Murat AĞIREL

Tarih: 23.09.2025 22:05

Sahte Sayıştay denetçisi!

Facebook Twitter Linked-in

 

Kendilerini sahte kamu görevlisi gibi tanıtıp dolandırıcılık yapanların haberlerini hemen hemen her gün görebiliyoruz.

 

Tüm uyarılara, kamu spotlarına rağmen kendini savcı, jandarma, Emniyet görevlisi olarak tanıtıp dolandırıcılık faaliyetlerinde bulunanlar yurttaşların canını yakmaya devam ediyor.

 

Sadece bu kamu kurumlarında değil tabii ki... Yargılamadaki caydırıcılık söz konusu olmadığı ve cezasız kalacaklarını, aldıkları cezanın çok az olacağını veya eninde sonunda bir af çıkacağını bilen bu kişiler faaliyetlerine yenilerini ekliyorlar.

 

Ben de sık sık yazıyorum ki vatandaşlarımız bunlara karşı uyanık olsun.

 

Eski haberleri hatırlayalım: İstanbul’da kendilerini SGK çalışanı olarak tanıtan Necati A. (48) ve Veli Y. (48), çok sayıda işyerini dolandırdı. Üzerlerinde SGK amblemi bulunan sahte kimlik ve evraklarla işyerlerine giden dolandırıcılar, işyeri sahiplerine “kaçak işçi çalıştırdıkları” yönünde ihbar aldıklarını ve ceza keseceklerini söyleyerek işyeri sahiplerini ikna etti. Ellerinde bulunan sahte SGK işyeri denetim formlarını dolduran iki dolandırıcı bu yöntemle çok sayıda işletme sahibini kandırdı.

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, son zamanlarda Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’na intikal eden şikâyet ve ihbarlarda dolandırıcıların kullandıkları yöntemlere ilişkin şu açıklamayı yaptı:

 

İş müfettişlerinin ad ve soyadlarını kullanmak suretiyle ücret karşılığı kitap/dergi satışı yapanlar, bakanlıkta görevli iş müfettişleri için yardım adı altında para toplayanlar, yine iş müfettişlerinin ad ve soyadlarını taklit ederek sahte teftiş yapmak suretiyle eksik dokümanları kendisi veya danışman firmalar aracılığıyla iş takibi yapmak isteyenler, kitap ve dergi paketlerinden birini almaları halinde bakanlıktaki işlerinin takip edileceği ve sorun yaşamamalarını sağlayacaklarını vadeden kişiler...

 

Supplementler.com Hydrolysed Whey Isolate 1000 Gr

Supplementler.com Hydrolysed Whey Isolate 1000 Gr kapıda ödeme seçeneği, aynı gün kargo ve sepette hediye fırsatlarıyla Supplementler.com'da!

Supplementler

 

Bakanlık tüm bu yöntemlere karşı işverenleri uyarmıştı. Benim size anlatacağım durum ise bambaşka.

 

Yeni Asır gazetesi bir haber yaptı:

 

“Çanakkale’de kendisini Sayıştay denetçisi olarak tanıtan Tunçkan Turhan Akman’ın, üniversite hastanesini üç gün boyunca izinsiz denetlediği ortaya çıktı. Hastane yönetimine bir arkadaşını da yardımcısı olarak tanıtan Akman’a deniz manzaralı özel oda tahsis edildiği, hastanenin sistemine erişim talebinde bulunduğu ancak bir doktorun dikkati sayesinde girişinin engellendiği öğrenildi. Tuvaletleri beğenmeyip temizlik personeline fırça atan Akman’ın ailesiyle birlikte üniversitenin uygulama otelinde konakladığı, olayın ortaya çıkmasının ardından şehirden ayrıldığı belirtildi. Akman hakkında daha önce de unvan gaspı ve dolandırıcılıkla ilgili suç duyurularının bulunduğu kaydedildi.”

 

Haber böyle. Kimdir bu kişi diye araştırdığınızda ise muhteşem bir katalog ve fotoğraflarla karşılaşıyorsunuz. Bu kişi gerçekten Sayıştay amblemi bulunan bir araçla gelmiş.

 

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Cüneyt Erenoğlu da “Bir hocamızın referansı ile arkadaşımızın hastanemizin eksikliklerini tespit etmesini istemiştik. Herhangi bir resmi görevi yoktu. O da işi abartmış, personele sert davranmış. Bugün itibari ile hastanemizden gönderdik” diye Sabah gazetesine açıklama yapmış.

 

Bakın değerli dostlar, fıkra anlatmıyorum!

 

Gelin ayrıntılarını aktarayım...

 

Rektör Cüneyt Erenoğlu’nun Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne yaptığı bir ziyaretle başlıyor bu hikâye. Bir meslektaşına üniversite hastanesindeki sorunları dile getiren Erenoğlu, meslektaşının referansı aracılığıyla daha önce hakkında dolandırıcılık suçlamasıyla soruşturma açılan Tunçkan Turhan Akman ile tanışıyor. Rektör, kendisini Meclis’te danışman olarak tanıtan Akman’dan Çanakkale’ye gelerek üniversite hastanesini kontrol etmesini istiyor. Akman, rektörün bilgisi dahilinde hastaneyi denetleyeceğini belirterek başhekimlikten özel oda istiyor. Kendisine özel oda tahsis ediliyor. Bir hafta boyunca başhekim, başhemşire ve güvenlik amiriyle hastaneyi denetliyor, bazı personelleri de sorguya çekiyor.

 

 

 

Hastanede kaldığı süre boyunca iddiaya göre diğer fakülteleri de ziyaret ediyor, kendisini rektör danışmanı olarak tanıtıyor. Fen edebiyat fakültesinin yıkılacağını öğrenince yıkım işlemleri için üniversitenin satın alma müdürüyle süreci başlatıyor.

 

Bu kişinin ismi ilk defa gündeme gelmiyor. Daha önce de eski AKP Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır’ın danışmanı olarak tanıtmış kendini. Vekil ile birlikte fotoğrafları mevcut ama Özbakır, bu kişinin yalan söylediğini ve hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu belirtmiş.

 

Hatta bu kişinin kendi el yazısı ile hazırladığı, hâkim-savcı atamalarına ilişkin torpil referans belgeleri de kayıtlara girmiş. Hüseyin Özbakır haberleri yalanlamış ancak bu kişi ile toplantı esnasında, bir gezi veya tatil esnasında çekilmiş fotoğraflar, hatta adına hazırlanmış TBMM araç giriş kartı bile mevcut.

 

Sadece bu mu? Hayır. Bu kişi Kızılay yetkilisi de olmuş. Sırtına Kızılay ceketini geçirip çalışmaları denetlemiş ve fotoğraf çektirmiş. Yine Sayıştay amblemli arabası ile Ömer Halisdemir Kız İmam Hatip Lisesi ve Ortaokulu’na gitmiş.

 

Dahası var Kastamonu valisini bile ziyaret etmiş.

 

Bakanlarla fotoğraflar çektirmiş, ziyaretlerinde yanında bulunmuş. Değerli okurlar, bütün bu olayları okurken belki gülümsüyorsunuz, “Yok artık” diyorsunuz. Ama işin aslı hiç de komik değil. Çünkü bir kişinin bu kadar farklı kimliklere bürünebilmesi, bu kadar rahat kurumlara girebilmesi, sadece onun kurnazlığıyla değil, sistemin zafiyetleriyle de açıklanabilir.

 

Şu andaki mevcut sistem artık “hallederiz” formatına dönmüş durumda. İktidar partisinden birinin yanında durup elde ettiği imtiyazlarla kurumlarda iş bitiricilik yapan çantacı tiplerden binlerce var.

 

 

Hepsi kurumların koridorlarında geziyor ve “iş bitiriyorlar”. En kötüsü de bu..


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —