Konuk YAZAR


Yeni rejim inşası darbesi

Yeni rejim inşası darbesi


 

Gezi üzerinden “anayasal düzeni ortadan kaldırmak”, kent uzlaşısı üzerinden “terör” ve İBB şirketleri üzerinden “yolsuzluk” iddiasıyla Ekrem İmamoğlu başta 106 kişiye yapılan 19 Mart operasyonu, gerçekte yeni rejim inşası darbesidir.

 

 

Bunu çeşitli muhalefet çevreleri içinde hâlâ anlamayanlar var; hâlâ yatay geçiş diyorlar, hâlâ şu harcama diyorlar, hâlâ şu isim diyorlar. Ergenekon-Balyoz kumpaslarında da yaşadık; orada da hukuk dediler, şu isim dediler, bu dosya dediler, AKP’nin oltasına düştüler.

 

Mesele diploma, hukuk, yolsuzluk, terör, anayasal düzeni değiştirme vs. değildir, mesele bunlarla suçlayıp toplumu körleştirerek muhalefeti dönüştürerek yeni rejim inşası için yeni anayasa ve sınırsız başkanlık yolunu açmaktır.

 

TERÖR VE ANAYASAL DÜZEN KONUSU

AKP’nin “yaptığının tersini söyleyen, söylediğinin tersini yapan” çizgisi ve yasa torbasına “iyiyi”, operasyon torbasına “kötüyü” koyan taktik tuzağı, bir muhalif avlama yöntemidir, ne acı ki hâlâ yutulabilmektedir.

 

106 kişiye operasyon torbasında, Gezi ile anayasal düzeni ortadan kaldırma suçlaması var. Tersine, Gezi, anayasal düzeni savunuyordu; nitekim Gezi’yi aşan AKP anayasayı değiştirdi, parlamenter sistemi yıktı, anayasal düzeni değiştirdi ve yeni rejim inşa etmeye çalışıyor.

 

106 kişiye operasyon torbasında terör suçlaması var; CHP’nin İstanbul’da DEM ile yaptığı “kent uzlaşısı” ittifakını terörle işbirliği ve “PKK’ye yardım” sayıyorlar. Tersine, İstanbul belediye seçiminde “Kürtler CHP’ye oy vermesin” diye PKK’nin başı Öcalan’ı konuşturarak kendileri terörle işbirliği yaptılar. Tersine, şu anda “kurucu önder” ilan ettikleri Öcalan ile DEM’i “dönüştürüp” yeni anayasa-sınırsız başkanlık operasyonunda kullanmaya çalışıyorlar.

 

TUZAK REÇETELER

Bu operasyonlar ve Erdoğan-Bahçeli-Öcalan açılımı aynı hedefin gereğidir: Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek, muhalefeti zayıflatmak ve dönüştürmek, Öcalan’a taviz verip iç siyaseti dizayn etmek, yeni anayasa yapabilme sayısını bulmakta DEM’i kullanabilmek, DEM seçmeninin oyuyla sınırsız başkanlık kazanarak yeni rejim inşasını başarmak...

 

Diş İmplantlarının Gerçek Maliyeti: Tam Fiyat Listesini Şimdi Görün!

Local Plan

Meselenin bu olduğunu göremeyip hâlâ hukuk diyenler, hâlâ yatay geçiş ve diploma diyenler, hâlâ yolsuzluk diyenler, bari sunulan “çare” tuzaklarından öğrensinler; CHP’nin AKP ile anayasa değişikliğinde uzlaşarak operasyonlardan kurtulabileceğini tavsiye eden kumpas aparatlarına dikkat etsinler.

 

NE YAPMALI?

AKP’yi normal bir siyasi parti olarak değerlendirerek, onunla helalleşme ve normalleşme yöntemleriyle yarışabileceğini sanmanın faturası ödeniyor aslında.

 

Hadi önceki aşamaları geçelim ama bu son aşamayı, yani Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i tutuklayarak başlatılan aşamayı bile tam olarak kavrayamadılar. Saray, tepkinin ölçüsünün zayıflığını görerek adım adım devam etti. Beşiktaş, Beykoz diyerek ilerledi ve sonuçta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kadar uzandı. Ve ne yazık ki CHP’nin tepkisinin ölçüsüne göre tıpkı Ergenekon-Balyoz kumpaslarındaki gibi yeni dalgalar da olası...

 

CHP’nin bu operasyonlara karşı izlediği sistem içi mücadele yönteminin başarısızlığı ortada. Sadece televizyonlara çıkıp konuşarak, parti binasında basın toplantısı düzenleyerek, TBMM grup toplantısında şikâyet ederek, bu operasyonlar durdurulamaz. Kafanın önce sistemin dışına çıkarılması gerekir; demokratik kitle örgütleriyle birleşme, halkla bütünleşme, alanlarda demokrasi mevzisi inşa etme hedeflenmelidir.

 

Bazı CHP’li yöneticilerin 19 Mart darbesinden sonra bu yönde mesajlar vermesi umut vericidir, bakalım...

 

Ve bitirirken önemle belirteyim: Ekrem İmamoğlu’na yapılan bu operasyon, aynı zamanda iktidarın onu (ya da Mansur Yavaş’ı) yenemeyeceğini anlamasının ve korktuğunun göstergesidir. İş, ana muhalefetin bu krizi iyi yönetebilmesine bağlıdır artık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ali GÜLLER(Cumhuriyet)