizler bu emaneti canımızın kanımızın son anına kadar koruyacağız.
Çünkü Cumhuriyet; sadece geçmişin değil, geleceğin de adıdır.
Atatürk’ün devrimleri hâlâ yolumuzu aydınlatıyor:
Laiklik, eşitlik, özgürlük, bilimsellik, kadın hakları ve çağdaş hukuk…
Bunlar bizim 102 yıllık kılavuzumuzdur.
Bugün, Cumhuriyet’in 102. Yılındayız.
Ellerimizde bayrak, kalbimizde Atatürk,
Kalpten gelen coşkuya haykıralım:
Türk Milleti; Cumhuriyeti yıktırmaz, Demokrasiden vazgeçmez
İnadına Cumhuriyet, inadına demokrasi sonsuza kadar inadına bölünmez Türkiye Cumhuriyeti Devleti…
Atatürk’ümüzü minnetle, onurla, gururla anıyor, manevi şahsiyeti önünde 102. Yılımızı saygılarımızı sunarak kutluyoruz…
Orhan UĞUROĞLU(Yeniçağ)
