Mustafa BALBAY

Tarih: 30.09.2025 14:57

ABD ile kapitülasyon!

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye ABD’den almak istediklerinin listesini vermedi, ABD Türkiye’ye neler satacağını bildirdi!

 

Üstelik koşullarını da kendisi koyarak. Tarım başta olmak üzere pek çok üründe verginin sıfırlanmasının anlamı açık:

 

İktidar kendi çiftçisine dedi ki önce Trump’ın gözünü doyuracağım, sonra senin karnını!

 

Karın doyar da göz doyar mı?

 

 

Uçak işi havada! 1.5 milyar dolar ödediğimiz F-35 projesine yeniden katılma konusunun konuşulma aşamasına gelme olasılığının belirdiği anlaşılıyor! Yapılan açıklamalar ancak böyle Türkçeye çevrilebilir.

 

F-16’ların modernizasyonunun İsrail koordineli bir işlem olduğu dünyada biliniyor ama Türkiye’de konuşulmayan bir konu!

 

Aslında ABD ile uçak anlaşması çok da şart değil diye de düşünüyorduk. KAAN sadece kendi gücümüz değil, yurtdışına da sattığımız bir uçak olarak tanıtıldı. Hakan Fidan dedi ki:

 

 

“Uçakların motor sorunu var. ABD, yaptırımlar nedeniyle şu aşamada vermiyor.”

 

Savunma sanayisi ülkemizin ortak gücü. Bu gücün artması elbette herkesi mutlu eder. Ancak KAAN’ın her şeyinin tamam, motorunun eksik olduğu anlaşılıyor!

 

Trump’ın çok küçük bir istemi daha var:

 

- Rusya ile petrol, gaz alışverişini kes!

 

Bunun yerine ne yapsın?

 

 

Gazı ABD satsın!

 

Biz Karadeniz’de ülkemize onlarca yıl yetecek gaz bulduk diye sevinirken meğer gaz Karadeniz’de değil, Atlantik’in hemen ötesindeymiş!

 

Oradan gelecek gaz doğalgaz mı olur doğal gazık mı olur, bedel henüz açıklanmadı!

 

***

Başta görüşmenin açıklanmayan kısımlarından söz ettik. Özellikle Suriye’deki tablo ayrıca önemli. ABD’nin bölge valisi Tom Barrack’ın Suriye’de YPG’ye bazı sözler verdiği Ankara’ya ulaşan bilgiler arasında. Barrack’ın, “Güvencemiz altındasınız” diye özetleyebileceğimiz bir garanti verdiği konuşuluyor.

 

Suriyeli yöneticilerin hemen her kademeden, “Biz İsrail için güvenlik sorunu olmayacağız” demesini de Barrack’ı memnun eden gelişmeler arasına koymak gerek.

 

Bütün bunların dönüp dolaşıp tek amaca dayandığı görülüyor:

 

Meşruiyet!

 

Barrack’ın yüksek perdeden dile getirdiği bu onur kırıcı durumun karşılıkları yukarıda açıklananlar kadar değil.

 

Aklımıza ister istemez AKP’nin ilk iktidara geldiği günlerdeki AKP-ABD ilişkileri takılıyor. Erdoğan devlet katında hiçbir resmi sorumluluğu olmadığı halde salt AKP genel başkanı olarak Beyaz Saray’da kabul görmüş, şöyle demişti:

 

“Saddam bir diktatördür. Biz bir diktatörle komşu olmak istemiyoruz!”

 

Suriye konusunu ayrıca işleyeceğiz.

 

Trump’ın, “Rusya ile ticareti kes” sözüne yanıtı Putin’in sözcüsü Peskov verdi:

 

“Türkiye egemen bir devlet. Kendi kararını kendi verir!”

 

Fıkra bu kadar!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —