Perşembe günü Silivri’deydik. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve meslektaşımız Fatih Altaylı ile görüştük.
Cezaevi koşullarında görüşme sırasını belirlemeniz mümkün değil. İlk Güney’le konuştuk. Eşi Ayşen Hanım onu, “Beyoğlu’nun dervişi” diye tanımlamış, bunu köşemizde yazmıştık. Okuduğunu söyledikten sonra devam etti:
“Özgürlükteki alışkanlıklarınızı burada sürdürmeniz elbet mümkün değil ama bereket Cumhuriyet okuma alışkanlığımızı sürdürebiliyoruz.”
İnan, genç yaşına karşın derviş edasıyla durumu şöyle özetledi:
“Burası bir çilehane... Aynı zamanda doluyoruz. Bizim hücrelere teslim olacağımızı sanıyorlar, yanılıyorlar. Biz hücreleri teslim alırız. Bu cadı kazanı bitmiyor. 15 yıl önce sizi attılar, şimdi bizi. Artık böylesi dönemlerin bitmesi gerekiyor.”
İnan’a, “Haklısın, kazan kaldırıp kazanı kaldırmak lazım” karşılığını verdik.
İnan’la bütün yönleriyle Beyoğlu konuştuk!
***
Zeydan Karalar, niçin Silivri’ye konduğunun farkında ama elbet kabulünde değil. CHP’nin bu oyunu bozacağına inanıyor, bekliyor. Bunun için öncelikle kasımdaki 39. olağan kurultayın tam bir bütünlük ve kucaklayıcılık içinde geçmesi gerektiğini düşünüyor. Kurultaya doğru bir metin kaleme alma eğiliminde. “Şu aşamada benden tek cümle yaz” dedi:
2025’in Şimdiye Kadarki En Gerçekçi PC Oyunu!
Büyüleyici bir fantezi rol yapma oyunu. O kadar güzel ki sadece görmek için bile yüklemeye değer
Raid: Shadow Legends
“CHP içinde bütünlük!”
Hayatını yazıyor... “Bak işte Silivri’nin faydaları” diye gülümsedik.
4 yaşında Çukurova’da pamuk tarlalarında dökmeye başladığı alın terinin Adana’da değmediği yer yok.
“Zeydan Karalar Adana’dır” madalya gibi bir slogan. Bunun ilmek ilmek nasıl oluştuğunu anlattı.
İmamoğlu’yla, 10’a yakın görüşmesinin ardından öğleden sonra kucaklaşabildik. Genel bir dünya ve Türkiye portresi çizdikten sonra, “Kötü günlerden geçiyoruz. Dünya da öyle, biz de payımızı alıyoruz” dedi. Aklı Elazığ’daydı. İBB’nin yaptırdığı Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin açılışını en azından televizyondan izlemek üzere sabırsızlanıyordu.
CHP’nin İstanbul kongresi ve kurultaylarıyla ilgili süreç nedeniyle sonbaharda tamamlamayı planladığı hükümet programı taslağını ertelemiş. “2026 başında hazır” diyor. Yargı süreçleri için şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu kadarı da olmaz denecek bir şey kalmadı. Yargının onurunu CHP’nin yargı içinde aradığı çözümlerle yine CHP kurtarıyor.”
Cumhurbaşkanı adaylığı için şöyle diyor:
“Milletimizle birlikte CHP bir karar verdi. 15.5 milyon oyla cumhurbaşkanı adayını belirledi. Bu tamamlanmış bir süreçtir. Seçim günü geldiğinde o günün şartları içinde mutlaka bir yol buluruz. Konu elbette kamuoyunun ilgisinde ama o güne kadar yeni bir değerlendirme yapmanın gereği yok.”
***
Fatih Altaylı zaten formundaydı ama biraz daha kilo vermiş. Tek kalıyor. “Asıl teke tek burası” diye gülümsedik. Yaşamı daha düzenli hale gelmiş. Mesleki olarak kurduğu düzenin devam etmesinden memnun. “Aslanlar gibi götürüyorlar” diyor. 30 kadar kitap okumuş.
3 Ekim’deki duruşmada çok büyük olasılıkla tahliye olacak ama burası Silivri, her şeye hazırlıklı olmak gerek. Hakkındaki suçlama için uzun uzun savunma yapmasına gerek yok. Prof. İlber Ortaylı dese ki:
“Yavvv Osmanlı tarihi ortada... 36 padişahtan 13’ü kendi isteğiyle tahttan inmemiş. Bu gerçeğin neresini değiştireceksiniz!”
Silivri’de her şey aynı. Bir şey değişmiş; görüşme odasındaki orta bölmeye sabit kalem konmuş. Yarım metre yarıçapında... İlk aklıma “Tükenmez kalemi tutuklamışlar” demek geldi ama kalemi tutuklamak ne mümkün. İşte en çok sabitleyebiliyorsunuz!