Mustafa BALBAY


Tutuklu aileleriyle!

Tutuklu aileleriyle!


 

Dün Saraçhane parkında daha farklı bir buluşma vardı. İBB operasyonlarında tutuklananların aileleri bir araya geldi. Dördüncü buluşmaya bizi de davet ettiler.

 

Anneler, babalar, eşler, evlatlar, kardeşler, nişanlılar...

 

Ne yazık ki çok yabancısı olmadığımız bir buluşmaydı. Artık geçmişte kalmalı dediğimiz pek çok şeyin hepsi bir aradaydı.

 

Böylesi olaylarda bir kişiyi tutukladığınızda tüm ailesiyle birlikte hapse atmış oluyorsunuz.

 

Burada iş sülaleye döndü. Zira bir aileden iki üç kişinin hapiste olduğu karanlık bir tablo ile karşı karşıyayız.

 

Şu aşamada başlıca beklenti bir an önce iddianamenin çakması... Aileler içerideki yakınlarından emin; gerçeğin güneşi, çalınan tüm karaları yok edecek diyorlar.

 

***

 

Saraçhane parkında Dilek İmamoğlu ve dört tutuklu yakınının konuşmasından sonra ailelerle sohbet ettik.

 

Her biri ayrı bir anlatım konusu.

 

Son günlerde iktidarın medya mahkemesinde sürekli infaza uğrayanlardan İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş’in kızı Zeynep’in anlattıkları korku, dehşet, gerilim filmi gibiydi. Evlatların kendi geleceklerini bir kenara koyup babalarının geleceğini düşündüğü günlerden geçiyoruz. Zeynep, keskin bakışları, sert vücut dili, zaman zaman duygusallaşan ses tonuyla şu cümleleri kurdu art arda:

 

 

You might be interested

sportive.com.tr

 

“Babam tutuklandıktan sonra ailecek birbirimize dayandık, bugünleri aşarız dedik... Babamdan zerre kadar şüphemiz yoktu. Görüşlerde biz ona moral verelim diye çabalarken o bize güç veriyor, sağlam durun, geçer bu günler diyordu... Bir süre sonra canını sıkmaya başladılar babamın. İlle pişmanlık dilekçesi verecek, ille birilerini suçlayacak... Babam hepsini reddetmiş. Bir süre sonra babamın kardeşini, yani amcamı götürdüler. Bir süre sonra da ağabeyimi...”

 

Zeynep burada duralayınca zorlamadık! Nefeslendikten sonra devam etti:

 

“Bütün bunların üstüne bir de baktık suikast iddiası!... Babam içeride suikast planlamış! İftiranın bu kadarını da gördük... Babamı ille de iftiracı yapmak için her yolu deniyorlar. Babam öyle bir insan değil, olamaz da...”

 

İmamoğlu’nun kadrosunda yer alan emekli Emniyet müdürünü cinayet suçlularının, uyuşturucu kaçakçılarının da bulunduğu koğuşa vermişler. Müdür durumu anlatmış. Can güvenliği noktasına gelince başka bir koğuşta çözüm aramışlar!

 

Onlarca tutuklu yakınından bazıları hücrede tek başına olmanın zorluğundan söz ediyor, bazıları da koğuşta 70 kişinin olmasından.

 

Genç bir kadın tahmini özgürlüğün ne zaman geleceğini sorarken, duralayıp “Nişanlım hapiste” dedi.

 

Biraz arkamızda bir arada duran aile grubuyla tanışmak istedik. Her biri kendini tek tek tanıttı:

 

- Ben İmamoğlu’nun özel kaleminin şoförünün kızıyım...

 

 

- Ben İmamoğlu’nun korumasının eşiyim...

 

- Ben Dilek Hanım’ın abisinin eşiyim...

 

Yeri geldikçe vurguladığımız, “İmamoğlu’nun belediye kadrosundan suç örgütü imal ediyorlar” gerçeğinin yansımasıyla karşı karşıyaydık.

 

İçinden geçtiğimiz süreç 30 Ekim 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla başlamıştı. Özer’le birlikte tutuklanan bürokratların yakınları arasında avukatlar da var. Durumu şöyle özetlediler:

 

- Usulsüz olduğunu iddia ettikleri ihalelerin çoğu tamamlanmamıştı. Kayyum yönetimi onları Özer başkan dönemindeki şekliyle devam ettiriyor! Bu suçsa bunu kayyum da işliyor!

 

***

 

Ailelerin adalet arayışı yükselerek devam edecek. İki temel dayanakları var:

 

1- Kendilerine olan güven.

 

2- İktidarın yaratmak istediği algının oluşmaması, tam tersine operasyonların inandırıcılığını yitirmesi.

 

Bunlar güçlü dayanaklar ama özgürlüğün karşılığı değil.

 

 

 

Tablo iktidar açısından giderek anlatılamaz hale geliyor. Bütün istem şu:

 

Adil, hızlı, tutuksuz yargılama!