Konuk YAZAR

Tarih: 16.07.2025 00:16

PKK, şimdi metastaz yolunda!

Facebook Twitter Linked-in

 

Emekli tuğgeneral Nejat Eslen, PKK’nın yeni süreçte stratejik hedefinin ne olduğunu, 4 Haziran 2025 tarihli Cumhuriyet’te yayınlanan yazısına incelemiş ve şöyle demişti:

“Yeniden şekillenen Ortadoğu’da, yarım kalan önemli proje, ABD, AB, İsrail destekli Kürt jeopolitiğinin hedeflerine ulaştırılması gayretleridir.

40 yılı aşan süreçte silahlı mücadele ile Türkiye’de politik amaçlarına ulaşamayacağını anlayan PKK artık farklı mücadele yöntemi arayışındadır. PKK artık mücadelesinde Abdullah Öcalan’ın Rus asıllı Amerikalı felsefeci Murray Bookchin’in düşüncelerinden etkilenerek geliştirdiği, sözde ulus devleti ve merkezi yönetimi reddeden, bölgesel otonom yönetimi benimseyen, kadına eşitlik ve politik ekoloji kavramları ile süslenen ve çatı yapısı KCK’nin sözleşmesine dönüştürülen ‘demokratik konfederalizm’ ütopyasını esas almaktadır.

12. kongre sonuç bildirisinde PKK’nin, Öcalan’ın talebi ile ‘silahlı mücadele yöntemini sonlandırdığını ve demokratik toplum inşası temelinde demokratik mücadele dönemini başlattığını’ ilan etmesi bu anlama gelmektedir.

Suriye’de, PKK’nin Rojava olarak tanımladığı Fırat’ın doğusunda, ilk defa bu farklı mücadele yönteminin, demokratik konfederalizmin (devlet içinde özerk bölge inşa etmenin) başarı ile uygulanmakta olduğu iddia edilmektedir.

Kürt jeopolitiğinin destekçisi ülkeler, Suriye’de, iç savaşın oluşturduğu fırsat nedeni ile PKK yerine YPG’ye öncelik vermektedir.

Buna rağmen, “terörsüz Türkiye” tanımı ile sunulan yeni projede PKK’nin amacı; Suriye’de uygulandığı iddia edilen demokratik konfederalizm modelini, Türkiye’de Fırat’ın doğusuna taşıyarak, büyük Kürdistan’a giden yolda özerk yapının temellerini oluşturmak ve böylece su zengini Fırat-Dicle havzasına egemen olmanın önünü açmaktır.

İçinde bulunduğumuz süreçte, demokratik konfederalizmin özünde, jeopolitik amaçlar için uygulanan ve ülkenin anayasal düzenini ve devlet yapısını hedef yapan bir araç olduğunu anlamamız gerekmektedir.

Demokratik konfederalizm, Suriye örneğinde olduğu gibi, bağışıklık sistemi zayıflamış, iç cephesi sorunlu ülkelerde, metastaz yapan kanser hücrelerine benzemektedir.”

***

Trump’ın Türkiye’ye büyükelçi olarak gönderdiği Tom Barrack ise, aynı zamanda Suriye ve Lübnan temsilcisi olarak, süreci Dicle-Fırat havzasını Türkiye, Irak ve Suriye’den koparacak şekilde yönlendirmekle görevlidir. Yalnız, bu “ara hedef”tir, asıl hedef Büyük Orta Doğu Projesi, yani Büyük İsrail’dir.

Bunun için Türkiye’nin ulus-devlet yapısının bozulması, Atatürk’ün kuruluş felsefesinden çıkmasını şart görüyorlar... Atatürk’e ve Cumhuriyet’e saldırıların son dönemde yoğunlaşmasının sebebi budur.

Barrack, “Türkiye için en iyisi Osmanlı Millet sistemi” derken, asıl hedefi ulus devlet yapısını çökertmektir. Geçici süreyle, Türkiye’nin Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyindeki yapılarla “ümmet” şemsiyesinde bir konfederasyon kurmasını sağlamaya, böylece sınırları ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.

Türk devleti ortadan kalkınca, parçalamak onlar için kolay olacaktır. Çünkü öyle olursa, Türklerin uğruna ölebileceği bir vatan kalmayacaktır. Türkiye’yi Türkiye yapan Türklük ruhudur. İşte onu yok etmeye, Türk Milleti’nin bağışıklık sistemini çökertmeye uğraşıyorlar. Ümmeti öne çıkarmalarının sebebi budur. Ekonominin bozulmasının asıl sebebi de budur.

Tarihin çarpıtılması ve Türk zaferlerine hayali ortaklar çıkarılmasının sebebinin de bu proje olduğunu, artık herkes anlamaya başladı.

***

Abdullah Öcalan da zaten PKK’ye gönderdiği ilk fesih çağrısında, “Barış ve Demokratik Toplum aşamasına geçişin başarıya ulaşması sadece Kürt, Kürdistan için değil bölge için de önemli başarılara yol açacaktır. Burada ulaşılacak bir başarı; Suriye, İran ve Irak'a da yansıyacaktır. Türkiye Cumhuriyeti için de hem kendisini yenileme, demokrasiyle taçlanma hem de bölgede öncülük yapma şansı olacaktır.” demişti.

Yani Öcalan, projenin, bir bölge projesi olduğunu, adımların buna göre atılması gerektiğini bu sebeple Kürt devleti kurmak için mücadele etmenin şimdilik askıya alındığını söylemiş oldu... Çünkü hedefe ulaşabilmeleri için Türkiye’nin ulus devlet olmaktan çıkması gerekiyor ki şu anda bütün girişimler bunun içindir.

Yalnız bir şeyi unutuyorlar...

Projenin detayları ortaya çıktıkça, kimin kimlerle işbirliği yaptığı anlaşıldıkça, Türk varlığı, kendisini savunacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arslan BULUT(Yeniçağ)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —