Mustafa BALBAY


Yavaş’ın en büyük projesi: Huzur-güven!

Yavaş’ın en büyük projesi: Huzur-güven!


Seçeneğini aşağı çekmekten başka seçeneği kalmamış bir iktidarın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı da hedef alacağı aşikârdı. Saldırının başkente de uzanması sıradan bir durum değil. İBB operasyonlarının devamı olmaktan çok, yeni bir evre olarak değerlendirilebilir.

 

Öncelikle 19 Mart’tan bu yana sık dillendirilen bir yaklaşımın çöktüğünü vurgulayalım. Bir bakış şöyleydi:

 

- İmamoğlu çok acele etti. Etmeseydi başına bunlar gelmezdi!

 

Yavaş’a yönelik saldırılardan sonra soralım:

 

- Yavaş çok mu acele etti de usul usul dokunmaya başladılar?

 

Mesele acele etme etmeme meselesi değil, Erdoğan’ın karşısına onu yenecek adayın çıkma çıkmama meselesi!

 

Geniş bir yelpaze içindeki tüm anketler gösteriyor ki İmamoğlu da Yavaş da Erdoğan’ı yenecek oy oranına ulaşmış durumda.

 

***

Hafta sonu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İçişleri Bakanlığı’ndan Yavaş’la ilgili soruşturma izni istedi! Şu hukukun güzelliğine bakın! Bugüne kadar başta İmamoğlu olmak üzere tutuklanan, hakkında işlem yapılan belediye başkanları için hukuk eksiksiz işletilmiş de aynısı Yavaş’a da uygulanıyor.

 

Soruşturma niçin isteniyor?

 

Yıllık 1000 e-Fatura Kontörü Hediye

70.000'den Fazla Mikro İşletmenin e-Fatura ve Ön Muhasebe Tercihi

Logo İşbaşı

 

Milli bayramlarda verilen konserlerde kamu zarara uğratıldı diye?

 

Konuyla ilgili daha önce soruşturma açılmış mı?

 

İlk iddia ortaya atıldığı an Mansur Yavaş harekete geçiyor. Zarara uğratma olmamasına karşın işlem eksikliği gördüğü kişileri o görevden uzaklaştırıyor. Soruşturma başlatıyor.

 

Soruşturmadan ne sonuç çıkıyor?

 

Mülkiye müfettişlerince olayın belediye başkanı olarak Yavaş’la ilgili boyutu olmadığı saptanıyor. Kamu zararının da oluşmadığı belirtiliyor.

 

Sonra ne oluyor?

 

Soruşturmanın şekli değiştirilerek şafak baskınıyla 23 Eylül günü eski ve yeni 13 belediye çalışanı gözaltına alınıyor. 5’i tutuklanıyor. 9 Ekim günü de iddianame hazırlanıyor. Yargılama zemini olarak başta kamuyu zarara uğratma kullanılmıştı. Bu oturmayınca zimmetten gidiliyor. Sanıkların yedişer yıla kadar hapsi isteniyor.

 

Yavaş iddianamenin neresinde?

 

Hiçbir yerinde. İddianameyi yazanlar ancak söz konusu konserlerin organizasyonuyla doğrudan ilgili kişilerin yargılanabileceğini düşünüyor.

 

Yavaş iddianamede olmayınca ne oluyor?

 

Ertesi gün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Yavaş ve özel kalem müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkında soruşturma izni istiyor!

 

Hedef olarak milli bayram konserlerinin seçilmesinin de ideolojik bir anlamı var.

 

 

 

Eğer belediyenin her işleminden başkanı sorumlu tutarsanız, bir polis suça bulaştığında içişleri bakanını, ihmal sonucu hasta öldüğünde sağlık bakanını ifadeye çağırmanız gerekir.

 

***

Baştaki konuya dönersek...

 

Yavaş, 2019’daki seçim başarısının rastlantı olmadığını gösterdi, 2024’te başarısını katladı. Öyle katladı ki en yakın rakibini ikiye katladı, CHP’li ilçe belediyesinin beşe katlanmasında öncü oldu. Belediye meclisinde azınlıktan ezici çoğunluğa geçti.

 

Gündemdeki suçlamada 2021-2024 yılları arasındaki 32 konsere ödenen 154 milyon liranın hesabı soruluyor. Yavaş, sadece Dikimevi-NATOYOLU raylı sistem ihalesinde yeniden teklif isteyerek hattın 6.7 milyar lira daha ucuza ihale edilmesini sağladı.

 

Yavaş’ın “çılgın projesi” var mı, diye soranlara sözümüz şu:

 

Yavaş, hesap verebilirlik ilkesiyle hareket eden bir başkan. Nereye ne kadar yatırım yaptığı ortada, sosyal yardımlar ortada. Bütün bunların yanında Yavaş’ın iki büyük projesi var:

 

Huzur ve güven!

 

Kavga eden, düşman üreten, ne zaman kime çatacağı belirsiz, rant üretirken bölüşümü önceden yapan bir başkan değil!

 

Yavaş’ın bu gücü olmadık karalamalarla küçültülemez